Bu konuda farklı kişilerden böyle çok olay dinlemiştim. Şu sıralarda da internette yazıya döküldü:
***
Sevgili Arkadaşlarım,
Bir arkadaşımın başına Facebook’da çok tatsız bir olay geldi. Bir arkadaşının sayfasında bir gazete haberine bir yorum yaptı. (…)
Bir süre sonra kapısına bir polis geldi. Hakkında suç duyurusu yapılmıştı. Karakola gidip ifade verdi. Daha sonra suç duyurusu yapan avukat kendisi ile iletişime geçti. Arabulucu[luk] müessesesi aracılığı ile kendisinden 4.000 TL talep edildi. [Arkadaşım] Bu sebeple benden destek ve yardım istedi. (…)
Avukatım bilişim suçları ve yasaları konusunda alt uzmanlık alanına sahip ve bu konuda çok ciddi çalışmaları olan önemli bir isim. Bu vesile ile ben de neler olup neler bittiğini öğrendim ve sizinle bu bilgileri paylaşıyorum.
1. Bir grup avukat (…) Facebook ‘da araştırmaya girişmişler. İşleri tüm sayfalarda, gruplarda kullanılan ve miminum suç dahi teşkil etmeyecek hakaret, eleştiri vs tespit etmek.
2. Ellerinde UYAP [UYAP, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi yani Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarının dijital ortama taşınmış iletişim listesi] gibi bir sistem olduğu için kişilerin kayıtlarına rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla kayıtlarınız erişilebilir.
3. Sözde hakarete maruz kalan kişilerle de iletişime geçiyorlar ve onlar adına sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunuyorlar.
4. 5000 TL’ye kadar olan suçlara uzlaşma öneriliyor yasalara göre. Mahkeme katiplerinde bile varmış bu uzlaşmacı belgesi, gerisini sizler düşünün.
5. 5000 TL’nin altında rakamlar[ı] sizden talep ediyorlar uzlaşmacılar aracılığıyla, aksi takdirde mahkemeye başvuracaklarını bildiriyorlar tehditle. Yasayı tehdit unsuru olarak kullanıyorlar bir başka deyişle.
6. Mahkemeden kaçınmak adına siz de mecburen Uzlaşmacı üstünden anlaşıyorsunuz zira mahkeme masrafları da çok yüksek. Nitekim avukatımdan öğrendiğim bu bilgiler sonucu ilgili arkadaşım da karşı tarafla anlaşmak zorunda kaldı. Başlangıçta 4000 TL tazminat talep edilirken kendisi 1000’er liralık taksitlerle 3000 TL ‘ye anlaştı.
Bu uygulamalar maalesef yasal. Dolayısı ile karşı tez getiremiyorsunuz da. Hukukun mesleki etikten yoksun bir şekilde kullanılması bir anlamda. Milyonlarca lira dönüyor şu sırada insanlardan bu şekilde toplanan.
Lütfen yaptığınız yorumlara dikkat edin. Suç unsuru teşkil edecek yorumlardan kaçının. Bir başka arkadaşımın başına aynı şey 2014 yılında Sözcü gazetesinin bir haberine yaptığı yorum dolayısıyla dün geldi. Tüm kayıtları tarıyorlar ve amaç sadece etik olmayan yöntemlerle para kazanmak ve halkı yine soymak. Lütfen dostlarınızı da uyarın. Durumu fark ettim, bilgilendirildim ve bu bilgiyi paylaşmayı görev bildim.
***
Daha önce duyduklarımın ve bu iletideki bilgilerin ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Ama doğru görünüyor ve yargıdaki çöküntünün avukatları da nasıl etkilediğini gösteriyor.
Bunun kaynağı nedir?
***
Bir kere, toplumda genel anlamda felaket bi ahlaksızlık hüküm sürmekte. Vahşi kapitalizm dönemlerinde görülen, bi an önce vurgun vurmaya dayanan cinsten.
İkincisi, Anadolu’nun bağrında pıtrak gibi açılan hukuk fakülteleri resmen seri imalat yapmakta.
Üçüncüsü, balık baştan kokarmış, AKP Gn. Bşk. ve CB Erdoğan’ın Türk Ceza Kanunu Md. 299’dan avukatlarına açtırdığı hakaret davalarının sayısı ve sonuçları avukatları etkiliyor olabilir. Şöyle ki:
***
Cumhurbaşkanlarının açtıkları hakaret davaları üzerine bir rapor yayınlandı geçen hafta. 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki cumhurbaşkanlarını dönemleriyle sıralarsak, açtıkları dava sayıları şöyle:
1) K. Evren (11.1982-11.1989) 340 dava;
2) T. Özal (11.1989-04.1993) 202 dava;
3) S. Demirel (05.1993-05.2000) 158 dava;
4) A. N. Sezer (05.2000-08.2007) 163 dava;
5) A. Gül (08.2007-08.2014) 848 dava.
Toplamı 1.711 dava ediyor.
CB Erdoğan’ın göreve geldiği 2014’ten 2020 sonuna dek açtığı dava sayısı: 38.581. Yazıyla: Otuz sekiz bin beş yüz seksen bir.
***
Bilmiyorum başka ne söyleyebilirim.
Bilmiyorum kaçırdığım bişey var mı.
Bilmiyorum abarttığım bişey var mı.