Baskın Oran

Türkiye’de hangi dinden olanlar ev satın alabilir?

29 Ekim 1993’de, yani Cumhuriyet Bayramı günü Milliyet’te bir haber çıktı: “Patrikhane Göz Hapsinde”. Fener’deki Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne  yakın evlerin Rum kökenli yurttaşlar tarafından satın alındığını haber vererek, olayın devlet tarafından soruşturma  konusu yapıldığını anlatan bir yazı bu. İncelemeye dünden devam ediyorum.

1) Haber, Fatih Tapu Müdürlüğü’nün, “Dışişleri Bakanlığı’nın talimatıyla” harekete geçtiğini söylüyor. Dışişleri’nin, tapu dairesine emir vermesi ne zamandan beri başladı? Dışişleri’nin bu araştırma işinden haberi bile yok. Araştırma emrini veren, İstanbul Valiliği  aracılığıyla İçişleri Bakanlığı. Üstelik, bu bakanlık, Dışişleri’ne durumu iki satırlık bir yazıyla bile haber vermiyor. Dışişleri, olayın bangır bangır manşet atan sağcı gazetelere, oradan da tabii Atina basınına yansıması üzerine olaydan haberdar oluyor ve Türkiye’nin pozisyonunu savunabilmek için olay hakkında telefonla bilgi isteyebiliyor yalnızca.

İşin asıl vahameti de burada zaten. Türkiye’nin dış ilişkilerini planlayan ve yürüten Dışişleri, başta Batı Trakya Müslüman-Türk azınlığı konusu olmak üzere Yunanistan’la ilişkileri yüzde yüz etkileyecek bir olayın tamamen dışında. Yalnız bu olayda mı dışında? Ne gezer, Ermeni okullarında Ermenice’nin yasaklanmasında ve Rum okullarına bir türlü öğretmen atanmama işinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dışlanıyor, Müslüman vakıflarının kira gelirlerinin yükseltilip de Hıristiyan vakıflarınınkinin aynen bırakılmasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından dışlanıyor, bu olayda İçişleri Bakanlığı tarafından dışlanıyor. Birgün sırf buna birkaç yazı ayıracağım, göreceksiniz daha hangi kamu makamları tarafından nerelerde dışlanıyor! Ondan sonra da, ikili ve uluslararası ilişkilerde bu pislikleri Dışişleri’nin temizlemesi isteniyor. Temizleyemeyince de, bu diplomatlar, bu dertleri Türkiye’nin başına sarıp, üstelik viskiyi  buzla değil de lâhmacunla içenler tarafından “Monşerler” diye aşağılanıyor!

Bu konuları, Türkiye’de bir tek Dışişleri  doğru görebiliyor. Dışişleri’ne göre, a) Bu insanlar Türk yurttaşı. Bunlar doktor vs. gibi iyi eğitim almış adam yetiştirirlerse, Türkiye kazanır; b) Bu azınlık Türkiye’yi katiyyen tehdit eder nitelikte değildir; c) Batı Trakyalı soydaşlarımızın rahat etmesi için Türkiye’deki Rumların mutlu olması gerekir.

2) Evleri satın aldığı söylenenler, “Türk vatandaşlığına geçen Rumlar”. Sanki, bu evleri almak için gizlice Türk vatandaşlığına geçmiş kişilerden söz edildiği  izlenimi doğuyor. Bu nasıl iş?  Rumlar durmadan Atina’ya ve Pire’ye göç ediyor. 1923’ten bu yana hiçbir “Rum”, Türk yurttaşlığına geçmedi.  “Yunanlı” da geçmedi. Zaten, “Rum” demek, konumuz bağlamında, “Türk yurttaşı ve  Rum Ortodoks dininden olan kişi” demek.

3) Yazıda, evlerin listesi verilmiş. Sanırsınız ki, 1923’te 100.000’in (yüz bin) üstündeyken bugün 3000’e (üç bin) düşen bu insanlar son yıllarda bütün civarı ele geçiriyorlar. Oysa, tam 53 yıllık durumu yansıtan 17 kalemlik listeye bakıyorsunuz, 1954 ve 89 yıllarında Rumlar 2 ev almış, 1940, 41, 47, 59, 64, 67, 77, 79, 80, 87, 88, 91, 92, 93 yıllarında da 1’er ev. Başka yıllarda ev alımı yok.

Şimdi, soruyorum: Kelaynak kuşları kadar kalmış, üstelik  % 95’i  tek ayağı çukurda olan yaşlı bir Hıristiyan cemaati, kendi ruhanî merkezi yakınında ev almaz da nereden alır? Saptadığıma göre, bu evleri Patrikhane’de çalışanlara tahsis ediyorlarmış. Ölmesine birkaç yıl kalmış bir dindar Hıristiyan, fazladan bir evi varsa bunu (cennetin anahtarını garantilemek için) papazlara tahsis etmez de Rum kökenli şarkıcımız Fedon’a mı tahsis eder?

Ezan sesi dinlemek için cami yanlarından ev alan, daha da ötesi, sabah namazına kalkmayanları yatağından sonuna kadar açılmış dört hoparlörle zıplatan mekanik ezanlar,  yeşile boyanmış teneke minarelerden okunsun diye bağışta bulunan Müslümanların yaptıkları normal de, bu tek ayağı çukurda Hıristiyanların yaptığı mı vatana karşı komplo?

Bu nasıl “vatana ihanet” kavramı? Folklorik  sayıda kalmış insanların mülkiyet haklarını anayasaya ve Lozan’a rağmen sorgulamak ve bu insancıkları bu ülkeden giderayak, pardon, ölürayak soğutmak, vatana ihanet değil de, ev alıp papazlara tahsis etmek mi ihanet?

 

Yarın:  “Türk vatandaşı Rumlar! Yunan vatandaşı Türklerin samimi sempatilerini kabul ediniz!”

Önceki Yazı
Sonraki Yazı