Baskın Oran

İki dinin kıskacında Türkiye

İki dinin kıskacında Türkiye
İki dinin kıskacında Türkiye

Sivas taki indirim kampanyası, zabıtanın uyarısıyla edepli bir hale getirildi.

Başbakan Erdoğan konuştu: “Sekiz yıldır kimin yaşam tarzına müdahale ettik? Anayasa, ‘devlet, … alkolden… halkını, gençliğini korur’ diyor. Yau biz anayasal görevimizi yapıyoruz, beyler bundan rahatsız oluyor” (Sabah, 16.01.11). Müdahale işine hemen geleceğim ama beni en rahatsız eden şey aptal yerine konmak. Çünkü Anayasa’nın ilgili maddesi (58/2) aynen şöyle: “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” Okumamız yok ya, araya “halk” kelimesini sokuşturarak 66 yaşındaki beni de “alkolden koruyor”.

Müslümanların yaşam tarzına müdahale eden Kemalizm’e biz her zaman karşı çıktık. Ama AKP bizimkine saygıyı hâlâ öğrenemedi. Tabii ki “Ev dışında alkol içilmez” veya “Herkes İslami kısıtlamalara uymak zorundadır” diye yasa çıkartmıyor. Bunu ya belediyeler ve/veya polis aracılığıyla korkutarak yapıyor yahut kimi partililerin müdahalesini yüreklendirerek. Gazetelerin tekzip edilmeyen haberlerinden birkaç örnek.

“Fiksasyon”lar

“Belediye, Beykoz Balıkçısı’nda alkol yasağı koydu” (Milliyet, 25.09.09). “AKP Mardin milletvekili M. H. Demir, Artuklu Üniversitesi’nde düzenlenen forumda alkol servisi yapılmasına kızdı” (Radikal, 03.03.10). “Otistik çocuklara din dersi kondu” (17.10.10). “Çorum Belediyesi, içki ruhsatlı işyerleri harçlarına yüzde 128, diğerlerine yüzde 10 zam yaptı” (M, 19.12.10). “Ana-babalarıyla lokantaya giden çocuklara polis tutanak tuttu” (Çayyolu’ndaki olay: M, 13.12.10; Aydın’daki: Taraf, 19.12.10). “Sivas’ta vitrine yapma manken koyup ‘Şimdi pantolonlarda indirim zamanı’ yazan mağazaya müdahale. Müdür E. Mert ‘Zabıta ekipleri mankenlerin cinsel içerikli görüntüler, pornografik figürler ve çocukların gelişimi için yanlış olacağını iddia etti’ dedi” (M, 23.12.10). “Mersin N. Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi müdürü, kız ve erkek öğrencileri birbirlerine 45 cm’den fazla yaklaşmamak konusunda uyardı, yemekhanelerini ayırdı” (M, 11.01.11). “Kızların bacakları görünmesin diye sıraların önüne tahta eklendiğini yalanlayan Bakan Çubukçu’nun yok dediği özel sıraları Taraf görüntüledi” (T, 14.01.11). “Keçiören Belediyesi ekipleri içki satan büfenin fotoğrafını çektiler ve ‘İçki satma, kimse sana ceza yazamaz’ dediler” (M, 15.01.11). “Öğrenci ve velilerin tepki gösterdiği yeni sıraların vücut anatomisine uygunluğu nedeniyle bütün okullara dağıtılacağı bildirildi” (T, 17.01.11).

Bütün bunlar yaşam tarzımıza müdahale değil de nedir? Kimi şeylere kafayı takmış bir zihniyet bu. Psikolojideki adı: Fiksasyon/saplantı. Türkiye böyle saplantılara layık mıdır yani?

Atatürkçü okulun öğretmenleri

Elcevap: Evet layıktır, en azından alışıktır. Ama, tepki vermeden önce, ilkokul öğretmeni bir okurumun yazdıklarını dinleyin: “Okulumuz Bursa’nın ilçesinde. Tuvaletler hariç duvarların yüzde 90’ı Türk büyüklerinin panoları, Atatürk resimleri, sözleri, büstçükleri. Tabii, tüm sınıflarda, laboratuarlarda, işliklerde Atatürk Köşesi mevcut. Meslektaşlarımdan biri, Andımız okunurken sınıfında bulunan 4-5 Kürt çocuğunun ‘Ne Mutlu Kürd’üm Diyene’ dediğini anlattı. Onu duyan ve Çerkes olduğunu her fırsatta söyleyen bir diğeri ‘Hele öyle bir şey yapsınlar ağızlarını burunlarını dağıtırım’ dedi. Dağıtır, eminim.

