Baskın Oran

1993

Kafamın almadığı şeyler
  • 27 Ağustos 1993

Ayıp değil ya, olan-biteni artık anlamıyorum. İşin en başlarında anlıyordum. En azından, bitakım kavram ve deyimler   biçok şeyi anlamama olanak veriyordu: 1)  Şamar Oğlanı kavramı. Veya gâvurca deyimiyle, "Scape Goat",…

Gazetecilik nasıl yapılır
  • 24 Ağustos 1993

Patronuna  vurmayıp özel kalemine vuran beldenaşağı "gazetecilik" anlayışını iki gündür anlatıyorum. Bendeniz, malum, gazeteci falan değilim. Basın ve Yayın Yüksek Okulu'nda (şimdi, A.Ü. İletişim Fakültesi) uzun yıllar uluslararası ilişkiler dersleri …

Bu basının yatacak yeri yok
  • 23 Ağustos 1993

Gözünüzü yumun ve farzedin: Annesi, erkek kardeşi ve ilkokuldaki kızıyla yaşayan, eşinden ayrılmış, Mülkiye mezunu bir genç hanımsınız.  Ankara Büyükşehir Belediyesi özel kalem müdireliği gibi en azından 12 saat koşturmayı…

Şamar oğlanı
  • 22 Ağustos 1993

Şimdi de var mı bilmem ama, vakti zamanında İstanbul'da  genç ve güzel oğlanların tellâklık yaptığı belli hamamlar varmış. Buralarda yapılan alemler herkesin malumu olduğu halde, usturubuyla yapıldığı ve rezalet ayyuka…

Sayın genel kurmay başkanı, ne yaptığınızın farkında mısınız?
  • 11 Ağustos 1993

Muhterem Efendim, Bu mektubu, makamınızın bağlı olduğu Başbakanlık'a değil de, doğrudan size yazıyorum. Kürt Sorunu şu anda her zamankinden de fazla Silahlı Kuvvetler'e  ihale edilmiş durumda  olduğundan,  bu işin  faturası…

“Şey etme”nin adabı

Osmanlı'yla ilgili  espriyi bilirsiniz: Yahudi zenginleyince, ilk işi sermayeyi  katlamak olurmuş. Ermeni  zenginleyince, ilk işi evleri ikilemek olurmuş. Rum zenginleyince, ilk işi dükkânları ikilemek olurmuş. Türk  ise zenginleyince ilk işi…

Dışişleri’nin bile bile ladesi
  • 08 Ağustos 1993

İsviçre, Bern'deki Türkiye Büyükelçisinin dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. Zamanında büyükelçisini kendi girişimiyle çekmekte geciken Türkiye de, yanlış bir "karşılıklılık" ilkesine sarılarak, olayı tırmandırdı. Ankara'daki İsviçre Büyükelçisi'nin geri çekilmesini istedi. MHP'nin yayın…

Dışişleri’ni eleştirmek ve Bern olayı
  • 07 Ağustos 1993

Şu anda devletimiz, İsviçre'ye savaş ilan etmiş durumdadır. Hayırlı olsun. İsviçre, bu ülkedeki büyükelçimizin geri çekilmesi gibi, diplomaside çok ağır sayılan bir istemde bulunmuş, Türkiye de buna karşılık İsviçre büyükelçisinin…

Türkiye Lozan’ı çiğniyor mu?
  • 03 Ağustos 1993

"Normal" bir Türk aydınına bu soruyu sorsanız, sanırım en azından irkilir. Çünkü Lozan, Türkiye'nin kuruluş belgesi niteliğinde olan, dolayısıyla ülkemizde çok yüceltilen bir uluslararası antlaşmadır. Ama gelin görün ki Türkiye,…

Lozan’da azınlık ve insan hakları

Lozan Antlaşması'nın şugünkü durumda Türkiye açısından en önemli olmaya devam eden  öğelerinin  başında, "Kesim Üç: Azınlıkların Korunması" başlıklı bölüm gelir. Neden söz ettiğimizi bilmemiz için, bu konuda ister istemez biraz …

Bu işin içinden nasıl çıkılır ?

