Bir apartmanın üçüncü katı. Aradığımız dairenin demir kapısının kilidi yeni kaynak yapılmış ve taşlanmış. İsrail güçleri bir gün önce kapıyı kırarak aramışlar ve kimi evrakı götürmüşler. Hamas’ın El-baraka araştırma merkezindeyiz.
Burası Ramallah. Filistin Ulusal Otoritesi’nin “yetkisi” altındaki iki bölgeden, yani Gazze ve Batı Şeria’dan ikincisinin en önemli ve “sağlam” Filistin kenti; hatırlarsanız İsrailliler Arafat’ı burada ablukaya almışlardı. Filistinlilerin Birzeit Üniversitesi de burada. Zaten geliş nedenim, “Din, Devlet, Uluslararası Toplum” konulu Uluslararası Kongrede “Türkiye’de Din-Devlet İlişkileri ve Toplumsal Dönüşüm” adlı bir tebliğ vermek. (Bunun değişik bir biçimi dizi olarak Radikal’de 13-16 Haziran’da çıktı).
***
İsrail’e yeni gidip dönen Cumhurbaşkanı Sezer, son 16 aydır ateşkes ilan etmiş olan ve 25 Ocak seçimlerinde % 55 oy alan Hamas’la, başkalarının sivilleri bombalamasını “meşru savunma” olarak niteledi diye görüşmemişti. Biz görüştük. Benden başka Fransa’dan 3, ABD’den 1, Birzeit’ten 3 öğretim üyesi. Havayı koklayabilmeniz için kimi gözlemlerimi ve kimi pasajları aktarıyorum.
***
Hamas, bizim AKP’ye benzer biçimde, İslam ortak paydasında birleşmiş Filistinli grupların bir mozaiği izlenimi veriyor. Tabii, AKP’den farklı olarak, ulusal kurtuluş diye bir sorunları var. Konuştuklarımız çeşitli düzeyde liderler idi. İçlerinde bir de kadın: Filistin Ulusal Otoritesini yöneten Filistin Yasama Konseyinde (FYK) kurulan “hükümet”in Kadın İşleri Bakanı Dr. Mariam (Meryem) Saleh. Genel olarak söyledikleri şu:
“Programımız El-Kaide ve benzerlerinden çok farklı. Bir buçuk yıldır eylem de yapmıyoruz. Dünyada sınırları belli olmayan tek devletle [İsrail] mücadele ediyoruz. Dünya bize bir şans vermeli. Ama hemen muhasaraya ve ablukaya başladılar. Polislerimize maaş veremez hale soktular. Böyle yaparlarsa radikallik ve aşırılık beslenir”.
(İsrail’i tanımayla sonuçlanabilecek referanduma niye karşı çıkıyorsunuz? Seçimi daha yeni kazandınız ve 132’de 74 bir çoğunluğunuz var?) “Seçmenimize tamamen güveniyoruz. Ama böyle yapılırsa referandum illegal. Çünkü önce içerdeki ve dışarıdaki Filistinlilerle diyalog, sonra da FYK’den yasa çıkması lazım. Referandum bu yasa olmadan yapılamaz”.
(Terörün yanı sıra İslamî önyargılarla itham edilen Hamas’ın bu imajını değiştirmek için ne yapacaksınız? Gazze’deki üniversiteye türbansız girilemediği söyleniyor. Kimliğinizi yitirmeden ve siyasal pozisyonunuzu tehlikeye atmadan neleri değiştirmeye hazırsınız?) “Siyasal İslam bu bölgenin geleceğidir. Kimseyi hiçbir şeye zorlamıyoruz. İknayla yapıyoruz”. (Bunları konuşmaktan kaçınıyorlar).
(Bakan Meryem Saleh konuşuyor): “İslam bize bütün hakları verdi. Karar mekanizmasına katılıyoruz. 117 kadın hapiste. Toplam 9.000 tutuklu var. Savaşlardan 80.000 felçli ve yaralı var. Siyasal İslam’ın kadınlar için kötü olduğu sanılmasın. Araba kullanıyorum, vs., daha da iyi olacak”.
Bn. Saleh erken ayrılmak zorunda kalınca dile getirdiğimiz bir gözlem: “Meryem hanım çok düzgün biri. Ama, en basitinden, İngilizce bilmiyor. Size FKÖ’nün Bn. Hannan Aşravi’si gibi birinin lazım olduğunu düşünmüyor musunuz?” (Anadili gibi İngilizce bilen, başı açık, bütün yürüyüşlerde önde giden kadın).
***
Genel gözlemlerimi şöyle sıralayabilirim:
1) Hamas’ın bu seçimlerde iktidara gelmeyi hiç ummamış olduğu çok açık. Üstelik, dıştan ABD ve İsrail, içten de FKÖ mengenesi içindeyken ne yapacaklarını bilemiyorlar. İslam’a sarılmaları büyük ölçüde bundan gözüküyor. Yoksa, Filistinliler muazzam laik insanlardır.
2) Bu haliyle Hamas, biraz bizim Refah’ı andırıyor. Ama ondan daha iyi dinliyora benziyor. Üstelik, Radikal dizisinde görmüş olacağınız gibi Refah zamanla AKP oldu, şimdi o da dönüşüyor. Hamas da dönüşecek. İktidar ehlileştirir. Yeter ki, bombalamalarla veya tecritlerle radikalleştirilmesin.
3) Bunları yazdıktan sonra, maalesef bir ekleme: İsrailli şahinler malum filmi yine vizyona soktu. Plajda piknik yapan 8 kişilik aile denizden İsrail füzeleriyle yok edilince Hamas yeniden silaha sarıldı. Cezaevindeki Hamaslılar referanduma desteklerini çektiler. Devlet terörü ile Hamas terörü çatışmaya başlıyor. Sezer şimdi istese de görüşemez artık. Acaba görüşmemekle yani Hamas’ın evrilmesine yardımcı olmamakla barışçı girişimlere yardım mı ettik, zarar mı verdik, irdelemek lazım.
Ve, 1920 Modeli Kemalizm icabı bizim İslamcıların evrilmesine yardımcı olmayan, aksine, üniversitede türban yasağı gibi bu evrimi baltalayan politikaları daha da çok irdelemek lazım.