Geçen gün müfettiş geldi. Tarih Şeridi’ndeki Taş Devri insanlarının maymuna benzediğini, bu resimlerin üzerlerinin boyanmasını, Darwin’in artık Batı’da okutulmadığını, okulun bir kültür yuvası olduğunu, ideolojilere yer verilmemesi gerektiğini, ayrıca Marx’ın da artık müzede sergilenmesi gerektiğini söyledi. Bir meslektaşım heyecanla söze girdi, bunların üzerini çocukların resim dersinde yaptıklarıyla kapattığını, çocuklara Adem-Havva’dan geldiğimizi açıkladığını anlattı. Resim öğretmeni ise, küpeyi kendi oğlu taksa kulağını keseceğini söyleyen (bunu gerçekten yapabilir) bir meslektaşım. Çerkes arkadaşım ise resimleri siyah pastelle örtmüş.”

Acayip, çünkü bunlar ortalama 20 yıllık öğretmen yani AKP öncesi dönemden. Nasıl hemen geçiş yapabiliyorlar? Müfettiş korkusu? Keşke öyle olsa, insani olurdu. Olayı çözmek için bence aşağıdaki haberlere göz gezdirin, ama yanlarına köşeli parantezle yazdıklarımın ışığında. Hoş, bazılarına parantez de gerekmiyor ya, neyse.

Müslüman ve Türk

“Erdoğan: Bir Müslüman soykırım yapmaz” (R, 09.11.09) [Türk soykırım yapmaz]. “Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım: Uçaklarda Kürtçe anons Türkiye’nin üniter devlet yapısına ve Anayasa’ya uygun değildir” (R, 21.11.09). “Erdoğan: İlgili bakan arkadaşlarımız Ruhban Okulu üstünde çalışıyor. Tabii, B. Trakya’daki Türk azınlığımızın Yunan hükümetinden talepleri göz önünde bulundurulmalıdır” (M, 04.01.10). “Diyanetten Sorumlu Bakan Faruk Çelik: Ne derdiniz var din dersiyle, niye kalksın din?” (M, 11.10.10) [Ne derdiniz var Andımız’la? Niye kalksın Andımız?]. “AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç: “Andımızdan dolayı kimse etnik kimliğini kaybetmedi” (M, 28.11.10). “Bakan Faruk Çelik: Anaokulunda da din eğitimi olabilir” (M, 03.12.10) [“Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun” anaokulunda başlamalıdır]. “AKP Gn. Bşk. Yd. Ömer Çelik: Özerklik ve iki dil demokrasiye suikasttır” (R, 23.12.10). “Diyarbakır’da liseli Protestan kızın din dersine katılması zorunlu tutuldu. Askerde Hıristiyan gencin dolabında İncil bulununca komutanı: ‘Misyoner misin? Artık gözümden düştün’ diyerek görev yerini değiştirdi” (M, 02.01.11) [Emperyalizmin ajanı misyonerler Türk vatanını bölmek için çalışıyorlar]

Anlatabildim mi? Türkiye’de Kemalizm ve İslam adlarında iki tane din var. Birincisi bitsin diye uğraşıyoruz, o bitmeden ikincisi başladı. İkisinin de hamuru temelde aynı: Çoğulcu hiçbir şey istemiyorlar; laik veya İslami cemaat dışında “insan” olunmasına tahammülleri yok. Küpe, Darwin, Kürtçe, Atatürk, alkol fark etmiyor. Öğretmenlerin yatay geçişi onun için kolay oluyor.

İtiraf edelim: AKP’li kardeşlerimizin RTÜK vasıtasıyla ‘Muhteşem Yüzyıl’a yaptıkları ile Kemalist kardeşlerimizin Can Dündar’ın ‘Mustafa’sına yaptıkları çok benzeşiyor. İçki konusu bile aynı. Maazallah, ikinci kardeşlerimiz iktidarda olsalardı, bonus olarak “adaletin pençesinde” bulabilirdi Can kendini: 1951 tarih ve 5816 sayılı, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun md. 2/1 icabı, 1,5 ilâ 4,5 yıl istemiyle.

Ama sadede gelelim: Bu kafayı taşıyan bir AKP’nin insanı odak alan bir anayasa yapacağında umudunuz var mı? Ötekilerin yapacağında?

Önceki Yazı
Sonraki Yazı