Namus evelallah her şeyimiz; başka ne için yaşanır ki. Yalnız, sınır neyin sınırı? Çünkü her şeyin bi sınırı var. Onun aşılması halinde bu ilkeye göre namusumuz riske girebilir; dikkat lazım.
***
Mesela, iktidarın tutarsızlık sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
Belediyelerin yardım toplama ve dağıtma yetkisi elinden alınırken, AKP’li CB Erdoğan’ın Ensar Vakfı’na izinsiz yardım toplama hakkı verdiği öğreniliyorsa.
İnsan haklarını savunan gazetecilerin (ör. Medyascope) yurt dışından fon aldıklarını, yani dış mihrakların sözcüsü olduğunu söyleyen AKP’lilerin kurduğu Mülteciler Derneği’nin tamamen yurt dışı fonları kullandığı ortaya çıkıyorsa (ABD hükümeti, AB, Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GİZ), ABD ve İngiltere merkezli Relief, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, İsveç kökenli RESLOG, İsviçre merkezli Kahane Vakfı, Kanada kökenli IDRF).
Bugüne dek basına sağlanmış en büyük ve en usulsüz fon T.C. Ziraat Bankası’nın yandaş Demirören grubuna (şu anda tamamen güvencesiz olarak) verdiği 750 milyon dolarlık kredi ise ve TBMM’de sorulduğunda Hazine ve Maliye Bakanı “Bu bir ticaret sırrıdır, bankacılık sırrıdır” diyorsa.
Hepsini geçelim, başta Adalet ve İçişleri olmak üzere neredeyse bütün bakanlıklar projelerini AB fonlarıyla gerçekleştiriyorlarsa.
Siirt Belediyesi eşbaşkanlarına “neden su borçlarının faizini sildiniz” soruşturmasının ardından getirilen kayyım Osman Hacıbektaşoğlu su borçlarının faizinin silinmesi kampanyası başlatıyorsa.
***
Din istismarının sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
143 sayfalık din dersi kitabının 120 sayfasında Sünni İslam inancı öğretiliyorsa ve Gayrimüslim olduğunu kanıtlayamayanlara, bu arada da Alevilere ders zorunlu tutuluyorsa.
Ceza Kanunu’nda “haram” diye bir suç düzenlemesi yokken, Adalet Bakanlığı AYM’ye gönderdiği Boğaziçi Üniversitesi yanıtında, eşcinselliğin “İslam dininde haram” kabul edildiğini ve tutuklama kararının hukuka uygun olduğunu söylüyorsa.
Laik devletin bastığı Resmî Gazete’de (14.12.2019) yayınlanan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun faizsiz finans denetçileri için belirlenen etik kuralların gerekçesi olarak fıkıh hükümleri yani İslamî hukuk kuralları zikrediliyorsa.
Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi, Ermeni Kilisesi’nin haçını kıran Mazlum Serin’e 1 yıl 4 ay hapis verirken En’am Suresi’nin 108. ayetini kaynak gösteriyorsa.
Mahkeme, Gülencilerin tedbir amaçlı olarak “gerekirse Allah’ı bile inkar ettiğini” söylerken, cümlenin başına parantez içinde “hâşâ” yazıyorsa. Bazı yargıçlar da duruşmaları besmeleyle açmaya başlamışlarsa.
***
Etnik veya dinsel bakımdan farklı vatandaşlara eşit muamelenin sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
Aralarında DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in de bulunduğu 9 kadın tutuklu hakkında Kürtçe şarkı söyledikleri gerekçesiyle Elazığ Cezaevi’nde düzenlenen 15.08.2021 tarihli disiplin soruşturması tutanağında, “anlaşılmayan bir dilde sözlü halay çektikleri” yazılmışsa.
Lozan Md. 39/5’inde getirilmiş hakkı ihlal ederek mahkemelerde Kürtçe sözlü ifade vermenin yasaklanmasını hiç açmayalım; bin kere yazdım.
