Baskın Oran

Size birisini tanıştırabilir miyim?

Daha doğrusu, kendi yazılarıyla kendini takdim etmesine aracı olabilir miyim? Çünkü bu yazıları aktarırken herhangi bir yorum yapmayacağım. İmzasından dahi bahsetmeyeceğim; adı değil yazdıkları önemli.

Geçen hafta çıkan iki günlük “Kutsal Kudüs” dizime bir eposta grubunda yazdığı yorumla başlıyorum. Büyük harflerine vs. ve özellikle de imlasına hiç dokunmadım. Sadece ğ ve ı’ları düzelttim. Parantez içindeki siyah yazılar benimdir; anlaşılmaya yardım etsin diye koydum. Zaten, aslını BelcikadayasayanTurkler adresinden de okuyabilirsiniz.

“İsrail donanması değil, Hamas mayını öldürdü”

 (Bu sefer davet Filistinlilerden gelince, Kudüs’ü nihayet görebileceğim): Sayın Baskın Oran, bu ifadeniz ile İSRAİL DEVLETİNİ saymadığınız ve Filistin Devleti ile  ilişkilendirdiğiniz anlaşılıyor. Yasaların  ve Dünyanın, Birleşmiş Milletlerin  ve de TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN tanıdığı ve müttefiki olan İSRAİL’i tanımadığınız anlaşılıyor.

(İsrail duvar inşa etmiş) Bu  duvar’ın neden konduğunu  bilmiyormusunuz. İsrail halkının kendini TERÖR’den koruma hakkı olduğuna inanmıyormusunuz. Yoksa siz TERÖR’den yana mısınız.

(Genç şoförün sinirlenmesi) Genç asker  siz arabanın içindeyken tabii ki  siz’e tepeden bakıyor olacaktı. Yoksa önünüzde diz çökmesini mi arzu ediyordunuz. Kelimeleri  dikkatli seçerek özellikle  nefret yandıran bir  anlam kazandırmaya özen göstermişsiniz. Mesela şöför’ün Lahavleden başka şeyler çektiğini de tahmin edersiniz  sözünüzde olduðu  gibi. İzah  edermisiniz neler çekmistir Lahavleden başka, mesela ben tahmin edemiyorum. Peki siz benim size karşı neler hissettiğimi tahmin edebiliyormusunuz.

(“Ramallah tam bir Filistinli kentiydi”). Ramallah  bir Filistin kenti değil  kesin bir ÜRDÜN kenti. Müslümalık ile ilgisi olmayan  ve Hristyan Arap kültürünün yerleşik olduğu canlı   diskotek dolu  gece hayatı olan bir şehirdir, en azından 3-4 yıl öncesine kadar  öyle idi. Yahudilerin o  şehirde olmamalını neden garipsediniz ben anlamadım. Yahudilerin Yahudi yerleşim bölgelerinde oturmalarına neden şaşırıyorsunuz. Ramallah’a öldürülmeye gitmelerini mi tavsiye ediyorsunuz yoksa. Yanlışlıkla Ramallah’a giren iki İsraillinin ne şekilde katledildiğini herhalde hatırlıyorsunuzdur.

(“Eski Şehir’in silme Yahudi gözükmesine özel önem veriliyor gibi”): Sayın  Baskın Oran Kudüs’teki insanların Yahudi gözükmeye çalıştıkları ifadesi de ne demektir. Nasıl görünmeye çalışmaları  gerekir ki sizce. Ne gibi bir uslup kullandığınızın farkındamısınız. Buşehir tarih boyunca Yahudilerin olmuştur. ve öyle olmaya da devam edecektir. Anlaşılan siz tarihi değiştirmek heveslisisiniz. Bir Hoca, öğretim görevlisi olarak bu uslup ta  bir yazı yazmanız   oldukça endişe vericidir. Anladığım kadarı ile Kudüs’ün ARAP  olması gerektiğini  düşünüyorsunuz. Peki bu şehirde  3000 yıldan beri ikamet eden Yahudileri ne yapmaya niyetlisiniz.

