Baskın Oran

Patrikhaneler savaşı

Dünkü yazımda, bir deve işiyle bir fıkradan söz etmiştim. Önce deve’yi  ele alıp, bakalım, gazete haberinin dikkatimize sunduğu olgu ve olayların “neresi doğru”.

Önce, olayın genel çerçevesini verelim.

İhbarı yapan Selçuk Erenerol, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi patrik vekilidir. Daha önce babası Papa Eftim I patrik idi, o ölünce yerine kardeşi Turgut Erenerol  Papa Eftim II adıyla geçmişti.

Bu Patrikhane konusu biraz hazin bir konudur. Uzun olduğu için özetleyerek anlatacağım.

Türk Ortodoks Kilisesi’nin temelleri, Keskin’de doğmuş Karamanlı (Türkçe konuşan Rum-Ortodoks) bir Ortodoks din adamı olan Papa Eftim tarafından, Fener’deki  Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne  karşı olarak 1922 yılında Kayseri’de  atıldı.  Fener’deki Patrikhane’nin yurt dışında bir yere nakli Lozan’da kabul ettirilemeyince, Cumhuriyet hükümeti, tüm Türkiye’yi laikleştirmek ve Türkleştirmek politikasının bir parçası olarak Papa Eftim’i güçlü biçimde destekledi. Amaç, herhalde, bir tür “Rum Diyanet İşleri Başkanlığı” oluşturmaktı.

Fakat,  30 Ocak 1923 Mübadele Sözleşmesi sonucu Anadolu’daki tüm Rum Ortodokslar Yunanistan’a zorunlu olarak göç etmiş, Papa Eftim’in   cemaati de ortadan silinmişti. (Kendisi,  “mübadil” (Yunanistan’a zorunlu göçe tabi) olmasına rağmen, 120 kişilik ailesiyle birlikte değişimden bağışık tutuldu). İstanbul’a gelen Papa Eftim, burada Fener Patrikhanesine bağlı  İstanbul Rum cemaati tarafından dışlandı. İstanbul’da tutunamadı. Bunun üzerine devlet de kendisinden yavaş yavaş elini eteğini çekti, “Ne ölsün ne onsun” bir halde bıraktı ve  Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi,  küçücük  cemaatı ve zamanında  ele geçirdiği  üç kiliseyle İstanbul’da  unutulmaya terk edildi. Bütün bunlar, Turgut Erenerol’un “Teoman Ergene” kalem adıyla yazdığı “İstiklâl Harbinde Türk Ortodoksları” kitabında yakına yakına anlatılır.  Bu oluşumun kaçınılmaz yalnızlığı o dereceye varmıştır ki, bundan birkaç yıl önce Patrik Turgut Erenerol ölünce, kilisede dinsel törenini yapacak Ortodoks din adamı ve gömülecek Ortodoks mezarlığı sorunuyla karşılaşılmıştır.

Şimdi, ailenin son ferdi Selçuk Erenerol dünkü yazımda özetlediğim fantastik  “Vatana ihanet” savları ileri sürüyor. Olayın genel çerçevesi budur.

Artık, Milliyet’deki yazının içeriğine girebiliriz.

 

Yarın:  Türkiye’de hangi dinden olanlar ev satın alabilir ?

Önceki Yazı
Sonraki Yazı