Baskın Oran

Nereye gittiğimizin resmidir…

Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi’nde 18 Haziran’da yapılan açıkoturumda, bir gün önce elime geçmiş olan iki tehdit mektubu ile, İzmir’de dağıtılmış bir bildiriyi okudum.

Şu andaki Devlet-PKK çatışması, eğer hızla bir oydaşmaya, bir mutabakata gidilmezse nasıl bir Türk-Kürt çatışması haline dönüşüp hepimizin, ama hiç istisnasız hepimizin tepesine lâpa lâpa mart karı yağdıracak, bu belgeler çok iyi gösteriyor.

Şimdi, bunları teker teker ve aynen veriyorum:

 

Belge 1: 

“İslam ve halk düşmanı ermeni PKK örgütü ile işbirliği yaptığını ve ailece dinsiz kominist olduğunuzu biliyoruz.

Seninde diğer din düşmanları gibi katlin Allahın izniyle vacip olmuştur. Öldürttüğün masum insanların kanını canınla ödeyeceksin. Kurtuluşun kalmadı, köpeklerinede güvenme heran öldürülebilirsin.

Özel adlarda büyük harf kullanmak, “dahi” anlamına gelen de-da’ları ayırmak, “Komünist” sözcüğünü doğru yazmak, gereken yerde virgül koymak gibi  gereksiz  endişeler taşımayan bu tehdit mektubu  başlıksız ve imzasız. Bir de başlıklısını ve imzalısını sunalım:

 

Belge 2:

“Birliğimizin yaptığı araştırmalar sonuçlanmış, PKK üyesi olduğunuz, Türk halkına düşmanlığınız, kesinlikle saptanmıştır. Biz, sizler gibi, kalleş ve iki yüzlü davranmayacağız. Komutanlığımızın cezalandırma çizelgesinin ikinci sırasında bulunuyorsunuz. Ceza heyeti birinci sırada bulunan Türk düşmanına tanıdığı “iki ay içinde genel durumunda bir değişiklik olduğu takdirde öldürülmeme” ilkesini sizin için de geçerli saydı.

Size ikinci bir bildirim yapılmayacaktır. İnfaz Ankara’da olacaktır”.

Türk Halkını Koruma Birlikleri

Özel Komutanlığı (III)

HEP’li milletvekillerine yollanmış bu tehdit mektubu, gerçi nereye virgül ve büyük harf koyacağını pek  çıkaramamış ama, birincisinden çok daha eli yüzü düzgün bir imlâya sahip. Ne de olsa, adı  üstünde, “Özel” Komutan yazmış. Ayrıca, pat diye de ölüm yok. Düzelmek için iki ay tanıyor. Alan milletvekili, artık eşek değil ya, bu toleranslı tutumun hakkını verecek.

 

Belge 3:

“Türk Halkı ve Sağduyu Sahibi Kardeşim,

Devlet ve insan düşmanı kişilere seninde yapman gereken görevler var, ne yapman lazım.

1- Pazarda, çarşıda kominist Kürt ile alış veriş yapma.

2- Evin varsa kominist Kürde kiraya verme, selamı kes.

3- İşçi lazımsa bu memleketin öz evlatları var onları bul bu işini onlara yaptır, sağduyu sahibi olsun.

4- Evlilik olayında kızını, oğlunu kominist Kürde verme-alma.

5- Bu koministlere karşı fiziki olarak güç kullan, güç kullanamazsan kullananlarla birlikte ol, onuda yapamazsan bunlara karşı buğuz et, buğuz etme ancak karşı gelmenin en zayıfıdır.

Sizlere yukarıda bu kominist Kürtlerle nasıl mücadele edeceğiniz konusunda azda olsa aydınlattık. Çünkü bu Kürtler kendilerini Türk olarak kabul etmiyorlar, ideolojileride marksist ve leninist görüşlüdürler. Din düşmanı kişileri aranızda barındırma.

Bu bir avuç kominist Kürt İzmirde senden kazandığı beş kuruşun üç kuruşunu memleketine göndermekte gerillasına ulaştırmaktadır. Senin verdiğin para senin asker oğluna memur evladına kurşun olarak hainler tarafından sıkılmaktadır.

Ülkemizin doğusunda senin memur oğluna bu hainler ev vermiyor,

Ülkemizin dış güçler ve içimizdeki beslenen hainler tarafından ülkemizde kargaşa yaratıp huzuru bozmak isteyen bu kişilere karşı tavrını göster, Kurtuluş Savaşında Yunanlı nasıl denize döküldü ise bu Ermeni dönmesi koministlerede öyle yapılacaktır o gün çok yakındadır”.

İzmirli Yurtseverler

 

İmlâsı, anlatımı ve noktalaması gene enfes bu bildirideki “buğuz” sözcüğünü anlamadım, Osmanlıca sözlüğe baktım, “Buğz: Yürekte düşmanlık duymak” diyor. Bilmediğimiz neler varmış.

Bu kadar esrarengiz deyimleri bilen “İzmirli Yurtseverler”, acaba benim yukarıda sözünü ettiğim “Mart karı yağmak” deyimini de duymuşlar mıdır?_

Önceki Yazı
Sonraki Yazı