Baskın Oran

Tayyip Erdoğan bunu neden yaptı?

Herkes bunu soruyor. Türkiye’nin AB yoluna girmesinde ciddi rol oynamış Erdoğan’ın, son anda ve kabinede en azından 3 bakanın zânî (=zina yapan erkek) olduğu cümle medya muhabirinin zevzeklik malzemesiyken, bu pestenkerani zina konusunu ortaya atıp, bir de TCK’yı geri çekerek bir çuval inciri berbat etmesinin mantığını arıyor.

Bir çuval incir, çünkü Mayıs 2003’ten beri durmadan yazıyorum (16 Mayıs 2003 tarihli yazı ve sonrası), AB’nin Aralık’ta müzakere tarihi vermesi kesindi.

ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra AB’nin gözünde Türkiye’nin kazandığı büyük jeostratejik önem bunu zorunlu kılıyordu. 1950 Kore Savaşı nasıl ABD’yi korkutup Türkiye’yi NATO’ya almasına yol açmış idiyse, Mart 2003 Irak işgali de AB’yi korkutmuş ve müzakere tarihi vermeye götürmüştü. Üstelik, AB’yi İslamcı terörün şerrinden ancak “İslam ile demokrasinin bağdaşır olduğu” tezi kurtarabilirdi ve bu iki unsur dünyada bir tek Türkiye’de biraraya gelmekteydi…

Şimdi; zaten Türkiye’de “AB’yi içişlerimize karıştırmayız” buyuran, AB’de de “Bu Türkler vahşidir” diyen dünya kadar muhterem var, onlara gün doğdu.

Dostum İnci Aral’ın “Ağda Zamanı” diye bir öykü kitabı vardı; şimdi de Kına Zamanı’dır.

***

Herkes bişeyler söylüyor. O kadar ki, Marmara’ya doğrasan cacık olur. Bunların arasında şunlar da var:

“Kıbrıs’ta evet dedik ama, elimiz boş kaldı. Bu durumu unutturmak için bu zina konusu ortaya atıldı”.

“Erdoğan, Gül’ün liderliğe oynamasından korkuyor ve onu tasfiye etmek istiyor. Onun zina konusunda CHP’yle uzlaşmayı sağlamasını bu yüzden bozuyor”.

“Kendi tabanını tatmin etmek istiyor. İl başkanları toplantısında bunu açmasının sebebi bu”.

“Nereye kadar gidebileceğini anlamak istiyor”.

Daha da var, anlatmakla bitmez. Ama hepsinin vardığı ortak nokta: Erdoğan büyük hata etti. Pişmiş aşa su kattı. Piyasalar düştü. Dolar çıktı. Hazine 100 trilyon TL içeri girdi. Tüm medya AKP’nin başının etini yiyor. Ne kadar AB yetkilisi varsa ateş püskürüyor, çünkü Değerlendirme Raporunu TCK çıkacak varsayımıyla hazırlamışlardı; kendilerini “aldatılıp terkedilmiş” (Türkçe’de bunun daha net bir deyimi de vardır) hissediyorlar.

Üstelik, “halk böyle istiyor” diye bişey de yok; çünkü Prof. Binnaz Toprak’ın yaptığı kamuoyu araştırmasında zinaya hapis diyenlerin oranı yüzde 16-18, hapse karşı olanlarınki ise %52. Oy hesabı yapan Tarhan Erdem: “Erdoğan’ın alamadığı risk %12’nin altında, şimdi yitireceği oy ise %25” diyor (ikisi de Radikal, 21 Eylül).

***

Ben kendi düşüncemi söyleyeyim mi? Bu zina işi 6 Ekim’den önce çözülür. Tahminen de şöyle: zina boşanma sebebi sayılır ve yapana ekonomik ceza öngörülür. Örneğin nafaka ödemek, ortak mallardan pay almamak, gibi. Çünkü müzakere tarihi vermekte AB’nin, almakta da AKP’nin kesin çıkarı var.

Yok, Tayyip bunu niye yaptı diye soruyorsanız, ona cevap veremeyeceğim. Ben de anlamadım.

***

Anlamadım ama, bir köşe yazısı da böyle bitmez tabii. Başka bişeyler anlatayım da, tatlı bitirelim bari. Tatilden yeni geldik, bir tatil karesi daha verelim.

Bu Haziran başında bizim Celal Göle (hani, Mülkiye’yi bu yıl ilkokullarla birlikte açan dekanımız!) hepimizi toparladı, Üniversitenin Side’deki kampına gezmeye götürdü.

Denizi seyrediyoruz, çene yapıyoruz, yemek yiyoruz, ufaktan götürüyoruz, nereden açıldı anımsamıyorum, Oran’dan da komşum Prof. Gencay Şaylan mealen şöyle dedi:

“Bizdeki demokrasi İngiltere’dekinden fazla ve bu da pek iyi bişey değil”. Sonra şöyle devam etti:

“İngiltere’de belli bir süredir ailesi kendini kanıtlamamış, kendisi belli bir düzeye ulaşmamış, öyle ‘Ben Halkın Bağrından Kopup Geldim’ diyeni seçmez ve özellikle de yönetim mevkiine getirmezler. Çünkü kritik durumlarda ne yapacağı belli olmayabilir diye düşünürler”.

“O da ne biçim demokrasiymiş öyle!”, dedim Genco’ya. “Bizim demokrasi İngiltere’ye üç basar! Haydi, kaldır bakalım, Türkiye demokrasisine!”

Önceki Yazı
Sonraki Yazı