Baskın Oran

Talim-Terbiye Kurulu, Lozan’ın üstünde mi?

Ülkemizi kuran Lozan Barış Antlaşması ve ayrıca büyük önem verdiğimiz AGİK’in sözleşmeleri bundan tam otuz gün önce, 11 Ekim 1993’te  ülkemizde ayaklar altına alındı. Farkında mıyız?

Bu tarihte Tebliğler Dergisi’nde bir karar yayınlayan M.E.B. Talim ve Terbiye Kurulu, özel Ermeni okullarında yasa sonucu Türkçe okutulan Türkçe ve Sosyal Bilgiler derslerinin dışındaki derslerin de Ermenice okutulmasını yasakladı.

Talim-Terbiye Kurulu suçludur: TC yasalarını hiçe saymıştır ve Türkiye’nin imzası bulunan uluslararası antlaşmaları çiğneyerek Türkiye’nin uluslararası sorumluluğuna yol açmış, ayrıca, insan hakları konusunda ülkemizin dış itibarının sağlam kalmış olabilecek bölümünü de zedelemiştir.

Ben bu işin hocasıyım. Mülkiye’de insan ve azınlık haklarının dersini  okutuyorum. Onun için, normal bir TC vatandaşından daha fazla üzülüyorum ve sinirleniyorum. Bakın, Talim-Terbiye’nin son kararı ne suçlar işlemiştir:

Herşeyden önce, bu vatanın kuruluş belgesi olarak tanıdığımız, her fırsatta gündeme getirerek “Sevr’i yırtıp atan ve I. Dünya Savaşı sonunda yapılan antlaşmalardan hayatta kalan tek antlaşma” diyerek övdüğümüz,  Atatürk’ün de “Osmanlı devrine ait tarihte emsali namesbuk [görülmemiş] bir siyasi zafer eseridir!” diye selamladığı Lozan Antlaşması’nın birden fazla maddesi ihlal edilmiştir. Rahmetli ve sevgili hocam Seha Meray’ın “Lozan Barış Antlaşması – Tutanaklar, Belgeler” adlı sekiz ciltlik çevirisinden, ilgili yerleri tam metin halinde sunuyorum:

Bir: Antlaşmanın 37. maddesi şöyle diyor: “Türkiye, 38. maddeden 44. maddeye kadar olan maddelerin kapsadığı hükümlerin temel yasalar olarak tanınmasını ve hiçbir kanunun, hiçbir yönetmeliğin (tüzüğün) ve hiçbir resmi işlemin bu hükümlere aykırı ya da bunlarla çelişir olmamasını ve hiçbir kanun, hiçbir yönetmelik (tüzük) ve hiçbir resmi işlemin söz konusu hükümlerden üstün sayılmamasını yükümlenir.”

TC Anayasasının bile ihlal edemeyeceği bu maddeyi, Talim-Terbiye’nin kararı  ihlal etmiştir.

İki: Madde 38, fıkra 2: “Türkiye’de oturan herkes, her inancın, dinin ya da mezhebin, kamu düzeni ve ahlak kurallarıyla çatışmayan gereklerini, ister açıkta isterse özel olarak, serbestçe yerine getirme hakkına sahip olacaktır.”

Madde 43: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, inançlarına ya da dinsel ayinlerine aykırı herhangi bir davranışta bulunmaya zorlanamayacak”lardır.

Karar, özel Ermeni okullarında okutulan Hıristiyan din derslerinin bile Türkçe okutulmasını isteyerek bu fıkrayı ihlal etmiştir. Aydın Engin, “Örneğin, Pater Noster duasının Türkçe nasıl okunacağı yanıtsız kalan sorular arasında” diyerek Kurul kararını makaraya sarıyor. Kurul,  devleti böyle alay edilecek duruma düşürmekten de suçludur.

Bitmedi. Talim-Terbiye Kurulu üyelerinin Türkiye’nin başına açtıkları iş öyle kolayına bitecek gibi değil. Yarın devam edeceğiz.

Yarın: Talim-Terbiye Kurulu bu sefer büyük suç işledi

Önceki Yazı
Sonraki Yazı