Baskın Oran

“Ecevit, Fethullah’ı seviyo!”

Duvarlarda yazmıyor ama, duvarlarda da yazması yakındır. Böyle bir aşk yaşanıyor.

Üstelik, Fethullah Hoca’nın hâlâ bâkir olmasından cesaret mi alıyorlar nedir, “mâşuk” aynı ama “aşık”lar muhtelif. ABD’den tutun, Demirel’den geçerek, Cindoruk’tan sekerek, Dışişleri’ni de katarak, (ikisini yan yana yazmak Nilüfer’e biraz haksızlık ama,) Nevval Sevindi ve Nilüfer Göle kızlarımıza varıncaya kadar!

Fethullah Hoca niye bu kadar başarılı?

1) Hatası az:

RP’nin gerizekalılıklarını yapmıyor. hatta RP’ye kızıyor. Sallabaş ayinleri yaptırmıyor. Müritlerini kravatla gezdiriyor. Amerikalıların deyimiyle, “profili düşük tutuyor”. Samanyolu TV’de solcuları konuşturarak tarafsızlık izlenimi vermeye özen gösteriyor (aslında bu taktik Kanal-7’de de var ya, neyse).

Bu da, RP’ye tepki ortamında, Ecevit gibileri çok cezbediyor.

2) Ortamın kötülüğünden iyi yararlanıyor:

Türkiye’de, eğitim başta olmak üzere, herşey A’dan Z’ye bozuk olduğu için, müritlerinin çekinmeden bastırdıkları paraları akıllıca kullanmak sayesinde büyük prim yapıyor. Türkiye’nin dışarıda kolej açamayacağını bildiği içindir ki, Allahsızı bol bir Dışişleri, hazretin dış etkinliklerinden son derece memnun. Türkiye açabilseydi, Fethullah açabilir miydi?

3) Yaptığını ürkütmeden ve iyi yapıyor:

Çok yavaş ama emin sonuç veren bir yatırım olan eğitime büyük öncelik verdiği için, etrafı telaşlandırmadan gidiyor. Para sıkıntısı olmayan okullarının teknolojik donanımları özellikle müthiş. Zaten, üstadı Said-i Nursi de eğitime (Van’daki Medresetü’z Zehra büyük projesi) ve teknolojiye büyük önem verirdi.

Tabii bütün bunlar önemli ama, daha önemlileri var:

4) İdeolojisi tanıdık: Türk-İslam Sentezi.

Fethullah Hoca klasik bir dinci değil. Klasik bir Türk-İslam Sentezcisi. (Bodrum’dan ­rahmetli komşum Zeki Müren’in bir güftesini hafif değiştirirsek,) “eski, ama eskimeyen” bir MHP’li.

Bu, iki şeyi arkasından sürüklüyor:

a- Devlet kavramına büyük önem veriyor. Devlete karşı çıkmamaya büyük özen gösteriyor. Bakın, ağzına hiç “Kürt” sözcüğünü aldı mı? Almayacak da. Cızz çünkü.

Bu husus, Türkiye’de çok insanın müthiş hoşuna gidiyor.

b- Türklük kavramına büyük önem veriyor. Dışarıda açtığı okulların ağırlığı Türkî ülkelerde. Arapları sevmiyor.

Bu da, Ecevit gibi müseccel milliyetçilerin çok hoşuna gidiyor.

5) Küreselleşmeden yararlanıyor:

Geçen haftaki tablomuzu bir açın:

Ne demiştik? Yeni gelmekte olan tutunum ideolojisinden (Tİ) korkan kitleler, bir önceki tutunum ideolojisine sığınırlar, demiştik.

Türkiye’ye Küreselleşme (uluslararası kapitalizm) geliyor. Korkan kitleler, kuramsal önerimize uygun olarak, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki tutunum ideolojisine (Din) ve onun Yüce Sadakat Odağına (Tanrı) dönüyorlar. Ona sığınıyorlar.

Fukaralaşmayla doğru orantılı giden ve gidecek bir süreç bu. Biraz da Kemalizm’in geçmişteki (ve bugünkü) kimi hatalarından, özellikle de türban yasaklamasından güç alan bir süreç.

***

Son olarak, gelelim şu sözün geçerlik derecesine. Şöyle deniyor, Ecevitler şöyle diyorlar:

“Fethullah Hoca daha aşırı İslam’ı önlemeye yarıyor. Ancak ılımlı bir İslam önler köktendinciliği!”.

Amerika’nın da müthiş işine yarayan bu mantık için lütfen yine geçen haftaki tablomuza dönünüz. Ne demiştik?

“İnsanda kafa nasıl tekse, Yüce Sadakat Odağı (YSO) da tektir” demiştik. “Yeni YSO, ancak eskisini yerinden kaldırarak onun yerine oturur, yoksa kucağına oturur” demiştik.

Üstelik, demiştik ki: “Yeni YSO ile eski YSO birbirinden farklı olmakla kalmaz, aynı zamanda fena halde zıttırlar” demiştik.

Fethullah Hoca, eğitimle, yani çok yavaş ve emin bir biçimde YSO olarak “Millet”in yerine “Tanrı”yı getiriyor. Bu, olabileceği kadar müthiş bir olay bu.

Bu müthiş olayı görebilmek için üniversite mezunu olmak gerekmiyo. Ama, Ecevit, Fethullah’ı seviyo!

Önceki Yazı
Sonraki Yazı