Baskın Oran

Son tabu: “Paralel Türkiye”nin durumu

Tabu, hain ilan edilmeden konuşamayacağın konudur. Komünizm, Kürt, Kürdistan vs. derken, bir tek Ermeni konusu kalmıştı; son tabu da sizlere ömür. TV’lerde açıkoturumdan geçilmiyor. Türkiye’yi kutlamak lazım. Daha iki ay önce tabuların tabusuydu; her ülke bu kadar çabuk yapamaz.

Tabii, bitti derken, Türkiye’de bitti. Paralel Türkiye’de değil. Çünkü nasıl Ermenistan ve Diaspora diye ayırıyorsak, Türkiye ve Paralel Türkiye diye de ayırmak lazım.

Türkiye, çok taktik değiştirdi. “O neymiş?”le başladı “Ermeniler bizi katletti”yle devam etti, “Katletme karşılıklı oldu” dedi, “Tarihçilere bırakalım” dedi, son olarak TBMM, “Ortak komisyon kuralım, iddiaları incelesin” dedi. Bunlar, hep, “O neymiş?”in variantları oldu.

AKP’de milliyetçiliğin at gözlüğü yoktu. Ama o da haddinden fazla şeyle malûldü (son olarak Arınç, Anayasa Mahkemesinin kaldırılabileceğini bile söyledi!) ve Paralel Türkiye’yi aşamadı.

Paralel Türkiye ise gitgide katılaşıyordu. Cephedeki temsilcisi, 12 Eylül’ün, Atatürk’ün vasiyetini değiştirerek yeniden biçimlendirdiği TTK idi artık. Prof. Özdemir, 28 Nisan’daki Siyaset Meydanı’nda Hrant Dink’e şunu söyledi: “Avrupa’ya gidip bizi şikayet ediyorsunuz”. Yani, daha iki hafta önce Avrupa’ya gidip, “Ermeniler Avrupa için hâlâ politik sermaye. Avrupalı da sorumludur” (11.04.05 Hürriyet ve Milliyet) ve “Dışarıdakiler içerdekilere hamilik yapmasın” (13.04.05) diyen adama.

25 Nisan günü muazzam bir olay oldu. Hürriyet’te Murat Bardakçı, Talat Paşa’nın ailesinden aldığı tehcir defterinden dizi başlattı. Defterde, tehcir edilen Ermeni sayısı ilk defa net veriliyordu: 924.158.

Böylece Bardakçı, hem şimdiye kadar “Ölü sayısı 1,5 milyondur” diye ilan etmiş Diaspora’nın, hem de “Bütün Ermenilerin sayısı 950.000 kadardır, bunların 430.000’i tehcir edilmiştir” diyegelmiş Paralel Türkiye’nin kolunu aynı anda koparmış oldu.

O gece, Star TV’deki açıkoturumda Prof. Özdemir 430.000’de ısrar etti: “924.158, Ermenilerin tüm nüfusudur” dedi. Oysa, dizinin ertesi günkü ikinci parçasında Talat Paşa açıklıyordu: “İmparatorluktaki tüm Ermenilerin sayısı 1.256.403’tür, eksiklerle hesaplarsan 1,5 milyondur”. Tabii, bu durumda, defterin Talat Paşa’ya ait olduğunu reddetmek gerekti.

Aynı 25 Nisan gecesi, TTK’nın bir sorunu daha vardı: Başkan Prof. Halaçoğlu, o günkü Radikal’e şu demeci vermişti: “Suçlu olmayanlar yerinde kaldı. Kadın ve çocuklar ise, kurye olarak kullanıldıkları için tehcir edildi”. Yani, “yardım ve yataklık”! TTK temsilcisi bu demeci görmemişti, bir şey diyemezdi, şunu dedi: “Ermeniler isyan etmişlerdi, tehcir edildiler”.

Tabii, Ermeni çetelerinin cezasının niye bir milyona yakın Ermeni halkına çektirildiği yine anlaşılamadı. Paralel Devlet’i “Biz bütün Ermenileri tehcir etmedik; sadece 430.000’ini ettik, hepsi de ölmedi!” diye savunma yapan ülkede bu kadarı da normal sayılmalıydı.

***

Peki, Kıbrıs olayını büyüte büyüte büyümüş bir Hürriyet’te, Murat Bardakçı Paralel Devlet’e bu muazzam darbeyi niye vurdu?

İyi gazeteciydi de ondan. Ama, günahını da çıkardı: Star TV açıkoturumuna telefonla katıldı, “Bu tehcir çok normaldir, Devlet’in kendini savunma refleksidir” dedi.

Sonra, ama Hürriyet’ten ama Bardakçı’dan, ama iyisaatteolsunlar’dan, bilemem, devamı da geldi: Dizinin ikinci günü Bardakçı ilan etmişti: “Yarın: Ermeni binaları”. Yani, Ermenilerin arkada bıraktıkları ve Müslüman eşraf tarafından yağmalanan emlakle ilgili bilgi verilecekti.

Ertesi gün (3. gün) dizi manşetinin şöyle olduğu görüldü: “1915-16’da Sadece Ermeniler Değil, 702.905 Türk de Yer Değiştirmişti”. Yani, Rus saldırısı sonucu batıya kaçıp mülteci olan Müslümanlar!

Ve, 3. gün, dizi birdenbire sona erdi…

***

Paralel Devlet’in Türkiye’yi savunmasından son haberimiz 28.04 tarihli Milliyet’ten: “Ağrı Dağı resimli Ermeni konyağı Ararat’ın Türkiye’de satılmasına, ‘Tüketiciyi yanıltacak bir şekilde, ürün Türkiye’de üretiliyor duygusu yaratıyor’ denilerek izin verilmedi”.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı