Baskın Oran

Bodrum’da kanun (?)

Bodrum’u, “Türkiye dışında biyer” olarak tanımlarlar. Ama, ülke yasalarının uygulanması açısından, tam bir küçük Türkiye! Yani, Türkiye’nin genelinde yasalar nasıl uygulanamıyorsa, Bodrum’da da öyle.

Buraya 5 gün önce geldim ve kendimi böyle bir olayın tam göbeğinde buldum:

Belediye, denizi istila etmiş olan kaçak iskeleleri yıkıyor. Şimdiye kadar, sahiplerinin de katılımıyla, 40 kadarını yıkmış.

Ama bir tanesi kalmış: Halikarnas Disko’nun yaptırdığı kaçak iskele.

Geçen yaz boyu, Kumbahçe mahalle parkını “kiralama” yoluyla iç etmeye çalıştığını uzun uzun yazdığım (ve sonunda yeni Maliye yönetimi karşısında pes edip geri çekilen) Halikarnas Disko bu iskelenin girişini zincirle kapatıyor. Başına da bir “goril” dikiyor. Yalnızca kendisi yararlanıyor.

Yıkılmayıp kalan son iskele bu, çünkü diğerlerinden sağlam yapıldığı için İzmir’den özel vinç kiralamış Belediye.

Tam geçen cuma (23 Ocak) yıkıma girişecekler, Muğla Valisinden bir telefon: “Lütfen pazartesiye erteleyin”.

Belediye Başkanı Tuğrul Acar erteliyor. Ben, tam o telefonun üzerine gelmişim.

Pazartesi günü yine valilikten ses geliyor, ama bu sefer “Acele” resmî yazı biçiminde. Muğla Defterdarlığı antetli kağıda ve Vali Cemil Serhatlı imzasıyla. Yazının özeti şu:

1) 95 ada, 48 pafta, 42 parselin kumsalındaki iskeleyi yıktığınızı haber aldık.

2) İskele kamuya açıktır. Bölge halkı ve turistlerin karaya çıkmasında kullanılmaktadır.

3) Belediyenin imar planında işlidir.

4) Konu hakkında daha sıhhatli karar verebilmemiz için yıkım işlemi ikinci bir emre kadar durdurulmuştur.

Burada valinin (kibarcası) “fena halde yanlış bilgilendirildiği”, (açıkcası) aldatıldığı çok açık, çünkü (hani, meşhur fıkrada olduğu gibi) bilgilerin bir teki bile doğru değil:

1) İskele, verilen ada-pafta-parselle ilgisiz. Çünkü dolgu bir alanın ucuna izinsiz eklenti biçiminde yapılmış ve dolgu alanların ada-parseli olmaz. Bu alan, bizim Kumbahçe Derneğinin de katkısıyla, Maliye Bakanlığı tarafından 16 Ekim 1997 tarih ve 40385 sayıyla Bodrum Belediyesine “kamuya açık park ve yeşil alan” olarak verilen yer. Halikarnas Disko parkı elinden kaçırdı, iskeleyi kaçırmamak için uğraşıyor!

2) İskele gerçekten karaya çıkmak için kullanılıyor, doğru. Ama sadece Disko’nun sahibi Süleyman Demir’in tekne gezintisi yaptırdığı magazin gazetecilerinin, bürokratların ve politikacıların karaya çıkması için! Yani, yukarıda da yazdım, kesinlikle kamuya açık değil ve bu durum tüm Bodrum’da büyük sinir konusu.

3) İskele, gerek 5 Temmuz 1982’de onaylanan Bodrum Uygulama İmar Planında, gerekse 28 nisan 1997’de onaylanan Kumbahçe Dolgusuna Ait İmar Planında kesinlikle yer almıyor. Yani, hiçbir yasal dayanağı yok.

4) Bütün kaçak iskelelerin yıkılması için:

a-  Kültür Bakanlığı İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu karar vermiş (24 Eylül 1997, karar no: 48.01-1010),

b- Bodrum Mal Müdürlüğü Kaymakam imzasıyla yazı göndererek bu tür iskelelerin “hiçbir karar alınmasına lüzum olmaksızın Belediye veya Devlet Zabıtası tarafından derhal yıktırılması” için emir vermiş ve durumun kendisine “on beş günlük süreler itibariyle” rapor edilmesini istemiş (29 Nisan 1997, no:1654),

c- 3621 s. Kıyı Kanunu, 3194 s. İmar Kanunu ve 775 s. kanunun 18. maddesi bu tür kaçak yapıların yıktırılmasını emrediyor.

5) Hepsini bırak, Kıyı Kanunu ve Belediyeler Kanunu, “Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki imar uygulamalarının kontrolu, düzenleme ve tatbik yetkisi”ni Belediyelere veriyor.

Oysa şimdi vali “Yıkma!” diyor.

Şimdi telefon aldım, Sayın Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu da işe karışmış:

“Ben istediğim yerde isteğim kişiye özel iskele izni veririm” demiş.

Yasada “özel iskele” diye bir kavram yoktur ama, Yaşar Bey de Topçudur, buyurur.

Ama, o zaman, “Tuz Koktu” diyenler haklı çıkar.

Siz boşverin topcuyu, popçuyu. Bodrum’da başka neler var, onu söyleyip bitireyim:

Henüz İngiliz kızlarından bahsedecek değilim tabii. Bodrum, Kurban Bayramına hazırlanıyor. Bütün sokaklar delik deşik, çünkü beton elektrik direkleri sökülüyor ve elektrik kabloları yeraltına alınıyor. Yerlere, yağmuru emecek biçimde büyük taşlar döşeniyor, kenarlara da yol boyunca uzanan su kanalları yapılıyor.

Yani azizim, kervan yürüyor.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı