Baskın Oran

Susuz Dede’de yılbaşı

Bendeniz beş yaşına gelene kadar Göztepe’de oturduk. Köşe başındaki karakol nedeniyle “Karakol Çıkmazı” denen, Hakimiyet-i Milliye ilkokulunun hemen yanında, Filipaçi’nin Bahçesi boyunca uzanan 99. Sokakta elli liraya kiradaydık. İleride bir fabrika bacasından bir duman tüterdi; “Duman, duman!” derlerdi ve korkardım. Sonra, babam Alsancak’ta Ksenya soyadlı bir “Beyaz Rus” karı-kocadan otuz bin liraya bir Rum evi satın aldı İkinci Kordon’da, oraya geçtik.

  1. Sokak’tan en canlı hatırladığım şey, evimizin yukarısındaki İtalyan Bahçesi idi. Küçük ablam Ayten oraya dere kenarında radika toplamaya götürürdü. Nergisler, nergisler ve düşmemem gereken kuyular vardı ve uçsuz bucaksızdı; şimdi apartman ormanı, hiç sormayın.

İtalyan Bahçesi’nin daha üstlerinde Susuz Dede varmış. Tabii ki oraya kadar çıkamazdık; olacak şey değil. Ama nasıl bir vesileyle idi hatırlamıyorum, sonradan bir çıktım. Yeşil boyalı bir yatır vardı. Başucunda cılııız tek bir ağaç dikiliydi; gelenler kovayla su getirip döküyorlardı. Şimdi koruluk olmuş.

Aradan yıllar geçti, büyük ablam Nesrin kırk yedi yaşında aşık olup evlendi, kocası Ressam Vedat’ın tepenin yanındaki evine taşındı (Vedat abinin yağlıboya resimlerindeki münzevî top ağaç, işte oradandır). O zaman öğrendim ki, Susuz Dede’de makara açarmış genç kızlar. Tepenin eteğinde makara satılırdı; onlardan alır, yukarı çıkıncaya kadar aça aça giderlermiş. Eğer iplik yukarı varana kadar tükenmezse, dilekleri olurmuş. Özellikle cuma günleri sucu çocuklar ve falcı kadınlar kaynardı ortalık.

Aradan yaklaşık kırk beş yıl geçti, yılbaşı günü Feyhan’la birlikte tekrar çıktım Susuz Dede tepesine. Siz de mutlaka biliyorsunuzdur: Yeni yıla nasıl başlarsan öyle gidermiş; rahatlatıcı bir yazıyla başlayalım ki rahat bir yıl olsun. Aşağıdakiler, yatırın beyaz mermerlerine ziyaretçilerin elle yazdıklarıdır; “virgülüne dokunmadan” aynen veriyorum.

***

“Ailemi, çi. me. ve dostlarımı koru Allahım! İleride hepimizin ii bi meslek sahibi olmamızı ve artık üzülmememizi sağla. AMİN!!!”

“Erşan beni chok sevsin”

“Allahım, çok geçerli bir telefon alayım. Bana yardım edin. Düzgün bir aşk yaşamak istiyorum amin. Melih Sarıcaoğlu” [Bu adını da yazmış ki, Susuz Dede karıştırmasın]

“Allahım, bana bir telefon ve ailemle hiç kavga etmeyim. Ailemle durumum iyi olsun. Aileme bol sağlık ver. Arabayı öğreneyim. Karnemde zayıf olursa bana kızmasınlar. Elimden gelen bu. AMİN”

“Layık bi evlat olim onları utandırmıyim! ERCAN’LA ÇIKİM LÜTFEN!”

“ALLAHIM Tüm insanlar mutlu olsun. Herkezin hakkında en hayırlısını nasip et” [Bu, sağlamcı].

“Allahım nolursun hep mutlu olalım. Vedatla ayrılmayalım. Babamın işleri bozulmasın. Hep başarılı oliyim. İyi bir mesleğim olsun”

“Bismillahirrahmanirrahim. Allahım ne olursun Dostum ve ben erkekler ve ailemiz yüzünden artık üzülmeyelim, ağlamayalım. Ben E’ya, dostum’da Haz’ı çok seviyo. Ne olur bizi mutlu et. Artık onla çıkim. Dualarımızı kabul et Allahım!!”

“ALLAH’IM BENİ N’OLUR GÖKHANIMDAN AYIRMA. Kavga etmeyelim. İyi geçinelim. BEN ONU O BENİ HEP SEVSİN”

“Kocalarımız bizi hep sevsin ve ALDATMASIN NOLUR TANRIM”.

“Allahım ne olur aileye zarar gelmesin. Başarılı olayım. Yeşimle çıktığımız hiç bilinmesin. Yeşim Ercanla çıksın. Lütfen!” [Burada durumlar biraz karışık galiba. İnşallah Ercan gelip görmez]

“ALLAHIM!! Sana sığınıp sana güveniyorum. Okulumu başarıyla bitireyim. başarılı bir iş hayatım ve mutlu bi evim olsun en önemli: Annem ve babam artık kavga etmesin hep mutlu ve beraber olalım. Lütfen annem ve babam ayrılmasın. Emre ve ben mutlu olalım ben hep doğru yolu bulayım. Stajım iyi geçsin ne olur. Amin. BUSE”

“Allahım! Lütfen ailemi ve beni koru okul hayatımda başarılı olayım ve aile hayatımda doğruyu bulayım. Bana şans, para ver. Tekinle barışalım. Lütfeeen! AMİN. BERNA. Eğer bunları kabul edersen sana yine gelicem” [Bu kızımız Allah’a mı hitap ediyor Susuz Dede’ye mi, tam anlaşılmıyor (aslında hepsi aynı), ama rüşvetçi olduğu kesin]

***

Şimdi internetten baktım, meğer Susuz Dede’nin adı Rum zamanında Ayos Agapi imiş, yani Sevgililer Tepesi. Millileşince, Susuz Dede olduğu anlaşılıyor. Ama bu “dinci” durumu Göztepe Muhtarı Meral Kurt şöyle yorumluyor: “Yeşil alanın bozulmaması için eskilerin söylediği bir hikaye bu!” (www.izmir.gen.tr’den İzmir Life). İyi de, Meral abla, Kemalizm’i kurtarmışsın ama, o zaman orada  münzevîîî, cılııız tek bir ağaç vardı yahu.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı