Baskın Oran

Morfin yaptırarak idare edebilecek miyiz?

Ağrıları dayanılmaz hale gelmiş insanlara morfin iğnesi yapılır.

Nitekim Trump’ın, Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesinde rol oynayacak kişinin Putin’den saygı gören CB Erdoğan olabileceğini ilan etmesi bizler için tam bir morfin.

Çünkü kiracı-ev sahibi kavgalarının tavan yaptığı ülkemizde şimdi stopaj olayının konutlara da uygulanacağı haberleri gelmekte.

Ev sahipleri, iş yeri stopajlarında olduğu gibi şimdi bunu kiracıya yansıtacak ve kıyamet iyice kopacak.

İki türlü kopacak: Yansıtmazsa zaten kiraların bu pahalılıkta her ay semboliğe dönüşmesi çoğunlukla tek evi olan ev sahibini batıracak. Yansıtırsa, kiraları durmadan yükselen kiracıyı batıracak.

(Hatırlayalım: T.C. nüfusunun %60,7’si ev sahibi ve 15 milyon 384.000 kişi bu konutlarda oturuyor. Kiracılar ise %27,6 oranıyla 6 milyon 991.000 kişi).

Bu tam bir çifte/mükerrer vergilendirme. Çünkü ev sahipleri zaten kira gelir vergisi (resmî adıyla: Gayrimenkul Sermaye İradı vergisi) ödemekteler, şimdi bir kez daha ödeyecekler aynı vergiyi. Buyurun size, toplumsal bunalımları mükemmelen azdıracak bir İktidar girişimi daha.

Maliye yalanladı ama gel de inan, çünkü bütçe “Nass var ya!” yüzünden tamtakır. Zaten geçen yıl da haberleri çıkmış, yine yalanlanmıştı.

***

Peki, bu kadar açık bir hukuksuzluğu AYM iptal etmez mi? Maliye hocası Prof. Eser Karakaş dostuma sordum, şöyle diyor:
“AYM geçmişte kamu gelirini azaltabilecek kararlara pek imza atmadı. 1994’de T. Çiller kriz sırasında geçmiş senenin kurum kazançları üzerine 5 Nisan Kararları diye anılan ikinci kez vergi salmıştı. CHP AYM’ye gitti ve AYM bence tarihinin en kötü kararlarından birini verdi: iptal etmedi. M. Şimşek Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni aynı matrah üzerine ikinci kez koydu, AYM yine iptal etmedi.”

Yani, bize “hayırlısı” demek düşüyor…

***

Emeklilerin bir avantajı var, ona da bakalım:

Yasa önerisi şöyle diyor: “Emeklilerin kiraya verdikleri tek konuttan elde ettikleri kira gelirinin [yılda] 47.000 TL’yi aşmayan kısmı stopajdan muaf olacak. Ancak bu sınırı aşan gelirler için stopaj kesintisi uygulanacak.”

Tamamen anlamsız. Kendimden örnek vereyim. Emekli maaşımın dışında, emekli ikramiyemin üzerine koyarak aldığım 1 evden kira gelirim var. Ayda 6.700, yani yılda 80.400 TL. Yani yıllık 47.000’lik muafiyetin üstünde. Yani muafiyet şimdi artırılacak olsa bile bana faydası olmayacak.

Böyle bir durumun yer aldığı genel ülke ortamını kısaca özetleyerek bitirelim kj, bir mikro olay olan bu mükerrer vergilendirme olayı makro ortama otursun:

***

Şöyle bir şema vererek başlayalım:

Her ülkede 2 temel kategori var: I) Politika ve II) Ekonomi.

Bunların sonucu III) Toplumsal Psikoloji oluşuyor.

Sırayla ele alıp Türkiye manzarasını çok çok kısaca seyredelim.

***

I) Politika: Demokrasi’nin D’si yok.

Bugün demokrasi isteyen iki parti var: DEM ve Ö. Özel’in CHP’si. Gerisi, D. Bahçeli’nin acayip kişisel istisnasıyla, felaket.

(CHP derken, dikkat: “Ö. Özel’in CHP’si” dedim çünkü daha dün DEM belediye başkanları teker teker kayyımlanıp içeri atılırken oturup seyreden, dahası, Nisan 2016’da dokunulmazlıklarının kaldırılması için “Anayasa’ya aykırı ama evet oy vereceğiz” deyip eşbaşkanlar Selahattin Demirbaş ve Figen Yüksekdağ’ın içeri atılmasını sağlayan CHP’den bahsetmiyoruz.

Demokrasi yokluğu konusunda daha uzun konuşmak fuzuli.

***

II) Ekonomi: Tek Kelimeyle Çöküş.

Burada morfin enjeksiyonunu 8 Ekim’de, Saray harcaması geçen yıl günlük 32,4 milyon TL olan CB Erdoğan bizzat yaptı:

Biz bu işi biliyoruz; Türkiye ekonomisi, hiç endişe etmeyin, güçlü temeller üzerinde yükseliyor”.

Ekonomi işini 3’e ayıralım:

1) Kira: Yukarıda yeterince anlattım ve zaten biliniyor.

2) Gıda: Tarımsal üretimin şu andaki durumu ve özellikle de yarını çok kötü, Ör. maden sahası açmak için zeytinlikler kökleniyor. Üstelik, insanlarla alay ederek: “70’ine gelince zeytin dik” denilen bir ülkede zeytinler kesilmeyip taşınacak; taşınma yeri bulunamazsa “eş değer büyüklükte başka bir alanda yeni zeytin sahası kurulacak.”

Pes birader, bu kadar aşağılama da olmamalı. Uzmanlar çıldırıyor: Taşınan ağaçların çok büyük bölümünün kuruduğunu, özellikle yaşlı zeytin ağaçlarının taşınamayacağını veya taşındıktan sonra hayatta kalmaları ve yeniden gelişim gösterebilmeleri için çok özenli ve uzun süreli bir bakım süreci gerekeceğini vurguluyorlar.

Tabii, bu İktidar vurup devirmeye dayandığından, protesto eden köylüler içeri atılıyor.

Ayrıca, barajlarda ve dahi yeraltında su kalmadı ki tarım sulanabilsin.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı zeytin işini şöyle özetliyor: “1 ton zeytinyağı 5.000 Dolarken, 1 ton mermer 500 dolar. Kömür ocakları açmak için zeytin ağaçları nasıl kesilir!”.

Aslında, bu kadar lafı edeceğime şunları söyleyip bırakmalıydım:

2025’te net aylık asgari ücretin (tek kişinin yoksulluk sınırı) 22.104 TL olduğu ülkemizde 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 26.418 TL, yoksulluk sınırı ise 91.381 TL. Tek başına yaşayan bir kişinin yoksulluk sınırı ise asgari ücretin iki katı: 42.526 TL.

3) Yakıt: Evimizde ve santrallarda gittikçe daha çok doğalgaz kullanıyoruz. CB Erdoğan’ın yakın dostu Trump doğalgazın boruyla komşu Rusya’dan değil, gemilerle Louisiana’dan alınmasını istiyor; geçen hafta enine boyuna yazdım.

***

Böyle bir Türkiye’de III) Toplumsal Psikoloji nasıl olsun istersiniz?

Morfin iğneleriyle idare edebilir miyiz?

Önceki Yazı
Sonraki Yazı