Baskın Oran

1 YTL = 2 ders

Hatırlarsanız, YTL’nin kalıpları daha hazırlanırken iki söylenti çıkmıştı.

1) “Yeni parada ‘Republic of Turkey’ ibaresi de bulunacak”.

Bu ilk önce, Nevzat Gözaydın adlı profesörün, Melih Aşık’ın 24 Temmuz 2004 tarihli sütununda yayınlanan demecinden duyulmuştu. Ben de şaşırmış, İstanbul’u arayarak Birgün istihbarattaki  arkadaşlara şöyle demiştim: “Yahu, bir devletin egemenliğinin en belirgin özelliği, kendisine özgü para basmasıdır. Bu haber doğru olamaz; ama doğruysa, rezalet demektir; bir araştıralım!”. Komplo teorilerinden nefret eden bendeniz bunu dediyse, anlayın artık.

Bu söylenti, paraların piyasaya çıkmasıyla birlikte fos çıktı. Zaten, olacak iş değildi.

2) “Madenî 1 YTL, Euro’ya çok benzediği için AB yetkilileri telaşta. Türkiye’ye heyet geliyor”.

Hem de; 1 YTL 2 Euro’ya, 50 Yeni Kuruş da 1 Euro’ya çok benziyordu. Bu durumda, örneğin sigaranın 3,40 Euro olduğu Avusturya’da otomata 2 YTL atan uyanıklar bir de 0,60 Euro geri alacaklardı (Sabah, 28.12.2004).

Bu haber aynen doğru çıktı. Ve bir sürü AB ülkesi YTL yüzünden otomatları değiştirmek zorunda kaldı. Yalnızca Avusturya’da 160.000 sigara otomatını (ayrıca, meşrubat otomatları da var!) değiştirmenin faturasının 4,8 milyon Euro tuttuğu bildiriliyor. Üstelik, adamlar, üç yıl önce ulusal para Şilin’den Euro’ya geçerken de aynı masrafları yapmış durumdalar…

***

Avusturya, Türkiye’nin AB’ye girmesine en sert karşı çıkan ülke. Ne diyorsunuz bu duruma?

Yoksa, siz “ulusal gurur”u “ulusal onur”a yeğlediğiniz için hak falan vermiyor musunuz AB’lilere?

Bir ülke ancak bizim kadar mazoşist olabilir. AB’ye girmek için yırtınıyoruz, ondan sonra durduk yerde adamlara milyonlarca Euro zarar veriyoruz, en sonrasında da Sezen Aksu’yu çığırıyoruz: “Onu alma, beni al”.

Şimdi bu gavurlar (gavur oldukları için) kalkacaklar, şöyle diyecekler: “Bu adamlar daha girmeden bu kadar zarar verdi, kim bilir girince…”

Evet efendim, diyecekler. Demekte yerden göğe hakları yok mu dersiniz? Demeseler miydi? Demeseler, mazoşistliği onlara yakıştırmak gerekmeyecek miydi?

***

Dönelim birinci söylentiye. Bence o daha ilginç.

Türkiye’de şu anda inanılmaz boyutlarda bir disinformasyon var. Özellikle misyonerlik konusunda halkı AB’ye (ve, yabancılara) karşı kışkırtmak için çıkartılmış veya şişirilmiş haberler uçuşuyor.

Türkiye halkının en hassas olduğu konular ne? Cinsel ve dinsel konular.

Yay o zaman Türkiye’de misyonerlik faaliyetlerinin ülkeyi bölmekte olduğunu, sonra da at sekiz sütuna şöyle bir manşet:

5 yıldızlı otelde seks partisi! Uzay ve seks tarikatı olarak bilinen… Rael tarikatının… 24 Ekim 2004 tarihinde Taksim’de bir otelde düzenlediği öne sürülen ayinin görüntüleri, önceki gün ‘Deşifre’ programında yayınlandı… Kadın ve erkek müritler müzik eşliğinde seksi bir dansa başlıyor. Müritler daha sonra birbirlerinin üzerindeki giysileri çıkarıyorlar…

Kimler bunu yapanlar? Türkiye’ye aşılanan tarikatlardan başka kim olabilir.

Veya, TV’de “Üfürükçü Misyoner”! Hem laikler beğensin, hem İslamcılar; boş yok.

Bir de, Türkiye halkı toprağına çok bağlıdır; bastır o zaman haberi: “Kuşadası’nda yabancıya mülk satışında patlama!”. Ama, ilgili bakan 42 ilde yabancılara satış yapıldığını ve satılan toplam arazinin Heybeliada’dan küçük olduğunu açıklamış (Hürriyet, 24.01.05), ne gam! Vatanımız satılıyor. Sevr satmıştı, şimdi de satıyorlar…

Böyle bir ortam, bakın nelerin geliştirilmesine uygun:

Ulu Atatürk’ümüzün cumhurbaşkanı olduğu dönemde ve Arap alfabesi kullanılırken basılan 1 liralık banknotta hem Arap alfabesiyle Osmanlıca olarak hem de Latin alfabesiyle Fransızca yazılar bulunmaktadır… Amaç da, bu uygulamanın, yeni yazıya geçişte bir basamak olarak kullanılmasıdır… Haber doğruysa şimdi yapılması düşünülen bu işin bir şeylere geçiş için basamak olarak düşünülüp düşünülmediği konusu ayrıca dikkate değer” (turkbilim66.sitemynet.com). Arkasından, ister istemez, Atatürk’ün Türk dili konusunda ne sözleri olduğu uzun uzun anlatılıyor…

***

Böylesi “bir şeyler” ortamında insanları öyle pestenkerani şeylerle öylesine kolay tahrik edebilirsin ki, tek kelimeyle korkutucu. Ve bazıları da buna oynuyor…

Önceki Yazı
Sonraki Yazı