Baskın Oran

Dış politikada alternatif olaylar: Ya maazallah böyle olsaydı !

Hani, ayıp ama pek matrak bir fıkra vardır, “Maazallah ya gözüne gireydi!” diye biter.  Burada göz, alternatif bir deliktir. Bu hafta size bu fıkrayı biraz değiştirerek, hem de dört fıkra halinde anlatayım. Dış politikamıza yoğun etki yapan kimi gerçek olayların alternatif deliklerini görünce bakalım “Maazallah” diyecek misiniz.

Sıkı durun, başlıyoruz:

OLAY 1: İstanbul belediyesi, geçenlerde İstanbul’daki bir parka, milliyetçi Çeçen liderine izafeten “Dudayev Parkı” adını verdi. Türkiye’nin belâlı komşusu Rusya durumdan hiç memnun olmadığını duyurdu.

Fıkra 1: Moskova Büyükşehir Belediye Başkanı İvan İvanoviç, kentindeki bir parka milliyetçi Kürt liderine izafeten “Apo Parkı” adını verdi.

OLAY 2: Ocak 96’da, silahlı teröristler Avrasya feribotunu içindeki 250 yolcuyla kaçırıp, günler boyu Kaleşnikovları sallaya sallaya tekbir getirdiler, bozkurt işaretleri yaptılar, Rusya aleyhine Çeçen direnişini destekleyen gösterilerle İstanbul’a kadar gelip teslim oldular. Bu olay da Rusya’yı başımıza tebelleş etti.

Türkiye “her türlü terörü” her fırsatta ve her uluslararası toplantıda kınıyor. Durum böyleyken, lise öğrencilerinin afiş yapıştırma olaylarına bile en azından 6 yıl isteyen DGM’lerin savcısı, şimdi bu silahlı terör olayını “geminin rotasına müdahale” olarak değerlendiriyor ve sanıkların beraatını istiyor.

Fıkra 2: PKK’li teröristler, içinde Türk yolcuların bulunduğu Truva feribotunu kaçırdılar ve Kaleşnikovları sallaya sallaya Türkiye aleyhine Kürt direnişini destekleyen gösteriler yaparak Güney Kıbrıs’ın Larnaka limanına kadar gidip teslim oldular.

OLAY 3 : Üç hafta önce, Çin’in kuzeydoğusundaki Sinkiang (Sincan falan değil kardeşim. Sinkiang (Anabritannica) yada Şinciang (Büyük Larousse) Uygur Özerk Bölgesi. Ama, Sincan deyip benzetmek işinize geliyorsa, bilemem.), evet Sinkiang bölgesinde karışıklıklar çıktı. (Bu arada, Aydınlık’ın 27 Ekim 1996 tarih ve 488. sayısındaki “Durdurun Bu Tertibi! Çin’in Sincian Uygur Bölgesine Sabotaj Timi Gönderiliyor. Denetim CİA’da, Operasyonun Komutanı: JİTEM Yarbayı, Piyon: Nizam-ı Alem Ocakları” biçimindeki kapağını görünce gülmüştüm. Şimdi itiraf ediyor, Aydınlık’tan özür diliyorum).

Ülkü Ocakları ve BBP’nin desteklediği göstericiler Çin büyükelçiliğine kara çelenk bıraktı. İstanbul’daki Çin konsolosluğunun önündeki gösterilerde, direkteki  Çin bayrağı indirilerek yakıldı. Tutuklanan olmadı. Büyükelçi büyük üzüntü duyduğunu belirtti..

Fıkra 3: PKK’liler Çin’de, Türkiye’nin Pekin büyükelçiliği gönderinde asılı bulunan Türk bayrağını indirip yaktılar. Tutuklanan olmadı. (Yahu, ben bu olayı biyerlerden hatırlıyor muyum, neyim; ama galiba Türkiye’de, HADEP kongresinde olmuştu, bayrak yakılmayıp yere atılmıştı ve şimdi DGM savcısı idam istiyor!)

OLAY 4: Türkiye’nin Üsküp büyükelçiliği, Makedonya içişleri bakanlığına yazıyla başvurarak, Gostivar belediyesi önündeki Türk bayrağının gönderden indirilmesini istedi. Bakanlık da indirilmesine karar verdi.

26 Şubat tarihli gazetelerin yazdığına göre, Makedonya’da azınlıklar eğer bir belediyede nüfusun en az yüzde 20’sini oluşturuyorlarsa,  o azınlığın simgesi olan bir bayrak belediye binasında göndere çekiliyor. Makedonya’daki Türk azınlık da simge olarak Türk bayrağını kullanıyor.

Yine gazetelere göre, büyükelçiliğin gerekçesi şu: “Türkiye’deki bayrak kanunu, Türk bayrağının yabancı ülkelerdeki resmî kuruluşlarda sadece TC’yi temsil edebileceğini içeriyor. Gostivar belediyesine çekilmesi, bu kanuna aykırıdır”.

Fıkra 4: Bu sonuncu fıkramız biraz farklı. Happy end’le bitiyor:

TC Üsküp Büyükelçisi Ünal Maraşlı’ya ve kendisine bu davranışı gösterme olanağını tanıyan Dışişleri Bakanlığı yetkililerine, hükümet 10’ar maaş ikramiye ve birer üstün hizmet madalyası verilmesini kararlaştırdı. Ödüllerin gerekçesi de şöyle ilan edildi:

“Çünkü büyükelçi, yurt içindeki ve dışındaki sayısız iyiniyetli zavallının aksine, Türk bayrağının zırt pırt sergilenmesinin Türk propagandasına değil, sadece bunu yapanların egolarına hizmet ettiğinin farkında olduğunu göstermiştir.

“Bu özel durumda daha önemlisi, büyükelçi, Türkiye’nin Balkanlar ve özellikle Yunanistan politikası açısından kilit konumda bulunan Makedonya’nın bu bayrak çekme işinden rahatsız olduğunu görmüş ve bu durumun Türk-Makedon ilişkilerine hiç de hizmet etmeyeceğini saptamıştır.

“Dahası, Makedonya’daki Türk azınlığın, bu tür çocukça hevesler yüzünden, zaten Arnavut azınlık konusunda çok zor durumda olan Makedonlar tarafından bir Beşinci Kol olarak algılanacağını, o ülkede yaşamalarının zorlaşacağını görmüştür”.

Amacımız fıkralarla pazarınızı hoş geçirtmekti. İyi pazarlar, efendim.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı