Baskın Oran

“Türkiye, Cezayir mi olsun?”

“Ateşkes” diyeceğine “barışkes” dermiş, yok efendim “Çekiç Güç” yerine “Çekici Güç” diyormuş, bunlar da bişey mi, kadın başbakanımız şimdi de Amerikalılara:

“RP tek başına iktidara gelirse ordu müdahale eder” dedi.

Bir süre önce de, Marmaris’te (Aziz Nesin’in deyimiyle) paşa paşa oturan Kenan Evren üstad:

“Şeriat demokrasiyle de gelse darbe meşru olur” fetvasını vermişti.

Sahi, RP seçimle gelse ne olur? Ordu darbe yapar mı?

“Evet, hem de memleketin yüksek çıkarları için buna mecburdur” diyen bisürü “aydın” kişi var Türkiye’de. Sorsan, askerî darbelere yüzde yüz karşıdırlar. Ama, “böylesini” desteklerler.

Zaten, amiyane deyimle “başımıza ne gelirse”, Kemalizmi böyle yorumlayanlardan, böyleleri yüzünden geliyor. Gerekçeleri de ibreti alemlik:

“Türkiye Cezayir mi olsun?”

Adamlarda bilgi yok ki, doğru yorum yapabilsinler. Cezayir, Türkiye’de  bugüne değin yaptığımız ve yapmakta olduklarımız yüzünden “Cezayir” oldu be cahiller!

25 Şubat 1995 tarihli Cumhuriyet’te Ergun Balcı da yazdı. Cezayir’i bugünkü “Cezayir” yapan iki gelişme var:

1) Ulusal kurtuluş savaşından sonra ülkeyi kalkındırmayı ve demokratlaştırmayı başaramayan  seçkinler, kendilerini kıyasıya eleştiren sol akımlardan kurtulmak için, dincileri güçlendirdiler. Ne dersiniz, Türkiye’de de bu   yapılmadı mı, hele hele Kenan Evren efendi eliyle, 12 Eylül’ün “Türk-İslam Sentezi” ortamında? Şimdi de RP’nin üzerine gidilip yolsuzlukların ortaya çıkarılması Hanım Başbakan döneminde engellenmiyor mu?

2) İslami Selamet Cephesi’nin (FİS) kazanması beklenen ikinci tur seçimler Ocak 1992’de iptal edildi ve ordu, bu iptale karşı çıkan cumhurbaşkanını görevden düşürdü. İşte, tekrar ediyorum, işte, Türkiye’de şimdi bu ikinci hatanın yapılması için “yastık” hazırlanıyor!

Bu yüzdendir ki geçen yıl Cezayir’de 25.000 kişi öldürüldü. Bundan sonra öldürülecekler hariç. Ama, önemli olan ölümler değil. Trafik de bu kadar can alıyor. Türkiye’de en feci özgürlük kısıtlamalarının şimdiye kadar hep askerî darbe dönemlerinde görülmüş olması bile o kadar önemli değil. Önemli olan şu:

Halk, seçimlerde verdiği oyun seçkinler tarafından böyle hiçe sayılmasını bir kenara yazıyor. Artık bundan sonra Cezayir’de demokrasinin işi gerçekten zordur ve yalnız ve yalnız bu yüzden zordur!

Peki, ne yapmak gerekirdi?

Ne gerekecek, riski alıp ikinci tur seçimleri yapmak gerekirdi.  Bir dönem, FİS’e tahammül etmek gerekirdi. “Kolay”a kaçıldığı için, o da nasıl kolaysa, FİS inanılmayacak kadar güçlendi.

FİS şeriatı getirip, ülkede zaten az olan özgürlüklerin canına okur muydu? O günkü gücüyle, muhtemelen hayır. Muhalefette söylenenle iktidarda yapılabilenin farklı olduğunu en iyi Türkiye halkı bilir. Ayrıca, iktidarın partileri fena halde yıprattığını da. Ülkeyi yönetenlerin Refah’a çıktıkları inanılmaz koltuklara rağmen, Refahlı belediyeler deneyiminin ardından, hele hele Melih Gökçek adlı kişiden sonra, bakın bakalım Refah’ın oyu ne olacak!

Ayrıca,  demokrasinin “direniş hakkı” da işte ancak o zaman doğardı ve ancak o zaman halk tarafından desteklenirdi.

Bakın, iki satır teori yapayım size. Merak etmeyin, kolay okunur cinsinden: Kişiler ve toplumlar, basamak atlayamazlar. Atlarlarsa, büyük sorunlar çıkar. Hani, hepimizin küçüklüğümüzde bir hastalığı vardı: Sokakta okula giderken örneğin duvarların hep  çıkıntı yerlerine dokundururduk elimizi. Dokunmadan geçtiğimiz bir çıkıntı yer olursa, içimize hiç sinmez, geri döner mutlaka dokunurduk, oraya da.

Toplumlar da böyledir. Zaten, Türkiye’de bugün karşımıza çıkan sorunların nedeni de, 1920 ve 30’larda basamak atlamış olmamız değil mi?

Ama, o bir devrim dönemiydi. Öyle olması, devrimin mantığı gereğiydi. Şimdi ise devrim falan yok.  Ülkede oydaşmayı ve katılımı çoğaltma yöntemiyle devrimin yerleştirilmesi dönemi var. Böyle bir dönemde, hele hele aşırı kentleşmenin tüm Türkiye’yi köylüleştirerek dincilere hizmet ettiği bir zamanda 1920’lerin yöntemlerini uygularsanız, cezayirleşme olasılığınız pek fazladır.

Eğer, ben ülkeyi özgür seçimlerle yönetmeye devam edeceğim, diyorsanız tabii.

 

Önceki Yazı
Sonraki Yazı