Türkiye'de bu işlere kafa patlatanların başında gelen dostum Dr.Haldun Özen'le   uzun uzun konuştuk. Türkiye'de yükseköğretim sorunu, bugünden yarına halledilemeyecek kadar zor iş. Ama, konuşmamızdan gene de bitakım ana çizgiler çıktı:…

Üniversite nedir, ne değildir.
  • 01 Ağustos 1993

Televizyonun karşısındayım. Genç mi genç, daha ana tüyünden çıkmamış lise mezunlarına mikrofon uzatılıyor. Kimi alabildiğine rahat, çoğuysa kamera karşısında bir an önce söyleyip kurtulmak için ecel terleri döküyor ama, incecik…

“Pavlika”dan “Üniversite”ye, siyasal üçkaatçılık
  • 01 Ağustos 1993

Benim çocukluğumda,  siyasette çok tutulan bi üçkâat vardı. Oy devşirmek isteyen kasaba politikacılarının "Muhterem Hemşerilerim, bana oy virin, kasabanıza pavlika yaptıram!" diye nutuk atmaları, "demokrasi"nin başladığı 1950'den sonrası dönemin simgesi…

Kasaba politikacısına taş çıkartan profesör başbakan
  • 01 Ağustos 1993

Tansu Hanım'ı, cesareti için kutluyorum. Türkiye üniversitelerine bu kadarını yapmaya İhsan Doğramacı, Türkiye Devleti'ne bu kadarını yapmaya da Kenan Evren bile cesaret edememişti. Bu kararla 2. basamak sınavı iptal edilmiş…

Lozan’ı eleştirmek
  • 01 Ağustos 1993

Geçen hafta Lozan'ın yıldönümüydü. Dikkat ettiyseniz (ben etmemişim, eşim  uyardı), bu yıl benim anımsadığım kadarıyla ilk kez "bayram" biçiminde kutlandı. Bunun nedenleri üzerine düşündüm, bir kez, Lozan 70 yaşındaydı; önemli…

Devletin tutarlılığı ve Bern olayı
  • 27 Temmuz 1993

Devletin uluslararası alandaki tutarlılığı, belki de, ulusal düzendeki tutarlılığından bile önemlidir. "Aman sen de, içte ne ki, dışta ne olsun!" deyip geçilemez. Devlet demek, "içte egemen, dışta eşit" demektir. Uluslararası…

Devlet ve erotizm
  • 26 Temmuz 1993

Bu milletin bu Devlet'ten yediği kazığın haddi hesabı yoktur. Ama her seferinde yeriz ve başka çaremiz olmadığı için unuturuz, bir dahakine kadar. Ama, dün dediğim gibi,  benim hazmedemediğin bir tanesi…

Devlete inanmak
  • 25 Temmuz 1993

Ben çocukken,  Devlet Baba'ya sonsuz inanarak, güvenerek büyüdüm. İzmir Alsancak'daki iki katlı Rum evimizin  kok  kömürü yakan bir şömineyle ısınan, o yüksek ve kartonpiyer tavanlı, "taraklanmış" yağlıboya duvarlı,  bastıkça inleyen…

İskele ‘deki zehir

Kaya Bey, üstü fora, altında bi çiçekli şort, ayaklarda plastik sandallar, karşıdan efe usulü salına salına gelmekte. Laf atıyorum: "Abem! N'oolcek bu rüzgar be? Bizim kefal sersem oldu! Urla İskelesi…

Sivas’ta sorumluluk: hükümet ve devlet

Dünkü yazı biraz uzun kaçtı ama,  umarım söyleyeceğimin çoğunu söylemişimdir, bugüne az kalmıştır. Aslında çok kalmıştır, çünkü bu katliamın  sorumlusu Hükümet ve Devlet'tir. Uluorta söylemiyorum. Bu, ispatlı-delilli bir gerçektir! O…

