Baskın Oran

Ne olur, bana bir akıl verin…

“Çocuklarımın bâşı üzerine yemin ederim!”

“Çocuklarının başını bırak. Kuran’a el basar mısın, Kuran’a?”

“Kuran’a da el basarım!”

Bu lafları söyleyenler, gecekonduda kavga eden mahalle karıları değil. Kendilerini temize çıkarmak için en etkili kanıtı getirmeye çalışan, devletin en yüksek noktasındaki kişiler.

“Bizim paramız, silahımız kesilirse, biz de silah nereden gelirse oraya döneriz”

Bu lafı söyleyenler, “kanlı terör örgütü PKK” mensupları değil. Onlarla mücadele etmek üzere devletten maaş ve silah alan, bu maaşla silahın artık verilmemesi olasılığı karşısında da devleti böyle tehdit eden Korucular.

Devlet Bakanı bölgede resmî gezide. Televizyon kameralarına “bozkurt” yüzüklü bisürü eller uzanıyor ve parmaklarıyla malûm “kurt” işaretini yapıyor ısrarla.

Bunları yapanlar, bölgedeki “ülkücüler” yada MHP’liler değil. Devletin özel olarak beslediği, yetiştirdiği, özel maaş verdiği Özel Tim’in üniformalı mensupları.

Şimdi, devlet bu hallere düşünce, yeni bir adet çıktı. Özellikle Cumhurbaşkanı Demirel her fırsat bulduğunda, “Aman, devleti yıpratmayalım” diyor.

Devlet yıpranmasın diye Tansu Çiller ve Mercümek Efendi bile sütten çıkmış ak kaşık gibi aklanıyor. Uğur Mumcu davasını savsakladığı müfettişlerce saptanan eski askerî savcı Ülkü, Milli Savunma Bakanlığı tarafından “Yargıçlar (yani devlet) yıpratılmamalı” gerekçesiyle disiplin soruşturmasından bile bağışık tutuluyor.

Çok değil, bir-iki yıl önce, Doğu’da bir köylüyü işkenceyle öldürüp oracığa gömdüren bir subay, yıllarca devam eden duruşması sonunda beraat ettirilince, Türkiye ayağa kalkmıştı. Şimdi artık kimse ayağa falan kalkmıyor. Çünkü, büyüklerimiz başta, biçok kimse devletin yıpratılmasını istemiyor.

Ben de istemiyorum. Çünkü devlet biyerde herkese lâzım. Yarın öbürgün, İstanbul Üniversitesinde olduğu gibi, ülkücüler gelip de benim Mülkiyeli öğrencilerime kantinde satırla ve tabancayla saldırırlarsa, bize de lâzım.

Ama, devlet kendi kendini yıpratmaya, daha da ötesi, kendi kendini mahvetmeye kararlıysa, ben ne yapabilirim?

İstanbul Üniversitesinde solcu öğrencilere satırla ve tabancayla saldıranları bizzat kapıdaki polisler içeri alıyorsa, ben devletin yıpranmaması için ne yapabilirim?

Devletin en yüksek noktasındakiler gecekondu karıları gibi yemin etme yarışına girerlerse ben ne yapabilirim?

Korucular devleti açıkça tehdit eder de, devlet kılını kıpırdatmazsa, ben ne yapabilirim?

Özel Tim mensupları, devletin bakanının gözüne, üstelik televizyonda, el işaretleri sokarlarsa ve en ufak bir ceza almazlarsa, ben ne yapabilirim?

Devleti taa temelinden sarsan hırsızlıklar, suistimaller, siyasal cinayetler, işkenceler ceza görmezse, ceza görmediği için de bunları yapanlar daha da gemi azıya alırsa, devletin yıpranmaması için ben ne yapabilirim?

“Hoca, hoca, sen devlet işlerine karışma. Sen kendi okuluna, derslerine karış. Öğrencilerine devlete saygılı olmayı öğret, yeter!” diyorsanız, haklısınız. Zaten bir süredir, baktım başka bişey gelmiyor elimden, hiç olmazsa bunu yapmaya çabalıyorum.

Ama, nasıl yapacağımı bilemiyorum. Lütfen bana hiç olmazsa bu konuda bişeyler yapabilmem, öğrencilerime “devlet” kavramına saygılı olmayı derslerimde öğretebilmem için akıl verin.

Çünkü çaresizim. Öğrencilerim bana geliyorlar, “Bütün bu rezaletler cezasız kalırken, arkadaşlarımız Kızılay’da 30 saniye korsan miting yapmaktan tutuklandılar” diyorlar.

Onlara diyorum ki: “Telaş etmeyin çocuklar, devlet diye bişey var, adalet diye bişey var, bu kadar rezalet cezasız kalırken, kıytırık bir korsan mitingden ceza alınmaz. Arkadaşlarınızı ifade alıp salıverirler”.

Onun üzerine bana diyorlar ki: “Hocam, ne salıvermesi, onları tutukladılar ve…”

Lâfı ağızlarına tıkıyorum: “Tamam çocuklar, merak etmeyin, mahkemede bırakılırlar!”

Diyorlar ki: “Ne bırakılması hocam, dün hepsi 3 ilâ 18 yıl arası değişen cezalar aldılar bile!”

Üst üste yutkunuyorum. “Paniğe kapılmayın çocuklar, Yargıtay’da mutlaka bozulacaktır!” diyorum.

Bana acıyarak baktıklarını hissediyorum.

Bana lütfen bir akıl verin.

İstediğim, öğrencilerime derslerde “devlet” kavramına nasıl saygılı olmaları gerektiği konusunda akıl değil artık.

Öğrencilerimin gözünde zavallı bir insan durumuna daha fazla düşmemek için neler yapmam gerekir, lütfen o konuda bir akıl verin bana!

Önceki Yazı
Sonraki Yazı