Muhterem Efendim,
Bu mektubu, makamınızın bağlı olduğu Başbakanlık’a değil de, doğrudan size yazıyorum. Kürt Sorunu şu anda her zamankinden de fazla Silahlı Kuvvetler’e ihale edilmiş durumda olduğundan, bu işin faturası da direkt olarak Ordu’ya çıkacak tabii. Bir de, sizin faşist olmayan, profesyonel asker olan bir kişi olduğunuzu sanıyorum. İlgilenebileceğinizi düşündüm.
Hürriyet’in 6 Ağustos manşetini bir daha okuyunuz. “PKK’ya Karşı Ülkücü
Ordu”. Türkiye’de MHP’lilerin kalesi Tokat, Çorum ve Yozgat’ta “Özel Ordu”ya başvuru için “5000 ülkücü”den oluşan kuyrukları haber veriyor. Askerliğini komando olarak yapmış MHP’lilerin hemen başvurduğunu bildiriyor, komando olarak yapmayanların da hemen eğitimden geçirilerek cepheye yollanmasını talep ediyor. Haberin kaynağı, bizzat, MHP’nin organı Ortadoğu gazetesi.
Aslında, Sayın Başkan, inanmış bir Türk faşisti olsaydım,Ortadoğu gazetesini anında bombalardım. “Teklifi Biz Yaptık, Karar Hükümetten” diye şecaat arzederken böylesine paha biçilmez kıymette bir çuval inciri berbat etme tehlikesi yarattığı için. Böyle gürültüyle ilan etmeseler, Özel Ordu kurmaya olanak veren Kanun Kuvvetinde Kararname çıkar çıkmaz MHP’lilerin orduya resmen, üstelik 20 milyon maaşla toplu sızmalarının belki de farkına varılmazdı. Ama şu anda durum bütün açıklığıyla gözlerinizin önündedir. Sayın seleflerinizden Org. Kenan Evren gibi ileride “Bilmiyorum, farkında değilim” diyebilme lüksüne 6 Ağustos sabahından itibaren artık sahip değilsiniz.
Bu MHP, Silahlı Kuvvetlere toplu sızma için bunu yıllardır bekliyordu. 80 öncesinde Milliyetçi Cephe hükümetleri sırasında birara “Güvenlik Güçlerine Yardım Ediyoruz” sloganına soyundu. Son olarak Azerbaycan’da idman fırsatı doğdu, yakası Bozkurtlu tosunlar, elde Kalaşnikof, oraya koştu. Bu Özel Ordu fırsatını rüyalarında bile görmeye cesaret edemiyorlardı. Rüya gerçek oldu.
Siz bu işe, iki nedenden dolayı girişmiş olabilirsiniz:
1) Silahlı Kuvvetler’i bu vesileyle MHP’ye teslim etmek. Başlarken söylediğim gibi, bu şıkkın doğru olduğunu sanmıyorum.
2) Denize düştüğünüz için yılana sarılmak. PKK’nin artan saldırıları karşısında, kesin sonuç alıcı bir vurucu güç kurmak.
Bu durumda, Sayın Başkan, bu yılan sizi karaya çıkartamaz, üstelik fena halde sokar.
Karaya çıkartamaz, çünkü başarılı olmanız halinde PKK iyice yeraltına girer, daha seyrek vurur, ama hem büyük kentlerin çarşısı gibi daha kötü yerlerden vurur, hem de yakalanmayacak gibi vurur. Üstelik, bölge insanının durumu bugünden yarına değişmeyeceğinden, en iyi olasılıkla PKK gider, bölge halkı bu sefer MKK’yı destekler. 1937-38 Tunceli Harekâtı, açıp inceleyin, şu anla karşılaştırma kabul etmeyecek kadar “kesin” ve “başarılı” olmuştu. Üstelik, o dönemde “dış mihraklar” da yoktu.
Sokar, bakın nasıl sokar.
1) Silahlı Kuvvetleri “özelleştirme” programının ilk uygulaması haline sokuyorsunuz. Bu neyse de, bunun uygulamasını özel bir bölgeden başlatarak “Resmî” ordunun başarısızlığını resmen tescil ediyorsunuz. Şırnak Komutanı Mete Paşa’nın Sabah’a demeçte çok ince biçimde gösterdiği tepki sizi uyarmadı mı? Mete Paşa yalnız mı?
2) Ordunun “ideolojiler üstü” tarafsızlık imajı, var idiyse, bu MHP’lilerle tamamen gider. “Faşist Ordu” sloganına olağanüstü güç kazandırıyorsunuz.
3) Ordu, temizleyemeyeceğiniz pisliklere batacak. Bu insanlar hem gençtir, hem de inanılmaz biçimde şartlandırılmışlardır. Bu bir Özel Ordu değil, Kin Ordusu olur. İşkence ve envai çeşit mezalimin yanı sıra ırza geçmeler o noktaya yükselir ki, ölseniz de kontrol edemezsiniz.
4) Devletin bir süredir dikkat etmeye çalıştığı –ama başaramadığı– “terörcüyü halktan ayırmak” hepten hayal olur, çünkü bu pislikler bölge halkını artık tam kadro PKK’nin arkasına geçirir.
5) Kurulacak “Özel Ordu”ya 12 Eylül’ün faşist denen ünlü Recep Paşa’sı bile “Lejyoner Ordusu” yakıştırmasını yaptı. Lejyoner orduları emperyalizm döneminde kime kalıcı başarı sağlamış ki 1993’te Türkiye’ye sağlasın.
6) Dahası ve belki de hepsinden önemlisi, “Sömürge Teorisi”ni elinizle kanıtlamış olacaksınız. Bakınız, tekrar ediyorum, “Sömürge Teorisi”ni kendi ellerinizle kanıtlamış olacaksınız. İsterseniz siz bunu bir kere daha düşünün.
Sayın Genelkurmay Başkanı, bu insanları Ordu’dan temizlemek, isteseniz bile, “dinci”leri temizlemek kadar kolay değildir.
PKK’yi mumla ararsınız. O karşınızdadır, bunlar koynunuzdadır.
Vebali de boynunuzda.