Sivas’ta sorumluluk : Aziz Nesin
  • 11 Temmuz 1993

Toz duman biraz yatıştı.  Değerlendirmeye başlamanın zamanıdır. Basında genel olarak yazılanları   -kötü niyetli veya geri zekalı yorumları dışarıda bırakırsak-  iki noktada özetlemek mümkün: 1)  İrtica hortlamıştır. Devlet buna göz yummuştur…

Eskişehir’deki soru…
  • 27 Haziran 1993

Geçen hafta yazımı bitirirken, "aktüel bişey olmazsa" size Atina'yı anlatmaya devam ederim, demiştim. Öyle de yapacaktım. Özellikle de, tanıştığım Pasok'lu sıkı feminist Anna Karamanou'yu ballandırıp, hatunun nasıl bütün savaşları "erkek…

Nereye gittiğimizin resmidir…
  • 25 Haziran 1993

Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi'nde 18 Haziran'da yapılan açıkoturumda, bir gün önce elime geçmiş olan iki tehdit mektubu ile, İzmir'de dağıtılmış bir bildiriyi okudum. Şu andaki Devlet-PKK çatışması, eğer hızla bir oydaşmaya,…

“İslam yılanı”
  • 17 Haziran 1993

Atina'nın 35 km kadar dışında, lebiderya bir oteldeyiz. Helsinki Yurttaşlar Meclisi toplantısı. İlk olarak kürsüye koyu renk takım elbiseli, ense-kulak yerinde, iriyarı bir zat çıktı. Resmi görevli olsa gerek; protokol…

Eleştiri ve özeleştiri
  • 10 Haziran 1993

Bizim basında pek demokrasi aramayın. Demokrasiden söz etmeyi kimselere bırakmaz ama, kendi yapısı dizboyu diktatörlüktür. Gazete yazarlarının yazılarına müdahale edilir, basılan yazılara gazete içinden eleştiri yöneltilmez, bu yazılara gazete dışından…

Aklımızı başımıza devşirelim artık !
  • 30 Mayıs 1993

Acaba, geçen hafta niçin üst üste "Neden Korkuyorum" diye yazılar yazdığımı bazı "mihraklar"  anlamış mıdır şimdi? İşte bunun için korkuyordum! PKK'nin ateş kesmesi sanki Allahın emriymiş gibi devletin köy basmaya…

Neden korkuyorum – 2
  • 25 Mayıs 1993

Kürt sorununun  çözümünde yalnızca şiddet kullanmaya soyunduğumuz zaman, çok önemli fırsatlar kaçırdığımızın farkında olmuyoruz. 1) 1984'ten bu yana çok masum kanı döküldü. Batı illerine çok cenaze gitti. Kürtlerin 1925-38  döneminde,…

Neden korkuyorum – 1
  • 24 Mayıs 1993

"Mahiler,derya içre"  olduklarından deryayı bilmezlermiş. Hayalî Mehmet Bey (ö.1558) bu güzel mısraı herhalde balıklar için söylememiş. İnsanlar, bir olayı doludizgin yaşarken neyin neresinde olduklarını tam kestiremiyorlar. Bu yüzden muazzam fırsatlar,…

1993 model emirleri!
  • 16 Mayıs 1993

TBMM Yüce Başkanlığı'na, Bakanlıklar - Ankara. Sultan Abdülmecit tarafından 1847 yılında yasaklanmış  olan köle ticareti, eğer Yüce TBMM tarafından hemen önlenmezse, ülkemizde bugünlerde yeniden hortlamak üzeredir. Bir işverenin, işçilerine imzalattığı…

Üniversiteler fazlasını bile hakketmiştir !

Bir zamanlar, şöyle bir laf vardı: "İngiliz Parlamentosu, kadını erkek ve erkeği kadın yapmak  hariç, her şeyi yapabilir". Bu laf eskidi. Çünkü artık sıradan cerrahlar bile erkeğin maslahatını "kopsi kefali"…