***
Dış politikadaki en temel kuralların sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
ABD’den para koparabilmek için, iptal edilmiş NATO misyonunun devamı olarak Kabil havalimanında kalmaya çalışıyorsan ve bunun gerekçesi olarak Taliban yöneticilerinin “itidalli ve ılımlı” açıklamalar yaptığını gösteriyorsan.
BAE ulusal güvenlik danışmanıyla yapılan ve S. Peker konusunun görüşüldüğü belirtilen toplantıya Varlık Fonu başkanvekilini ve Yatırım Ofisi başkanını davet ediyor ama hiçbir Dışişleri Bakanlığı yetkilisini çağırmıyorsan.
***
İktidarın adaletsizlik ve yolsuzluk sınırı söz konusuysa ve Tek Adam Rejimi bîçare insanları kazıklatmayı önlemiyorsa, namus riske girdi demektir.
Türkiye’de politik tiyatronun öncüsü 83 yaşındaki Genco Erkal’a, sosyal medya hesabından CB Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis isteniyorsa.
Kanser ilaçlarının ve kalp pili gibi malzemelerin gümrükten giriş fiyatı ile Türkiye’de satış fiyatı arasında 46 kat fark tespit eden Sayıştay raporu hasır altı ediliyorsa.
CB Erdoğan bir önceki Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkında soruşturma bile açtırmadıysa ve burada da hangi bakanlığın (Sağlık? Ticaret?) ve kime yakın hangi şirketlerin sorumlu olduğu anlaşılamayacaksa.
***
Her daim insanlara İBAN yollanırken vatandaşın parasını çarçur etmenin sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
Saray’ın sadece damacana su masrafı 187.000 TL ise. 2,5 milyar dolara alındığından beri depoda yatan Rus S-400 füzelerinin yeni partisinin ısmarlandığı haberleri gittikçe artıyorsa.
***
“Teröristler yakmıştır” diye ezber okumanın sınırı söz konusuysa, namus riske girdi demektir.
Şahıs şöyle ifade vermiş: “Yangını bin lira karşılığında ben çıkardım. Parayı vereni biliyorum ama yaktıranın kim olduğunu bilmiyorum. Çıkan yangının kimin işine yaradığını da bilmiyorum”. Bu şahsın Serik Ülkü Ocakları üyesi Ali Y. olduğu ortaya çıktıysa.
***
Hayııır, bütün bunlardan bahsetmiyoruuuz, ülkenin resmî sınırlarından yani bildiğimiz uluslararası hudutlardan bahsediyoruz diyorsanız:
D. Bahçeli’nin 26.05.2009’da telaffuz ettiği “Sınır namustur” ibaresi dev pankart halinde CHP ve İYİP binalarına boydan boya asıldıysa, o zaman namus gerçekten ciddiye bindi demektir.
Çünkü sizin için namus olan sınır başka devletler/uluslar için de namustur ve TSK’nin havadan ve karadan bu sınırları durmadan aşması için gerekli teskereler Meclis’te CHP ve İYİP oylarıyla kabul edilmiştir.
Erbil eski başkonsolosu Aydın Selcen Duvar’da şöyle diyor: “Alo, se-se-se, ses deneme, çe-çe-çe, bir-ki, (buraya damak şaklatma efekti girecek), ses, se, CHP? ‘Sınır namustur’, öyleyse her teskerede topuk selâmı çakılan sınır ötesi harekâtlar ne yana düşmektedir?”
***
Bitirelim:
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde çalışırken Kâbil bürosunu kuran Cengiz Aktar, o zamanlar halkın dilinde şöyle bir tekerleme olduğunu yazıyor:
Sovyetlerle mücadele eden mücahitler için El-Kaide;
Hangi rejim olursa olsun nemâlananlar için El-Faida;
Dışkı mertebesinde sayılan ahali için de El-Gaita!