Baskın Oran

THY: “Taksiratlı Hava Yolları”

Sayın Baskın Oran, 1 Eylül-31 Ekim 2002 tarihleri arasında sadece internet vasıtası ile http://www.tkmilesandmiles.com ‘kişisel bilgilerim’ bölümüne girerek ekstrelerini e-mail aracılığı ile almak istediğini bildiren üyelerimize 500 Bonus Mil armağan ediyoruz!

Geçenlerde, bilgisayarıma Türk Hava Yolları’ndan Türkçesi biraz zor anlaşılan bu eposta mesajı geldi. Duymuşsunuzdur; çeşitli havayolu şirketleri, kendileriyle seyahat etmenizi sağlamak için, uçtuğunuz mesafelere göre size çeşitli avantajlar sağlıyorlar. Örneğin özel bekleme salonlarından yararlanmak, bedava bilet, gibi. Ne kadar mesafe (“Bonus mil”) aldığınızı da size zaman zaman yolladıkları mektuplarla (“ekstre”) bildiriyorlar. Anlaşılan, THY bu mektupların pul vs. gibi ek masrafından kurtulmak ve bunun için de interneti kullanmak istemiş. Akılcı bir davranış. İyi düşünülmüş. Bravo THY’ye.

Hemen belirtilen web sayfasına girdim. Fakat nedense, gerekli işlemleri yapmayı beceremedim. Bunun üzerine, işim yok ve vaktim çok ya, THY’yi telefonla aradım. Açan hanımefendiye durumu anlattım. Ayrıntı vermiyorum, biraz aşağıda okuyacaksınız. Hanımefendi bana şöyle dedi: “Bu şikayetinizi çok kişi telefonla dile getirdi, ama biz yukarıya söylediğimiz zaman bir etkimiz olmuyor, lütfen siz bir müşteri olarak yazılı bildirimde bulunun”.

Oturdum, şu “yazılı bildirim”i yolladım:

Sayın Yetkililer, Web sayfanızda, müşterilerinizin zamanlarını boşa harcamaları ve hiçbir sonuç elde edememeleri sonucunu doğuracak, dolayısıyla THY’nin prestijini medeni insanlar gözünde sarsacak durumlar var. Bunu bilgilerinize sunmak istiyorum.

“Bir eposta yollayarak, ekstrelerin epostayla istenmesi halinde 500 bonus mil verileceğini bildirdiniz. Kişisel Bilgiler’e girdim, pin istedi. Pin almaya kalktım, alamadım. Çünkü: a) Sayfanıza bakılırsa internetten kendiniz alabiliyorsunuz gibi gözüküyor, ama alınamıyor. b) Bilgi almak için 4440849 numaranıza telefon ettim, meğer internetten alınamıyormuş, telefonla veriliyormuş. Bu konuda web sayfanızda hiçbir bilgi yok. c) Pin’i telefonla aldım, ama bir de ‘son ekstre miktarı’nı bildirmem isteniyor. Bunu kim, nereden hatırlayacak? Herhalde bu sayfayı yapanlar, THY’nin zaman zaman gönderdiği ekstrelerin değerli kağıt gibi dikkatle saklandığını düşünmüşler. Üstelik ben şimdi tatildeyim. Bu bilgi niçin gerekli olsun veya çok gerekliyse niçin ben buna internetten ulaşamıyorum? Bu bilgiyi siz bana bildirdiğinize göre, sizde yok mu?

“Daha fazla yazmak için vaktim yok; milli havayoluna bir katkıda bulunabilir miyim diye bu kadar zamanı verdim. Bilgilerinize sunarım, saygılarımla, Baskın Oran, SBF Profesörü.”

Bu “profesör” unvanını kullandığım nadir yerlerden biridir, bu türden şikayet başvuruları. Hani, beni herhangi biri sanmayın, önemli adamım, karışmam, haa! anlamında…

Bikaç gün geçti, yine epostayla cevap geldi:

Sayın Baskın Oran, Internet üzerinden pin kodu oluşturmak için size ulaşan son ekstrenizde yeralan kapanış balansının girilmesi gerekmektedir. Diğer havayolları özel yolcu programlarında pin kodu oluşumu aynı şekildedir. Bu işlemi bir kez yapmanız gerekmektedir. Daha sonrasında dilediğiniz şekilde değiştirebilirsiniz. Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarız. Leyla Kalafat, Ürün Geliştirme Müdürlüğü.

Okuyunca, kendimden şüpheye düştüm. Dedim, ben acaba o gece rakıyı biraz fazla kaçırmış ve Leyla Hanımefendi’ye şöyle bişeyler yazmış olabilir miyim: “Muhterem Leyla Kalafat Hanımefendi, 1) Acaba internet üzerinden pin kodu oluşturmak için ne yapmalıyım? 2) Acaba diğer havayolları özel yolcu programlarında pin kodu oluşumu nasıldır? 3) Acaba bu işlemi kaç kez yapmam gerekmektedir? 4) Acaba bu pin kodunu sonradan dilediğim şekilde değiştirebilir miyim?”

Neyse, THY’ye şu mektubu yolladım: “Muhterem Yetkililer, Ben de sizin bilginize arz ediyorum ki, bu web sayfası yanlıştır, pin kodunu telefonla almak gerektiğini söylememektedir, değiştirilmesi gerekir. Tabii, siz daha iyisini bilirsiniz. Ben zaman yitirdiğimle kaldım. Demek ki insanlar bu yüzden şikayetlerini yalnızca telefonla söylüyor, ayrıca yazmıyorlarmış. Ben de öğrendim. Gazetedeki köşeme yazarım, olur biter. Saygılarımla.

* * *

Ne oluyor, biliyor musunuz, böyle “yetkililer” sayesinde ulusal şirketler nasıl olmaması gerekiyorsa öyle yönetiliyorlar, ondan sonra da çeneler faraş gibi açılıyor: “Efendim, ne olacak, devlet kuruluşu değil mi! Hemen satacaksın, özelleştireceksin!”

Eğer bu memleketi şu kadarcık seviyorsak ve kafalarımızda şu kadarcık mantık varsa, şirket mirket satılmaz. Havayolu şirketi stratejik kuruluştur; İsviçre, Swissair’i niye harcamadı? “Hamil-i kart” rezaletinden kurtaracak biçimde özerkleştirirsin, üst yöneticilerini piyasa kurallarına göre hareket etme yetkisiyle donatırsın, maaşlarını kâra/zarara göre verirsin. Onlar da, müşteriye internette yanlış web sayfası sunarak şirkete sınıf düşürten, kibarca uyarıldığı halde sayfayı düzeltmeyen, üstüne bir de, uyaran müşteriyi aptal yerine koyan cevaplar yazan “yetkililer”in maaşına zam, işine son verirler.

Çünkü, efendim, kapitalizmin rasyoneli bunu böyle emreder. Yapmazsan ya batarsın, yada batan geminin malı gibi haraç mezat üç kuruşa satılırsın; ayvaz kasap, hep bir hesap.

Not: Bu yıl 9 Nisan’da Avustralya’ya giderken koltuğum arkaya yatmıyordu. 6 Mart’ta ABD’ye giderken bütün yol boyunca çocuk dışkısı kokusundan burnumuz düştü; çünkü hostesler, bebeklerinin altını tuvalet yerine oturdukları koltukta değiştirip duran kadınlara müdahale etmediler. Bunları yazmadım. Ama bu web sayfası taksiratı geçiştirilecek gibi değil, çünkü “taammüd’en” sayılabilecek tam bir müessese kusuru.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı