Baskın Oran

İskele ‘deki zehir

Kaya Bey, üstü fora, altında bi çiçekli şort, ayaklarda plastik sandallar, karşıdan efe usulü salına salına gelmekte. Laf atıyorum:

“Abem! N’oolcek bu rüzgar be? Bizim kefal sersem oldu!

Urla İskelesi gene fena üfürüyor. Kaya Bey’in babası Boşnak, anası da Giritli ama, kendisi yüzdeyüz İzmir veledi; üstelik çocukluğunu Eşrefpaşa’da geçirmiş olmanın kabadayılığı var mı sana, hiç elleme artık! “Kafa” yerine Rumca “kefal” deyip iki puan aldık ya, sanki arkasına dolandık da aldık, yanımıza bırakmayacak:

“Oğlum, bu tepenin adı ne?  Farmaki Tepesi! Ne demek  Farmaki? Farma falan var hani, zehir demek! Zehir gibi üfürür mübarek yer, annadı mın!

Tatil yerinde ne Yunanca sözlük bulabilirsin, ne de ansiklopedi, mübarekle başa çıkabilecek. Mecburen yiyeceksin. Zaten hem büyük olasılıkla doğrudur, hem de, ufak tertip boşa atmış olsa bile, doluya vurdu. Fena halde!

Çünkü bugünlerde, hani Devlet var ya Devlet, aslında gözüne bant çekilerek (hatta, poşet içine konularak) sözü edilesi Devlet, bâkir ve bâkire kalabilmeyi başarmış nadir balıkçı kasabalarından biri olan şu cânım Urla İskelesi’nin -hâşâ huzurdan- ırzına geçmeye, burnunun dibindeki Hekimadası açıklarına İzmir Körfezi’nin o zehirli çamurunu dökmeye hazırlanıyor!

Geçenlerde, bura belediye başkanı Bülent Baratalı’nın düzenlediği bir toplantı yapıldı. Urlalıların yanı sıra,  -gene hâşâ huzurdan- ırzına geçilecek diğer aday olan Foça’dan motorlarla gelenler de katıldı. Üniversiteden iki profesör konuştu. Şimdi, verilen rakamlarla kafanızı şişirmeyeyim.

Rezaletin röntgenini görün, yeter:

1) İzmir Körfezi’nden 6.300.000 ton çamur taranacak. Çamur zehirli, çünkü sadece Gediz Irmağı, Körfez’e günde 1370 kamyon ağır metal döküyor.

2) Sıkı durun: Körfez, temizlenmek için taranmayacak.  Sığlaştığı için, daha yüksek tonajlı gemilerin girebileceği 11 km uzunluğunda ve 250 m  genişliğinde bir kanal açılsın diye taranacak. Kanala karar veren Ulaştırma Bakanlığı, izni veren de Çevre Bakanlığı! Yani, “Kadı” bunlar, kimi kime şikâyet ediyon? Üstelik bu karar ve izin, Çevresel Etkilendirme ve Değerlendirme (ÇED) Raporu adlı belge ihlâl edilerek, yöre insanına danışmaksızın alınmış bulunuyor.

Vaktiyle Milliyet’te yazan Refii Cevat (Ulunay), Allah rahmet eylesin, iyi de küfür bilirdi. Bir köşe yazısında  “Hangi bir babanın ağzına  s….yım?” diye enfes bi örnek de vermişti. Şimdi biz versek hakaret olur. İyisi mi, deveye boynun eğri demişler, hangi yerim doğru ki, demiş, ondan misal getirelim.

Şimdi, bu hesabın hangi bi yeri doğru?

1) Toplantıda anlattılar: Körfez 1930’dan beri sürekli taranıyor. Kendi çocukluğumdan da anımsarım. Demek ki fayda etmiyor. Kanal açılacağına, Çeşme’de hazır Ro-Ro limanı var ve otoyol sonucu Çeşme 1 saate indi, büyük gemiler niye oraya veya Aliağa’ya yanaşmıyor? Tabii yanaşmaz. Sonra, çamur tarama ihalesini alan şirket nereden ekmek yer?

2) Hadi, taradın. Karada dünya kadar uygun yer var, bütün uygar ülkelerde karaya dökülüyor, git  sen de dök. Hayır, çünkü “daha pahalı”.

3) Peki, iyice uzağa dök. Hayır, daha ucuz olsun diye fazla uzağa gitmeyecek. Önce, tarama yerine 24 mil  uzaklıktaki Uzunada (Urla) açıkları seçilmişti, sonra 17 mil  uzaklıktaki Hekimadası yeter, dendi . Bu Hekimadası,  karaya en fazla 6 mil, en az da 3 mil mesafede. Üstelik, dedikleri yere dökseler yüreğim yanmayacak. Hekimadası’nı gene rezil ettikleri (ve Urla kıyılarını yıllarca çamur deryası yapan) bir önceki uygulamada, ihaleyi alan şirketin gemileri, çamuru Pelikan Feneri’ni geçer geçmez, yani çok daha önce boca edivermişlerdi, sen sağ ben selâmet!

4) Hani, aslan ne demiş, bu yara beni öldürmez, bu laf beni öldürür, demiş. “Devlet”in verdiği rapor bi de insanlarla alay ediyor! Çamurun boca edileceği yerin etrafı 5 m aşağıya kadar perdeyle çevrilecekmiş, ayrıca çamurun üzerine 30 santimetre kum dökülecekmiş, o zaman daha az bulanırmış! Hani, bu kadar düşünceli bir davranış karşısında insanın bir karşı jestte bulunası ve “Al o kumu da…kendi evinin önüne dök,” diyesi geliyor.

Ama, 12 Eylül’ün içeri attığı belediye başkanı Bülent Baratalı benim kadar kibar değil.  İskele’nin en sağlıklı bilgi bankası Kaya Bey’den dün akşam  istihbar ettiğime göre Baratalı, bu çamur işine karar veren 8 kişilik kurula gidip,   “9 tane kurşun aldım, 8’i sizin, 1’i benim için” diyesiymiş.

Allaaah, bu laf Urlalının ne hoşuna gitmiştir, şimdi  gerek liman, gerekse eski Pazar Yeri dadından yenmez, etraf çalkalanıyordur!  Bu akşam artık Cumhur’un Yeri’nde rakıya meze yapar, yuvarlarız!

 

_______________________

SEVGİLİ HÂLE,

LÜTFEN ALINCA BENİ ARA : (544) 20257.

BİR DE, GEÇEN YAZIDA ÇOK FAZLA (VE ÖNEMLİ) YANLIŞ VARDI. ÖRNEĞİN, “DEVLET…İNSANLARI YAKMAYA İZİN VERMESİN” yerine “VERSİN” DİZİLMİŞ. İNSAF YAHU!

 

Önceki Yazı
Sonraki Yazı