(Her Yahudi’nin başında bir kippa var) Kusura bakmayın  ama Kudüs’teki Yahudilerin nasıl giyineceklerini size  mi sormaları gerekiyor. Bumudur sizin demokrasi anlayışınız ve insanlara takdir ettiğiniz kıyafet  ve inanç özgürlüğü. Anlaşılan bu görüntüler sizi rahatsız ediyor her ne hikmet ise.

(New York’daki dindar Yahudilere sempati duymuştum. Onlar azınlık idi, bunlar “kahir ekseriyet) Sayın Baskın Oran bu rahatsızlığınıza bir çare var Kudüs’e  bir daha gelmeyin. Siz New York’ta dolaşmaya devam edin. Türkiyemin Üniversitelerinde ders veren bir  Profesör’ün sözlerini okumaktan  acı duyuyorum. Yahudilerin  kendi ülkelerinin BAŞKENTİNDE   çoğunluk  olmalarını  KAHREDİCİ  bulması ve Allah’tan bunun değişmesini talep etmesi nu insanın ne denli  DEMOKRAT!!!! OLDUĞUNUN  AÇIK GÖSTERGESİ DEĞİLMİDİR.

(“İsrail bu sefer Hamaslı başbakanı vuracağını ilan ediyor. Terör mü dediniz?”) Baskın  bey   ne güzel insani  konuları anlatıyordunuz. Terör derken neyi kastettiğinizi  anlıyorum  tabii  ama  sanırım  basını yeterince takip etmiyorsunuz. Gazze’deki  plaj trajedisinin müsebbibi ne İsrail Ordusu nede İsrail  donanması. Hamas örgütünün oralara döşediği mayınlardır ve  bu  tespit edilmiş  durumdadır. Yakında bu konu BM  komisyonunca da  tespit edilip  onaylanacaktır. Peki  neden sadece İsrail’in  kendi halkını  korumakiçin verdiği sınavı eleştirmeyi biliyorsunuz da   bu savaş’a sebebiyet veren TERÖRİSTLERİ  hiç eleştirmiyorsunuz. Yoksa  siz TERÖRİSTLERDEN mi yanasınız.

(Ramallah’taki gelin alayından havaya ateş eden maganda bir espriymiş meğer): Tabii bu  espridir TERÖR  DEĞİL siz’e göre…. Filistinlilerin en tabii hakkıdır..

***

Daha iyi tanışabilmek için, kendisinin biraz farklı şeyler söyleyen iki başka yazısını da okumanız lazım.

Bunlardan özellikle birincisi, Ekim 2004 sonrasında ülkücü eposta gruplarında binlerce defa “fwd” edildi. İkincisi ise, birinciyle birlikte okununca ilginç. Birinciyi tam metin veriyorum. Ğ ve ı harflerini değiştirmek dışında hiçbir değişiklik yapmıyorum. Lozan’a ilişkin verdiği yanlış bilgiyi de düzeltmiyorum.

 “Ben Türkiyeli değil, Türk’üm!”

“Saygıdeğer TintankTurkey Üyeleri,

“Sanırım grubun en yeni üyelerinden biri olmakla beraber son günlerin en tartışılır konusu olan Azınlıklar meselesinde çok dikkatli olunması gerektiğini ve bir tuzağın içine düşmekten ülkenin kurtarılması gerektiği görüşündeyim.

“Özellikle bu TÜRK ve TÜRKİYELİ kavramlarının ortalıkta dolaşması kesinlikle gizli bir BÖLÜCÜLÜK işlemekte ilginç ve güzel bir mozaik olan Türkiyenin yapısını kökünden sarsmaya dengeleri altüst etmeye sebebiyet verebilecek bur durumla karşı karşıyayız gibi geliyor bana. “Ben ecdadı 1492 yılında İspanyadaki Engizisyon’dan kaçıp Osmanlı Türkiyesince kucak açılmış ve kabul edilmiş bir Yahudi dinine mensip Türk  Vatandaşıyım. 1955 yılında doğup 1961 yılında ilk okul 1.sınıfına girdiğim günden itibaren: TÜRKÜM DOĞRUYUM ÇALIŞKANIM tümceleri ile beynime benim TÜRK olduğum kazıldı. “Bayrağım ve Milli Marşımın ne olduğu öğretildi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kurucusu Atatürk’ün söylediği “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” sözünü okul duvarında, kitabında ve ve her türlü malzemenin üzerinde öğrenerek bilinçlendirilerek büyüdüm. Şimdiler’de birileri kalkacak ve bana yok kardeşim sen Oğuz ve Kayı boylarından, Orta Asya’dan gelmediğin için TÜRK değil TÜRKİYELİSİN diyecek ve ben’de ha peki haklısınız diyeceğim, hadi canım sende, ne olacak benim 50 yıllık eğitimim, öğrenimim, neolacak 26 yaşına gelmiş oğluma 23 yaşında gelmiş kızıma verdiğim TÜRK eğitimi kimliği, şimdi kalkıp kendilerine kusura bakmayın çocuklar biz TÜRK değilmişiz, sadece TÜRKİYELİYMİŞİZ mi diyeceğim. “Bunun adına Milleti bölmek, halkı parçalamak denmez mi? Kimse bana Üst kimlik, alt kimlik hikayeleri anlatmasın, her birimiz bu ülkene ne olduğumuzu biliyoruz, dinlerimiz, ırksal veya yöresel farklılıklarımız olabilir ve bu hiçbir zaman bizleri rahatsız etmedi, şimdi ne oldu da birden bire azınlık sayılacakmışım, benim atalarım kendilerine özel haklar verebilecek azınlık statüsünü Lozan anlaşmasında bile kabul etmemişler, biz Türk vatandaşıyız deyip azınlık haklarını red etmişlerdir. “Lütfen dikkat edelim, birileri Türkiye ile oynamak istiyor, yarın öbür gün bakacaklar diyecekler ki eee bakın sizin tamamınız TÜrk değilmiş 70 milyon Türk’ten şu kadarı Alevi, Şu kadar Süryani, Şu kadar Keldani, BU kadarı Laz, öbürleri Yahudi, bilmem ne kadar Ermeni, kala Kala 1 milyon Türk kaldı bu kadar Türk için de bu kadar 777 bin kmkare arazi fazla, gelin şunu efendi efendi paylaşın derler adama. “Ne o’lcek şimdi? Gözümüzü 4 değil 24 açsak yetmez, bu iş yanık kokuyor. Sizi bilmem bana TÜRK değilde TÜRKİYELİ denmesi rahatsız eder. Saygılarımla.”

“Ben Türkiyeliler Birliği Basın Sözcüsüyüm”

Mektup burada bitiyor. Dediğim gibi, sayılamayacak kadar çok eposta grubunda bulabilirsiniz. Örneğin ben şu adresten aldım: bkz.

Yalnız, bu mektubu, yine kendisinin İstanbul’da çıkan Şalom gazetesinin 21 Haziran 2006 sayısındaki yazısını okumadan değerlendiremezsiniz. Paragraf, Cumhurbaşkanı Sezer’in son İsrail ziyaretini anlatıyor:

“Balo salonuna ilk giren davetliler arasındaydım ve kendimi Türkiyeliler Birliği Basın Sözcüsü, Şalom Gazetesi gönüllü muhabiri ve Afyonlular Derneği fahri üyesi olarak  takdim ettim.

“ ‘Afyon’ sözcüğünün  sihirli etkisi  yerini buldu.
Daha kabul esnasında Cumhurbaşkanı Sezer beni kenara çekerek;

“ ‘Nasıl Afyonlusun?’ diye sordu.

“ ‘15 yıldır Afyon’dan mermer ve mermer işleme makineleri  ticareti yapıyorum.  Onlar da beni  fahri hemşehrileri olarak kabul ettiler. Size de selamlarını iletmemi istediler’ deyince Cumhurbaşkanı pek sevindi”. (bkz.)

Önceki Yazı
Sonraki Yazı