Baskın Oran

İmam böyle yaparsa , cemaat naapmaz?

Aldığım gündelik iki gazetenin başlıklarına bayramdan bu yana toplu bir göz attım. Bu memleketin nasıl bir yer olduğunu anlamaya yardımcı olması için, özetleyip sizlere de okumak istiyorum. Ayrıca yorum yapmak  okuyucuya hakaret niteliği taşıyabileceği için yorumsuz olarak  sunacağım. Ama, dayanamayıp da yorum yaptıklarım olursa, lütfen bağışlayın:

1) “İtirafçı Alaattin Kanat’a Cezaevi Otel Gibi” ( 22 Mayıs).

Eski PKK’cı, DGM kararıyla ve ‘polise yardımcı olması” için, resmen saptanabildiği kadarıyla tam 11 kez cezaevinden salıverildi ve bu dönemlerde, tesadüfen, dökümü haberde verilen çok sayıda “faili meçhul” cinayet işlendi.

2) “Yardım Parasına Devlet Elkoydu. (22 Mayıs)

Çok ender rastlanan “agammaglobulunomi” (dokunduğu  her şeyden mikrop kapma) hastası 9 yaşındaki Emre Plaz  için vatandaşların gönderdiği 864.224.341 liraya  elkonduğu gibi, küçüğün anababası, İstanbul Valiliği’nden izin kağıdı aldıkları halde, izinsiz para toplamak suçundan 3’er ay hapse mahkum edildiler. İhbarı, Türkiye İş Bankası şube müdürü Bumin Ertung yaptı.

3) “Halit Narin, ‘Kapitalizmin Sonu Faşizmdir’ Dedi” (23 Mayıs)

12 Eylül olur olmaz, işçiler için “Hep onlar güldüler, şimdi biraz da biz gülelim” demesiyle ün kazanan eski TİSK genel başkanı şunları da ekledi: “Sistemi birkaç büyük firma üzerine oturtmamak gerekir. Sadece zulmetmek değil, hak edileni vermemek de faşizmdir”.

4) ABD hakkında üç haber var, birlikte veriyorum:

“ABD, İncirlik’ten Kürtçe Yayın Yapıyor” (24 Mayıs)

“ABD Yardımı Güneydoğuya Bağlı” (25 Mayıs)

Temsilciler Meclisi Tahsisler Komitesi, Başkan Clinton’dan, Amerikan silahlarının Türkiye’nin güneydoğusunda sivillere karşı kullanılıp kullanılmadığına ilişkin rapor istedi.

“ABD, Çin’e Diş Geçiremedi” (27 Mayıs)

Daha önce ilan ettiğinin aksine, Başkan Clinton, insan hakları konusunda hiçbir gelişme kaydetmediği halde, pazarı kaybetmemek için Çin’in ‘Ticarette En Kayrılan Ülke’ Statüsünü yeniledi.

5) “Yazara, Eylemciden Daha Ağır Ceza” (28 Mayıs)

Boğaziçi Üniversitesi’ni işgal eden 27 kişi, Yargıtay kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘devlet malına zarar vermek’ten yargılanır ve böylece Terörle Mücadele Kanunu kapsamına sokulmazken, bu eylemcilerin astıkları pankartı kitap kapağı yapan yayıncı ve yazar, Terörle Mücadele Kanunu gereğince DGM’de 1’er yıl hapse ve 250’şer milyon para cezasına çarptırıldılar.

6) “İğrenç Skandal” (30 Mayıs, birinci sayfada, sekiz sütuna manşet haber)

“Bosna’da anasız babasız kalan çocuklar mafyanın, tüccarların ve ‘Hıristiyan Misyonerler’in eline düştü” diyen haberin sonunda, siz çocukların bir kısmının porno filmlerde zorla oynatıldığını, bir kısmının da manastırlara kapatılıp papaz yapıldığını okumayı beklerken,  olay şöyle sonuçlanıyor:  “Bu çocukların, ABD ve Avrupa’daki çocuksuz zengin ailelere satıldığı iddia ediliyor” Haber, Milliyet gazetesinde manşet oldu ve galiba Türkiye’deki basının durumunu ortaya koydu.

7) “Golf Kaçamağının Faturası Ağır Geldi” (30 Mayıs)

Clinton’un danışmanı David Watkins, resmî helikopterle golf oynamaya gittiği için 13.129.00 dolar 66 sent ödemek zorunda kaldı. (Watkins’in Türk vatandaşlığı için ne zaman müracaat edeceği henüz açıklanmadı.)

8) “Cumhurbaşkanı Demirel: Türkiye, Güneydoğu Dışında Sakindir” (24 Mayıs)

Eh, bizim apartmanda iki kat üstte oturanların 15 yaşındaki fingirdek kızı Banu da, son zamanlarda karnı biraz  büyümeye başlamanın dışında, çok iyidir, ellerinizden öper.

“Demirel: Her Sabah Yağmur Duası Ediyorum” (29 Mayıs)

Bu haberi de, çayını içmeye gittiğim dostum  Salim Taşçı’nın evinde Hürriyet’te gördüm ve  yazımın başlığını bu haberi okur okumaz koydum. İyi haftalar dilerim efendim. Ne Mutlu, Türkiye’de Oturuyorum Diyene!

Önceki Yazı
Sonraki Yazı