Baskın Oran

Üniversite kürsüsünden cezaevi koğuşuna

Ev telefonunu Hasan’dan (Yalçın) almıştım. Çevirdim. Bir erkek sesi açtı:

– Buyurun efendim.

– Fikret Bey’le mi görüşüyorum?

– Evet, ben Fikret!

Önce espriye vurmak geldi içimden:

– “Başkan” Fikret Bey mi?

Telefondaki ses bir an duraksadı, birkaç saniye kadar, sonra sesimi tanıyarak patladı:

– Yeees, yeees!

Fikret Başkaya, Mülkiye’deki lâkabı “Başkan” Fikret, okulda benden üç sınıf öndeydi. Ben ikinci sınıfa geçince, o bitirdi, Fransa’ya doktora yapmaya gitti. Döndü, üniversiteye hoca oldu.

“Başkan”lığı, düz devlet lisesi mezunu olduğu için o zamanlar hiç ilgisi olmayan bir şeyle, İngilizce’yle ilgiliydi. İngilizce derslerinde çok zorlandığı için, kalkmış, o sıralarda Mülkiye’de soldan sağa gerçek birer siyasal parti ciddiyetinde olan Fikir Kulübü (sosyalist), Toplumcular Derneği (sosyal demokrat), Hür Düşünce  Kulübü (AP) , Milliyetçi Toplumcular (MHP) gibilerinin yanına, espri olsun diye, bir de “İngilizceyi Sevenler Derneği” kurmuştu.

“Dernek”in başkanı, kendisiydi. Tabii, tek üyesi de.

Geçmiş olsun’lardan sonra, sordum:

– Yahu, cezayı tecil etmediler mi?

Cehaletimden utandım. Terörle Mücadele Kanunu’nun 13. maddesine göre, “Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı verilen cezalar, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez veya ertelenemez”miş.

– Yani, girecek misin? dedim. Sakin sakin:

– İnfaz savcısının davetini bekliyorum, dedi. Sonra, “Ben de seni arayacaktım. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na bireysel başvuru için  yardımını isteyecektim. Tabii, bu durumda kazanacağım. Ama, biliyorsun, çok uzun sürüyor. Yatacağız, ondan sonra kazanacağız”.

Doç.Dr.Fikret Başkaya, “Paradigma’nın İflâsı” adlı kitabını Nisan 1991’de yayımlamıştı.12 Nisan 1991’de yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu, Başkan’ın kitabını terör aleti, yazarını da terörcü sayarak 20 ay hapis ve 41.666.000 lira para cezasına çarptırdı. Öğretim üyesi olan bu arkadaşım hapse gireceği için tarifsiz üzülüyorum.

Türkiye’ye  ise acıyorum. Bunu söylemekten amacım, büyük (ve boş) lâf etmek değil. Çok açık bir nedenden dolayı acıyorum. Nedenleri bir değil, iki değil. Yarın konuşalım.

Yarın: Türkiye’ye acıyorum

Önceki Yazı
Sonraki Yazı