Biri iyi, biri de kötü iki haberim var. Önce hangisini vereyim?
Önce iyisi:
Başbakan Ecevit, Güneydoğu’ya yönelik 40 trilyon liralık bir ekonomik paket açıkladı. Son 10 yılda açılan bu 10. paket sayesinde ilk elde 8200 kişiye iş bulunacağı bildirildi.
Kötüsüne gelince:
Cesaretimi toplarken biraz vakit geçsin diye, yerim oranında bikaç gazete haberi okuyayım:
1) MHP’liler Apo’nun avukatlarına ayrı ayrı iki kez saldırdılar. Polisin saldırganlara müdahalesi, “rica” düzeyinde oldu. PKK’nin hain ilan etmiş olduğu Avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu, can güvenliği sağlanıncaya kadar bu işi bıraktıklarını basın toplantısında açıkladı. (Bu arada, Okçuoğlu’nun “Amerika’dan güvence” istemesini, bu özgür ve özgün insanla bağdaştıramadım; bu lafın ağzından tepki sonucu çıkıverdiğine inanıyorum).
2) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli mitingde yaptığı konuşmada “Acılı şehit analarından izin almadan Pişmanlık Yasası çıkarılamaz” dedi. Acılı analar da miting yaptı.
3) PKK’ye karşıtlığıyla tanınan Şerafettin Elçi’nin Demokratik Kitle Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından “bölücülük” suçlamasıyla 6’ya 5 kapatıldı.
4) Cumhuriyet Başsavcılığının HADEP’i kapatma davası hızlandı. Hatay’da iki HADEP adayı da tutuklandı.
5) Ş. Sakık ve A. Çakıcı olayları “tekerrür” etmeye, Apo’nun “sızan” ifadeleri kullanılarak bitakım insanlar suçlanmaya başladı. Topun ağzına ilk konanlar D. Ergil ve N. Erbakan.
6) Bir haber de (atlatma olarak) bendenizden:
Beş yıl önce faili meçhul biçimde katledilen Diyarbakırlı Avukat Yusuf Ekinci’nin anısına Ankara Sheraton salonlarında, 4’ü profesör 5 konuşmacının bilimsel bildirileriyle yapılan yemekli toplantı biraz geç başladı. Çünkü, toplantının 7 tertipçisinden 1 tanesi (Yazar Naci Kutlay) 39.5 ateşle evde yatıyordu. Kutlay araba yollanarak getirtildi, imzayı attı, yine yatmaya gitti, ve polis başlama izni verdi.
* * * * * *
Şimdi bakın:
Bir an için Kürt kökenli olup Güneydoğu’da yaşadığınızı farz edin. Şöyle düşünür müsünüz, düşünmez misiniz:
1) Devlet benim Kürt kimliğimi Aralık 1991’da, üstelik de Başbakan Demirel’in ağzından resmen tanıdı.
O yıl, PKK’nin Avrupalı gazetecilere Güneydoğu için vize damgaladığı, devletin de Nevroz’u yasaklayamayınca “Türklerin Yeni Günü” ilan ettiği yıldı.
Şimdi devlet partilerimi kapatıyor, adaylarımı tutukluyor, 5 yıldızlı oteldeki anma toplantılarımı engelliyor.
Demek ki, PKK bitince, kimlik işi de paydosmuş.
3) 8200 kişiye iş vereceklermiş. Sesimiz çıkmasın diye ağzımıza bir parmak bal çalıyorlar.
4) ………………?? (Siz doldurun)
* * * * * *
Allah’ın Amerikalı gazetecisi (W. Saphire) New York’tan görüyor, bizim devlet adamlarımız Ankara’dan göremiyor:
Ey Türkiye, PKK Sorununu hallettin artık! Bitti!
Dersim Harekatının zaferle bittiği 1937 yılına ulaştın!
Artık korkuyu at!
Türkçe’de ünsüz harfler “A” harfiyle değil “E” harfiyle ünlendiği için benim gibi Pe-ke-ke diyenleri bile duyduğunda tüylerini dikenleştirmekten artık kurtul!
Artık biraz gevşe ve tekrar 1984 yılına varmak istemiyorsan hemen yeni bir aşamaya geç:
Şimdi de Kürt Sorununu hallet!
“Bir şair”in, yine 1991 yılında söylediği “Kürt var, Kürt Sorunu yok. Bu Güneydoğu Sorunudur, fakirlik sorunudur” kafasıyla gidersen fena halde papazı, pardon, 1984’ü bulursun çünkü.