Baskın Oran

Yeni bir TMY’miz oluyor…

Bu haftaki yazım bir köşe yazısı gibi değil. Daha uzun. Gazeteden ikiye bölmeyi önerdiler, olmaz dedim. Bu sefer, dedim, bana bir torpil geçin, hepsini bir defada basın, yeni Terörle Mücadele Yasası (TMY) geliyor, hiç yazamayabilirim.

Şaka değil. AB uyum yasalarının başladığı Ekim 2001 öncesine dönüyoruz, hatta, milletçe 12 Eylül’ün dibine kadar yolumuz var, diyenlerin abarttığı düşüncesindeydim. Yeni tasarıyı inceleyince baktım, abartma yok. Ne demek istediğimi kolay anlatmak için önce biraz gazetecilik yapayım. Etnik Türk milliyetçiliği ortamında gümbür gümbür gelen yeni TMY tasarısı çıkınca hangi masum cümleler sizi içeri kaçar yıl attırır, oradan başlayayım.

 HANGİ SUÇLARI İŞLERSENİZ NE KADAR YERSİNİZ?

3 tane son derece masum cümle yazacağım:

1) “VİCDANİ RETÇİ MEHMET TARHAN’I DESTEKLİYORUM”.

Böyle bir demeç verdiniz, bu cümleden 1,5 ilâ 4,5 yıl alırsınız. Hesabı basit:

  1. a) “Halkı askerlikten soğutma”nın cezası, Türk Ceza Kanunu (TCK) md.318’e göre 6 ay ilâ 2 yıl. Bu suç basın yoluyla işlendiği için yarı oranında artırılınca zaten 1 ilâ 3 yıl oluyor.
  2. b) Yeni TMY md.3 bu suçu artık bir terör suçu sayıyor ve md.4’le bu tür suçların orijinal cezalarını yarı oranında artırıyor, oluyor 1,5 ilâ 4,5 yıl. Vicdani ret de halkı askerlikten soğutmak anlamına geldiğine göre, hesap ortada.

Üstelik, yine md.4’e göre, bu cezanın üst sınırı da aşılabilir. Yani size miktarı belli olmayan bir ceza verebilirler.

Tabii, yeni TMY’de terör suçu haline dönüştürülen yalnızca bu vicdani ret değil. “15 yaşını tamamlamamış çocukların cinsel istismarı” bile (artık nasıl olacaksa) “terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde” terör suçu sayılıyor (TCK md.103, yeni TMY md.3). Yani, tasarıyı hazırlayan elini sakınmamış. TCK’da sayılan 60’a yakın suç, artık “terör suçu”.

Bu durumda, TCK’nın ceza verici nitelik arzeden maddelerinin (ki, toplam 345 madde içinde yaklaşık 150 madde) üçte birinden fazlası birdenbire terör suçu haline geldi. Yani, artık Türkiye’de terörist olmak için şiddet kullanmış olmak gerekmiyor.

  1. c) Vicdani reddin nasıl muamele göreceği hususunda, Askerî Yargıtay Daireler Kurulu’nun Mehmet Tarhan hakkındaki son kararını da (Milliyet, 02 Mayıs) dikkate almak isteyebilirsiniz: Eşcinsel olduğunu açıklamayan, bu durumun ortaya çıktığı aşamada da muayene olmayı reddeden kişi zorla muayene edilmeyecek; sadece kolundan tutulup askere götürülecek. Askerî Yargıtay, eşcinsellik’i de “İleri derecede psikoseksüel bozukluk” olarak tanımladı. Fakat, bu “ileri derecede psikoseksüel”lerin orduda nasıl istihdam edileceği henüz açıklanmadı.

2) “DERNEĞİMİZDE ‘YEREL LEHÇE DERSLERİ’ KONULU BİR KONFERANS TERTİPLENMİŞTİR”.

Böyle bir ilan verdiniz, bu cümleden 6 yıl alırsınız. Hesabı basit:

  1. a) Yeni TMY’de, eskisinin aksine, yalnızca terör örgütünün propagandası yasaklanmıyor. “Terör örgütünün amacının propagandası” da yasaklanıyor. Kürtçenin yayılması da terör örgütü PKK’nın amaçları arasında olduğundan, bunu söyleyen ve yazan kişi, PKK’ya %100 karşı bile olsa, 1-3 yıl hapis yatar (md.6).
  2. b) Basın yoluyla işlendiğinden, bu suçun cezası yarı oranında artırılarak 1,5 ilâ 4,5 yıla çıkar.
  3. c) Terör suçları, yine md.6’ya göre “dernek, vakıf, siyasi parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde” işlendiği zaman ceza 2 katına çıktığından, cezanız 6 yıl olarak uygulanır. Ayrıca, derneğin mallarına da el konabilir.
  4. d) Yalnız ilanı veren ceza yemez. İlgili basın organının sahibi 000 ilâ 10.000 gün, sorumlu yazı işleri müdürü de 1.000 ilâ 5.000 gün tutarında adli para cezası alır.
  5. e) Eğer bu adli para cezalarını ödemezseniz, idari cezalardan farklı olarak, hapse atılabilirsiniz. Ör. 1 milyon YTL’lik bir cezayla karşılaşırsanız ya ödersiniz ya da o kadarlık yatarsınız. Yani, yeni TMY size bir tercih hakkı tanıyor.
  6. f) Eğer bu konferans yargıç tarafından, yine yeni TMY’de yasaklanan “Örgüte üye kazandırmaya yönelik eylem” olarak yorumlanırsa, yine md.6’ya girer ve aynı cezaları alırsınız.
  7. g) Eğer bu konferansa boynuna poşu desenli fular takmış bir kız gelir veya konferans sırasında birisi “Bu dersler konulmalıdır” anlamına bir soru sorarsa, hele bir de slogan atarsa, bu eylemler de md.6’ya girer.

Veya, dinle ilgili bir konferansta kızlar türbanlı ise, yargıcın bu konferansın Hizbullah terör örgütü tarafından düzenlenmediğine emin olması lazım. Çünkü, “örgütün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde, örgüte ait amblem veya işaretlerin taşınması veya bu işaret ve amblemlerin üzerinde bulunduğu üniformayı andırır giysiler giyilmesi” durumunda, md.6 terör suçuna hükmetmeyi gerektiriyor.

3) “YEREL LEHÇE KURSUMUZ YAĞMURDA AKMAKTADIR. SEVABINA DAM AKTARACAK BİR ARKADAŞ ARANIYOR”.

Bu cümleden 5 yıl hapis ve ayrıca 1500 gün adli para cezası alırsınız. Hesabı basit:

Yeni TMY md.7’de, “kullanılmasa bile”, terör örgütü için dolaylı fon sağlama ve toplama yasağı getiriliyor. Cezası: 1 ilâ 5 yıl hapis, 150 ilâ 1.500 gün adli para cezası.

Peki, dam aktarma neden yasak olsun? Çünkü, toplananın para olması şart değil. Bu fon, “…para veya değeri para ile temsil edilebilir her türlü mal, hak, alacak, gelir ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değeri” olarak tanımlanıyor. Üstelik, damın aktarılmasını isteyenin yanında aktaran da terör suçlusu.

GÖZALTINA ALINIRSANIZ, BİLMENİZ GEREKEN ŞEYLER

Yeni TMY çıkınca bu “suç”ları işlememeye bakacaksınız.

Diyelim işlediniz. Bakın ondan sonrası ne oluyor, çünkü bundan sonrası en az “suç”ların kendisi kadar ilginç.

Bu cümleleri söylemek veya yazmak yüzünden soruşturulurken ve kovuşturulurken gözaltına alınırsanız, yeni TMY’ye göre:

1) Sadece 1 yakınınıza haber verilecek (md.10). Tabii ki o anda o kişi bulunamazsa polis bir başkasına telefon edebilir, ama o da bulunamazsa (tutuklamalar genellikle geceyarısından sonra yapılır) polis sinirlenip bir başkasını aramayabilir. Veya, aranıp da bulunan kişi korkabilir ve bunu kimseye haber vermeden sessiz kalabilir. Onun için, haber vereceğiniz kişiyi önceden iyi düşünüp seçin ve onun telefon duyabilecek bir yerde yatmasını sağlayın.

2) Sadece 1 avukattan yararlanabileceksiniz. Onunla görüşmeniz de 24 saat yasaklanabilir (md.9). Eğer bu konularda tecrübesizseniz, ilk defa tutuklanıyorsanız, bu 24 saat içinde polisler avukatınızla görüşmenizin hiçbir yarar sağlamayacağı, hatta size zarar verebileceği, denileni yaparsanız sizin için çok daha iyi olacağı konusunda sizi ikna edebilirler. Çünkü tutuklunun psikolojisi, tutuklayanın kibar konuşması (“iyi polis”) durumunda inanmaya hazırdır.

Bu 1 avukat hakkınızı kullanırken iyi düşünün. Tutuklanır tutuklanmaz, gecenin o saatinde, polis size Baro’dan nöbetçi bir avukat çağırmayı önerebilir. Bu nöbetçi avukat, genellikle, bu işi pratikte para almadan yapan, mesleğe yeni girmiş genç bir avukattır ve gerçekten görev duygusuyla o saatte koşup gelir.

Bu, şu demektir: Mesai saati başlayıp paniğiniz yatıştıktan ve daha deneyimli avukatlar yazıhanelerine ulaştıktan sonra artık başka avukat çağıramazsınız. Çünkü 1 avukat hakkınızı kullanmışsınızdır. İfadeniz alınırken de ancak 1 avukat hazır bulunabilir.

3) Avukatınızla görüşürken, polis sizi yalnız bırakmayabilecek, yanınızda kalıp dinleyebilecek. Avukatınızın size vereceği belgelere el koyup incelemeye alabilecek. Avukatınızın dosyayı incelemesi dahi engellenebilecek (md.9).

4) İşkence görürseniz, devlet “bu görevlerinin ifasından doğduğu iddia edilen suçlardan dolayı” açılan davalarda memuruna 3 tane avukat tutacak ve bu avukatların ücretini “avukatlık ücret tarifesine bağlı kalmaksızın” ödeyecek (tabii, sizin vergilerinizden). Ayrıca, istenen cezanın süresiyle bağlı olmaksızın, o kişiyi tutuklamak yerine ona zaman zaman karakola gidip imza vererek evinde oturma olanağını sağlayabilecek (md.10).

5) Bütün bu “suç”ların davaları, şu anda kaldırılmış bulunan ve yeni TMY’de adı verilmeden geri getirilmekte olan DGM’lerde görülecek (md.8).

6) Bütün bunların hepsinden önce ve önemli olarak: Eğer sokakta giderken arkanızdan “Teslim Ol!” diye bir ses duyarsanız derhal yere yatıp ellerinizi ensenizde birleştirmeniz isabetli olacak. Çünkü bu emre itaat etmeyip silaha davrananlara polis “duraksamadan” ateş edebilecek (ek md.2).

Hatta, otomobilinizde fazla yüksek sesle radyo-kaset-CD dinlemek ve klimayı üst düzeyde çalıştırmak tehlikeli olabilir; bunların sesi polisin yaptığı uyarıyı duymamanıza ve yasal biçimde kurşunlanmanıza yol açabilir. Unutmayınız ki öldükten sonra “Ben emri duymadım, silahıma da davranmadım” demeniz zordur.

KÖTÜ NİYETLİLİĞİN ALEMİ VAR MI?

Peki, bu kadar kötü niyetliliğin âlemi var mı? Yani, neden yargıçlar cezayı en yükseğinden versinler? Daha önemlisi, niye teröristleri cezalandırmak için çıkartılan bu yasayı sizin gibi okur-yazar olmaktan başka kabahati olmayan birine uygulasınlar?

Bilemem. Ama şunu bilirim: Daha bu yeni TMY’nin t’si yokken bir Rapor yazdık, üstelik Başbakanlık’a bağlı İnsan Hakları Danışma Kurulu adlı resmî kuruluş yönetmeliğinin 5. maddesinin amir hükmü gereği yazdık, 3 yıl istemiyle mahkemeye verildik, ne olacağımız da belli değil. Yazdığımız bu resmî Rapor’da şiddet’in ş’sinin bulunmadığını da eklemeli miyim?

Bir de şunu bilirim: Terör örgütü İRA’nın yöneticilerini kastederek “Şeytanla bile masaya otururum” diyen bir Başbakan Blair’in yönettiği B.Britanya’da, terör örgütü durulmayınca gözaltı süresi 28 güne çıkarıldı, bunun üzerine İngiliz Yüksek Mahkemesi başkanı bu yasayı “Adalete hakaret” olarak niteledi.

Bizde ise, askerlik şubesi başkanı binbaşının suç duyurusu üzerine, yargıç, 23 Nisan töreninde çiklet çiğneyeni Atatürk’e hakaretten tutuklayıp cezaevine yolladı (Radikal, 25 Nisan).

Doğrusu, bilemediğim bir şey de, Yargıtay dururken, bir bidayet mahkemesi yargıcının bu kararını haber yapmanın doğru olup olmadığı. Çünkü Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Hrant Dink hakkında verdiği son kararda, üniversiteden gelen bilirkişiler raporuna ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasına rağmen, “Dink, Türk milletine hakaret etmiştir” dedi (Radikal, 02 Mayıs).

İşte, bilemiyorum; bizim savcılarımız bu yasa karşısında nasıl iddianame yazıp kimlere dava açar, bu yasayı bizim yargıçlarımız nasıl uygular, bilemiyorum. Bilemediğim için korkuyorum ya.

***

Eğer şöyle diyorsanız: “Peki kardeşim, profesörüm diye geziyorsun, sen ne bilirsin?” diyorsanız, bizim de bildiğimiz var tabii:

Bu yeni TMY’yle devlet şiddetinin artacağını ve bu sayede silahlı terör örgütlerinin çok şey kazanacağını biliyorum. Ama bunu bilmek için profesör olmak gerekmiyor, haklısınız, orası da ayrı.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı