Baskın Oran

İslamcıca, Laikçice, Türkçe ve Ermenice tunç kafiye

Ya öğretmişlerdi, ya okumuştum: En az ortak üç sesten oluştu mu, zengin kafiyeye tunç kafiye denirmiş:

İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya / Bir yanda akan benim, öbür yanda sakarya”. (www.antoloji.com). Şu sırada ülke içinde ve dışında tunç kafiyenin her dilden örnekleri düzülmekte.

***

Her yıl 23 Nisan Çocuk Bayramında çocuklar TBMM’ye gelip koltuklara oturuyorlar ya, bu yıl da Başkan Bülent Arınç’ın koltuğuna Erzurum’dan gelen bir öğrenci çocuk oturmuş.

Bu Arınç az rastlanacak türden bir kişi. Rabbim ona özel bir yetenek bahşetmiş. Ben hayatımda, bu kadar doğru ve bu kadar yanlış şeyleri bir arada söyleyebilen tek bir fâni tanımadım. Bunun son örneğini yine 23 Nisan töreninde verdi. Fevkalade doğru bir şey söyleyerek “Demokratik ülkelerde Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gibi gizli anayasalar olmaz” dedi, ertesi gün ise koltuğuna oturan bu çocuğa sahip çıktı. Çocuk şöyle demişti: “Önümüze hangi engelleri koyarsanız koyun, zirveye çıkacağız. Dağları, taşları önümüze koysanız da en iyi üniversiteyi kazanıp en iyi yere geleceğiz”.

Yanlışlık, çocuğun bu sözleri imam-hatipleri savunmak için söylemesinden değil, Arınç’ın ona arka çıkma biçiminden kaynaklanıyor: “Bu çocuğu seçerek biz getirmiyoruz. Erzurum’daki bir seçime TBMM’nin herhalde müdahale ettiğini düşünmüyorsunuz?” (Radikal, 25.04).

Herhalde çocuğun tamamen tesadüfen geldiğini anlatmak istiyor. Başkan’a inanmamak için hiçbir sebep yok. Örneğin bakarsınız gelecek yıl bu sefer yine tamamen tesadüfen Alevi bir çocuk gelebilir ve o da bazı şeyler söyleyebilir de, bu seferki “çocuk” tam 21 yaşında bir imam-hatip liseli! Hani, meşhurdur, kadınlar hamamında kimi hatunlar biraz irilmiş çocuklarını da yanlarında götürdükleri zaman hamamdaki diğer kadınlar tepki gösterirmiş: “Hanım, hanım! Babası yok muydu, onu da getireydin!”

Tunç kafiye geleneğimiz icabı, İslamcılar böyle yapınca Laikçilerin geri kalması mümkün değil tabii. Aynı tarihli gazeteden öğrendiğimize göre, 23 Nisan töreninde Atatürk anıtına çelenk konurken sakız çiğneyen AKP Fatsa İlçe Başkanı Veysel Dalcı tutuklanmış. Yani basbayağı derdest edilip tutukevine konmuş.

Demek ki AKP’li başkanın suçu ağır cezalık, ikametgahı yok, üstelik kanıtları yok etme ve tanıkları da etkileme olasılığı var diyeceğim ama, tanıklardan biri de Fatsa Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Kalender Karadağ. Zaten suç duyurusunda bulunan da o. Suç: Atatürk’e hakaret.

Eğer bu karşılıklı tunç kafiye yetmediyse, örnek çok: Örneğin, Çorlu-Tekirdağ’daki ilköğretim okulu öğrencilerini “Cumhuriyet öncesi ve sonrası kıyafetlerini canlandırmak için” 23 Nisan’da kara çarşaf ve fesle geçirmişler.

Ona da 5. Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın müdahale etmiş, Milli Eğitim Müdürünü yanına çağırtıp azarlamış, soruşturma açtırmış…

***

Yeni TCK’mızın “Temel Milli Yararlara Karşı Hareket”  başlığını taşıyan 305. maddesi, bu fiil için “3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 10.000 güne kadar adli para cezası” öngörüyor. Basın-yayın yoluyla propaganda yapılması halinde de cezayı yarı oranında artırıyor.

Yargıçlar aman yanılıp da önemsiz şeyleri boşu boşuna cezalandırmasınlar diye olacak, yasa koyucu bu maddeye bir gerekçe yazmış ve özellikle hangi hainliklerin cezalandırılacağını örneklemiş. TBMM’den geçip resmileştiği biçimiyle bu örnekler şöyle: “… Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi veya (…) Ermenilerin soykırıma uğradıklarının basın ve yayın yoluyla propagandasının yapılması”.

Eh, en nihayet Ermeniler de bu toprağın çocukları. Onlar da buna tunç kafiye tutturacaklar. Şu anda Fransız parlamentosunda, 4’ü Millet Meclisinde 1’i de Senato’da olmak üzere tam beş adet “Ermeni soykırımının reddini cezalandırma” yasa tasarısı bekliyor. Sosyalist Parti kendi önerisini 18 Mayıs’ta Meclis’e getirecek. Ama adamlar, şimdi kendileri yok Allahları var, çok insaflı: Ceza yalnızca 5 yıl hapis ve 45.000 Avro’dan ibaret…

***

İyi de, bütün bunlar en başta verdiğim tunç kafiye örneğini fukaralaştırdı. Mesela, yeni ve daha komple bir örnek şu olabilir:

Ben sana hayran / Sen cama tırman”…

Veya, bu olmadı, üç ses tutmadı diyorsanız:

Bi Tunç kafiye düzdüm, / Uysa da düzdüm, / Uymasa da düzdüm/ Tuttum yüzüme sürdüm”.

 

Önceki Yazı
Sonraki Yazı