Baskın Oran

Genelkurmay bu cüreti nereden buldu?

Genelkurmay bu cüreti nereden buldu

Genelkurmay bu cüreti nereden buldu

Üç kez, devletin verdiği silahları kullanarak Cuma günleri darbe yaptılar. İlk seçimde halk tokadı patladı: 27 Mayıs’ta Adalet Partisi, 12 Mart’ta CHP , 12 Eylül’de ANAP. Artık ders almışlardır dedik, bu sefer de devletin verdiği bütçeyle kurdukları web sitesinde “Mübarek Cuma bildirileri”… Tabii, aynı şey tekrarlandı: 28 Şubat’ın (1997) ardından RP iktidarı, 27 Nisan’ın (2007) ardından da AKP .

Artık kesin öğrenmişlerdir dedik ama bu sefer de Kürtlerin iki dil kullanmasını bahane edip devlete müdahale ettiler. Seçime kadar bizim imza kampanyası ve ayrıca suç duyurumuzla idare edecekler. Bu askerleri kendi kanunları icabı mahkûm ettirene kadar uğraşacağız: Askerî Ceza Kanunu md. 148/C ve E icabı “1 aydan 5 yıla kadar” hapis. Ayrıca, dağarcığımızda şunun da bulunduğunu “antrparantez” söylemiş olalım ki günah bizden gitsin: “Türk Ceza Kanunu Madde 311- (1) Cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılırlar.”

Kiminle dans ediyoruz?

Askeri müdahalelerin en başta iki büyük fenalığı var: 1) Zırt pırt silahla veya bildiriyle kazan kaldırmak ülkenin iç dinamiğini en hafif tabiriyle yalama yapıyor, 2) Berbat bir kısır döngü başlatıyor: Müdahalelerden en büyük zararı gören kesimler marjinalleşiyor, sertleşiyor, bu da paranoyayı artırmanın yanı sıra askerlerin değirmenine su taşıyor, onlara yeni cüretler aşılıyor. Tabii, alkış tutup cüret verenleri saymıyoruz.

Bu ikinci fenalığın biraz üzerine gidelim. Plüton gezegeninde yaşadığı için suç duyurusunu ve imza kampanyasını duymamış CHP’yi hiç zikretmeden kimi unsurlara bir bakalım.

1) Yumurtacı ve mikroskobik “antiemperyalist/solcu”lar: İfade özgürlüğü diye bir şey duymadıkları için üniversitede bile engelliyorlar. Halkı öğrenciden soğutup darbecilere yaklaştıracak bilumum yeni rezilliklerine hazır olunuz.

2) AKP: Cüret AKP’li TBMM Başkanının: “ BDP ’liler dil konusunda ısrar ederlerse sonuçlarına katlanırlar” diye tehdit etmesinden geliyor olmasın? O AKP ki, kendini hacamat etmeye hazır askerlere karşı bildiri yayınlar ve suç duyurusu yaparsın, ancak bir tanesi (H. Yazıcı, Vatan, 18.12.10) “Şık değil” der, gerisi pırrr, tam siper olmuştur.

3) Yargı: Cüretin kaynaklarına devam. Diyarbakır Başsavcılığı, bin türlü farklı konuyu tartışmaya açan Demokratik Özerklik Çalıştayı’na soruşturma açıyor. Yargıtay Başsavcısı A. Yalçınkaya Demokratik Toplum Kongresi ile BDP arasında bir bağ olup olmadığının tespiti için inceleme başlatıyor. Yargı ile askerin paralelliğini size daha nasıl anlatabilirim? Tarihi fıkra? Hani, oradan geçmekte olan Bekri Mustafa’yı tanımayan biri kolundan tutup çekmiş, Yeni Cami’de cenaze namazına imam yapmış da, hazret mevtanın kulağına eğilip, “Öte tarafta İstanbul nasıl diye sorarlarsa, beni imam yaptıklarını söyle, hemen anlarlar” demiş. 21 Aralık Salı günü Diyarbakır 4. Ağır Ceza, PKK ’ya karşı en sağlam alternatif söylemi dile getirmekte olan iş dünyası liderleri Ensarioğlu ile Bedirhanoğlu’nu, katıldıkları “Onurlu Bir Barışa Evet” mitingindeki Kürtçe şarkı ve sloganlardan 10 aya çarptırdı diyeyim de, siz anlayın.

4) BDP’li kardeşlerimiz: Yön levhalarına vs. Kürtçe yazmayı, belediyelerdeki çokdilliliği, illerin 1921 Anayasasındaki gibi özerkliğini sonuna kadar destekliyorum. Ama ülkedeki paranoyayı azdırmak için “Öz Savunma Gücü”nden daha iyi bir yöntem bulamazlardı, orası da kesin. Bravo vallahi. (Ama yine de, bu insanlara çarşıda-pazarda kendi dilini konuşmayı haram ederek böyle aşırılığa sürükleyenler utansın!)

5) Kimi halkımız. Bunlar ikiye ayrılıyor: a) Askerlerle menfaat bağı olanlar; bunlarınki normal, b) Sadece ezberi olanlar. Bir tanesinin upuzun e-postası ta ABD’den geldi:

“Ya Mehmetçik olmasaydı?”

“(…) sadece sizin gibi assagilik bir vatan hainine Damat Feritciye degil diger arkadaslariniz olan imzaladiginiz suc duyurusundaki diger kopeklerede ulasabilirsem gonderiyorum (…) gecen Cuma gunu Genelkurmay baskanligimizdan yapilan milli gorusumuzle ilgili aciklamaya suc duyurusunda bulunmus Bu o.c satilmis kopekler kimdir? (…) hepinizi usenmeden arastirdim hep ayni sey anti-nationalist (anti milliyetci)(pro-muslim) muslumanliga yakin ve anti militarist ordu karsiti.

“Ulan Serefsiz satilis kopek yasin kac basin kac he?? Mehmetcik olmasaydi Ataturk ve Genel ordumuz olmasaydi suanda Izmirde pazar canlari caliyordu mardinde mersinde canlar caaliyordu sheit olan subaylarimiz askerlerimiz son sozu vatan sagolsun ve etikleri dualardir. Ulan srefsizler siz kimsiniz ki Ordumuzu anti-musluman gostermeye calisirsiniz. Tek ulan tekkk soyle sahiplerine zincirini tutanlara arkadaslarina adresimide veririm çekin o pis ellerinizi vatan ve milletimin ustunden!!!. Sana yemin ederim omrumun sonuna kadar sizin gibi satilmis hainler ve serefsizlerle ugrasacagim (…) hepinizin ustunde bas birakmayana kadar ulkem tam bagimsiz bir ulke olana kadar!!!!!!!!! (…) Ezelden beri cok ugrasiniz ama yapamadiniz 16 kere yikilir gibi olur 17 kez milletimizi ulkemizi duzene sokariz!!! sizede sokacagizz!”

Üşenmeden cevap verince…

Cevaben küfür bekliyor çünkü ondan beslenecek, ama uzun ve sakin bir cevap veriyorsunuz, fena çarpılıyor ve birdenbire “hocam” demeye başlıyor. Bir de soruyorsunuz: “En milliyetçi yazarlardan Ö. Seyfettin’in ‘Diyet’ini okudun mu?” Tabii, adını bile duymamış. Ama, kaç yıllık ezber bu, direnecek:

“(…) Genelkurmay’i sikayet etmek ne demek hocam benim aklim almiyor bizim profosorlerimiz ileri goruslu insanlarimiz, ilerlemis insanlarimiz neden boyle bir sey yapiyor neden bunlar hep AKP yandasi cikiyor. (…) Efendim Ordu degilde neden ilk once bu ordunun bas komutani olan lider ve onu bile yoneten avucunda oynatan Erdogana ilismiyorsunuz? (…) Sanli Turk Ordusu degilde ulkemizde ikiye bolunmus islami-laik veya Turk-kurt ordusu istiyo olabilirsiniz.

Anlamiyorum sayin hocam nasil olurda bu kurumlarin basi olan hukumet devlet degilde Ordumuzla ugrasirsiniz? (…)ordu herzaman haklidir cunku onlari oraya getiren ve yoneten devlettir.Meclistir. Mustafa Kemal’i Secenlerdir! Insanlarimiza alttan alttan ordumuzu kotuletiyorlar ve sizden bunun bir parcasisiniz!”

Önceki Yazı
Sonraki Yazı