Baskın Oran

Ulusalcı yargının aynası: “adalet.org”

Geçenlerde “Türk Yargısı ve Adaleti Üzerine Yazılar” diye bir kitabım çıktı; son 20 yılın önemli davaları hakkında yazdıklarım arasından arkadaşım Ülkü Özen’in seçtikleri. Gerekli olan yerlere “2013’te Not” ekledim ki yazının yazılma ortamı ve ayrıca günümüzdeki gelişmeleri de bilinsin. Başına da uzunca bir Sunuş yazdım (bkz. ). Yargının, kadına saldırıları hoşgörüyle, devlete eleştirileri horgörüyle karşıladığına örnekler verdim.

Savcı, yargıç ve avukatların yazıştıkları bir “adalet.org” sitesi vardır, bu Sunuş oraya alınmış. Yargı dünyamızın zihniyet ve ideolojisini sadıkane yansıtan epey tepki geldi. Bunları, bizleri mahkum veya beraat ettirecek (yani, kaderimiz hakkında kesin hüküm verecek) insanların aynası olmaları hasebiyle iki yazı boyunca vermek istiyorum. Hiçbirinin imlasına, noktalamasına, küçük-büyük harfine dokunmayacağım. Çok uzun olan metinleri hakkaniyet ölçülerine göre ve (…) ile belirterek kısaltacağım. Yazanın adını vermeyecek, sadece makamını yazacağım. Hepsi tamamen yorumsuz.

Cevap vermeye değmez
‘Türk Yargısı, kadına ve çocuğa karşı işlenen suçlarda sanığa fevkalade hoşgörülü.’
Ne kadar mesnetsiz, alelade bir cümle. Cevap verilecek yanı bile yok. (Yargıç, Ordu).

* * *

Somut yazıyla ve yazanla doğrudan ilgisi olmamakla birlikte, yaptığı bazı çağrışımlara göre genel bir değerlendirme yapacak olursam; Bazı şahıslar ya da gruplar; Hep Türk yargısından (ya da başka olay, kurum… ya da olgulardan) şikayet ederler; ama işlerine gelmeyince de Türk yoktur, burada 30 küsur ayrı etnik köken vardır derler; eleştiriye gelince Türk, iyi hususlara değinmeye gelince de (tarihsel, siyasal, hukuksal… ya da hiçbir …lojiksel temeli olmayan) entel ve sanal söylemle “Türkiyeli” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyoruz sanırım:))) Bu tür yaklaşımlar, çok demokrat ve postmodern, modern, çağcıl, ileri, bilimsel… yaklaşımlardır. Asla, etnik milliyetçilik değildir mesela. Bu tür, sosyalist, solcu, ilerici, arasıra sözümona muhafazakar, bazen gizli etnik milliyetçi çeşnili… bazı Tatlısu aydınları da hep doğruları söylerler, aksini söyleyen ise faşisttir mesela bu aydınlara! göre… Bazı Ortadoğu kökenli etnik milliyetçilik yapanlara şunu sormak gerekir: Acaba , sizin hayalinizdeki Ortadoğulu sistemde Yargı nasıl olacaktı ? Bu günleri ve bu düzeyi bile arar olur muydunuz mesela? (Ceza Yargıcı, İzmir).

* * *

(…) Abartıya özellikle kaçılmış, politik başka bir gaye ile abartı yapılmış gibi duruyor.
İfade alırken hepimiz karşılaşmışızdır, bazı müştekiler sizi inandırmak için olayı abartırlar. iki kişinin saldırısına uğrayan ve basit şekilde yaralanan bu tür müştekiler, 20-30 kişi ellerinde sopalarla kafama vurdular filan der ifadesinde. Niye böyle dediği, hangi hesabı güttüğü sonradan anlaşılır. İşte ya borç almıştır vermiyordur ve böyle yapıp herkesi suça karıştırırsa belki bu arada borçtan da kurtulurum hesabı yapıyordur veya işte buna benzer başka bir kişisel ve çoğunlukla da asıl konudan uzak bir başka gaye güdüyordur filan. Bu Baskın Oran hangi gayeyi güdüyor dersiniz? (Savcı, Diyarbakır).

* * *

Yazar, öncelikle Türkçeyi tam öğrenememiş sanırım. “… kullanmayı içim sinmedi” değil; içi sinmemişse! “…kullanmaya içim sinmedi” demeliydi diye düşünüyorum :)))
Bu yaklaşım; psikolojideki içebakış gereği, yansıtma mekanizması ya da savunma mekanizması ile ilgili olabilir mi acaba?” (Yargıç, İzmir). [Yazıda geçen terim, “kullanmayı içim istemedi”dir -B.O.]

* * *

Hiç asabınızı bozmayın
Kendi öznel amaçlarına hizmet etmeyen yargıyı tu kaka ediyor işte. Yazarın yargıyı eleştirmediğini, yıkmak istediğini düşünüyorum. Çünkü bu yargı onun kafasındaki devletin yargısı değildir. O yüzden ona diyorum ki, Ey yazar yargıdan ve yargı adamından ne istiyorsun? Sen muvaffak olabiliyorsan önce bir devleti yık, yenisini kur, yargını da emellerine göre kendin inşa et edebiliyorsan!.. Yaptığı düpedüz saldırıdır… Yazar, tümdengelimle saldırmaktadır. Kaale alıp hiçbir meslektaşım sinirini bozmasın. (Avukat, İstanbul).

* * *

[Burada, farklı bir ses devreye giriyor]:
Türkiye yargısının iş yükünü önemli bir unsur olarak akıldan çıkarmamak gerekliliğini unutmadan, Sayın Yazar’ın tespitlerinin önemli oranda doğru olduğunu düşünüyorum. Özellikle devlet toplum birey çatışmasinda IHAM kararlarıyla da tescillendigi üzere karne iyi değil. Yaşar Kemal gibi Anadolu’nun, barışın dilini haykıran dünya romancisini halkı kin düşmanlığa tahrikten 765 Tck 312 mahkum etmek … (Yargıç, İstanbul).

[Bu mesajın hemen ardından, İstanbul’dan bir ceza yargıcı tarafından gönderilen bir başka olumlu tepki yer alıyor: Yaşar Kemal’in 1995’te yazdığı iki makaleye 1 yıl 8 ay tecilli hapis verilmesi hakkında AİHM’nin 2003’te verdiği kararını yansıtmış.]

* * *

“1964’te Mülkiye’ye girdim, dört yıl enva-ı çeşit hukuk okuttular.” Enva-ı çeşit hukuk okutmuşlar fakat hukuku öğretememişler, veya anlayabildiği kadarı öğrenmiş. O ne öyle! İftiralar, varsayımlar, vehimler…..” (Yargıç, Adana).

* * *

yazının mesleki konularla pek ilgisini kuramadım. bu saptama ve tespitse bunun yeri burası degildir editörun buna müsaade etmemesi gerekir yazının kaldırılmasını talep ediyorum” (Yargıç, Trabzon).

Gelecek hafta devam edelim.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı