Baskın Oran

“Milliyetçi”lere laf nasıl anlatılır?

Geçen gün bir araştırma merkezinde konuşma yapıyorum, “Kürtçe özel derslere bile tahammül edemeyişimiz, Lausanne’da olduğu halde Kürtçe TV yayınına karşı çıkışımız PKK’nın işine en çok yarayan ‘milliyetçi’ davranışlardır” dedim de, dinleyenler içinden bir zat-ı muhterem söz aldı, “Baskın Bey’in PKK sözcüsü olarak söylediklerini dinledim” diyerek başladı!

Nereden aklıma geldi, çünkü “Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 83. Yıldönümü” şenliklerinde yine bir “Ilıca Belediyesi Klasiği” yaşanmış ve “temsilî milis kuvvetleri”, yoğun rica sonucu bu işi üstlenen belediye memurlarının simgelediği “temsilî Ermeni kuvvetleri”ni süngülemiş (Milliyet, 12.03.2001). Sanki Erzurum 1917’de Ruslardan kurtarılmamış gibi…

Hocalık mesleğine girdiğimden 30 küsur yıl sonra, büyük başarıdır, artık öğrenmeye başladım: Hiçbir “milliyetçi”ye, “Aman, milliyetçilik yapmayın, karşı tarafın çok işine yarıyor, kendi milletinizi perişan ediyor” falan demeyeceksin. Anlamıyorlar.

Ya ne diyeceksin? Diyeceksin ki, düşmanımız olan önemli bir şahsiyet, çok milliyetçi bir eylem içine girip şöyle şöyle yaptı, bir çuval incirini berbat etti, bizim ekmeğimize müthiş yağ sürdü, kendi kendini tasfiye etti, diyeceksin.

Bu hafta Armenpress bildirdi: Ermenistan’daki Kendi Geleceğini Belirleme Partisi Başkanı ve ayrıca Ermenistan Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Paruir Hayrikyan çok sıkı bir milliyetçi demeç verdi:

1) Eski Başkan Levon Ter Petrosyan’ı ülke çıkarlarını savunmamakla, Türkiye’ye yaklaşmakla ve “anti-Ermeni bir dış politika” izlemekle suçladı; 2) Şimdiki başkan Taşnakçı Rober Koçaryan’ın Türkiye’den toprak talebinde bulunmadıklarını söylemesini protesto etti; 3) Eski Sovyet yöneticilerini 1921’de “Ermeni topraklarını Türkiye’ye satmak ve soykırıma yardım etmek”le suçladı; 4) Türkiye’den toprak istedi.

Bu sonuncu işi de şöyle yaptı: “Ermenistan’ın müttefiki Rusya’ya”, yıldönümü yaklaşan 1921 Kars Antlaşmasını iptal etmesi için çağrıda bulundu ve bunun için Erivan’da 16 Martta büyük bir kampanya başlatacaklarını açıkladı.

* * *

Evvela, 1921 Kars neydi, göz atalım.

16 Mart 1921’de Moskova’da TBMM Hükümeti ile Sovyetler arasında bir antlaşma imzalandı. Antlaşma, dünyada ilk kez ve üstelik adını anarak Misakı Milli’yi tanımanın (md.1/1) ve dünyada ilk kez kapitülasyonları geçersiz ilan etmenin  (md.7) yanı sıra; Ardahan ve Kars sancaklarını Türkiye’ye bıraktı (md.1/2) ve Nahcivan’ı “Koruyuculuk hakkını üçüncü bir devlete hiçbir zaman bırakmama koşuluyla, Azerbaycan’ın koruyuculuğunda muhtar bir arazi” ilan etti (md.3).

Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan bu antlaşmanın bir benzerini 13 Ekim 1921’de Kars’ta yine TBMM Hükümeti ile imzaladılar.

* * *

İşte, milliyetçi Paruir Hayrikyan’ın iptalini talep etmek suretiyle Türkiye’dan Kars ve Ardahan’ı, Azerbaycan’dan da Nahcivan’ı istediği antlaşma bu.

Şu anda, özellikle yakın geçmişin tecrübesiyle, bütün dünya zor kullanarak toprak edinmenin kesin karşısında. Azınlık haklarını ancak ayrılıp devlet kurmamak şartıyla destekliyor. Ermenistan, Batı’nın bunca sempatisini, D. Karabağ’ı işgal etmek yüzünden siyasal kazanca dönüştürememe durumunda. Üstelik fena halde fakr-u zaruret içinde kıvranıyor. Böyle bir vaziyette, bir “milliyetçi” Paruir çıkıyor, bir çuval inciri berbat ediyor…

Demezler mi ki şimdi Milliyetçi Paruir’e, Kars Antlaşmasının iptali için Rusya’ya ne başvuruyorsun, bu antlaşmanın imzacısı Rusya değil, sensin; yoksa ikisi de 1921 yılında yapıldı diye 16 Mart Moskova ile 13 Ekim Kars’ı ­karıştırmış olmayasın, demezler mi?

Demezler mi şimdi, zaten Azerbaycan topraklarını işgal ederek yüz binlerce insanı yollara döktün, şimdi de Türkiye ve Azerbaycan topraklarını alıp milyonlarca insanı mı perişan edeceksin, üstelik Türkiye ile Azerbaycan’ı başına sıçratıp kendi insanını da mı perişan edeceksin, demezler mi?

Demezler mi şimdi Batılı dostları Paruir’e, “Soykırımın tanınmasını istiyoruz, o kadar” dedin diye biz sana inanıp, Türkiye’yle arayı fena halde bozmak pahasına onca Ermeni Tasarısını çıkarttık, iyi halt ettik, meğer “Bu Ermeniler sonunda toprak isteyecekler” derken Türkler doğru söylüyormuş, bizi rezil ettin, demezler mi?

Demezler mi şimdi, bir de, sen Kafkaslarda durduk yerde sorun  çıkartarak, bizim dizginlemeye çalıştığımız Rusya’nın buraya geri dönmesine çanak tutuyorsun, başımıza büyük iş çıkartıyorsun, demezler mi?

Türkiye’deki Ermenilerin başına iş çıkartmaktan hiç söz etmiyorum tabii…

Valla, bizim milliyetçilere bakarsan, hiç demezler. Bu aslanlar, işin tuhafı bir de kalkar,  “Çünkü Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diye teori yaparlar. Uluslararası ilişkileri bir uluslararası ilişkiler profesöründen daha iyi bilen bu muhteremlere onun içindir ki uluslararası ilişkilerde “dost” ve “düşman” diye kavramlar olmadığını anlatamazsın. “Bak, Paruir Ermenisi nası kaka bişey yapmış! Ih ona! Ih ona!” diye anlatırsın ancak, anlatabilirsen…

* * *

Ama, siz bakmayın benim “Öğrendim” dediğime. Hiçbişey öğrenmeye niyetim yok. Ben yine, bıkmadan yorulmadan, kendi “milliyetçi”lerimizin dikine gidip, doğrudan, “Sizin yaptığınız milliyetçilik Türk milletini perişan ediyor!” diyeceğim.

Bal gibi diyeceğim, çünkü herkes kendi kapısının önünü süpürmekten sorumlu da, ondan diyeceğim…

Önceki Yazı
Sonraki Yazı