Baskın Oran

“Ermenilerin Yahudileşmesi” ?

Antisemitizm, malum, Yahudi düşmanlığı demek. Irkçılığın rezil bir kolu. Yahudiler bundan çok çektiler. Ama ABD’deki Yahudi lobisi de bu kavramı fazlasıyla istismar ediyor. İsrail devletine karşı eleştirinin e’sini yöneltmeye kalkıştığınız anda sizi antisemitistlikle suçluyor ve üzerinize çullanıyor. Bir örneğini de geçenlerde ben yaşadım.

Nereden hatırladın derseniz, bugünkü gazetelerde bir haber vardı: İngiltere’nin en büyük akademisyen sendikası, İsrail’deki ayrımcı politikaya uyan İsrailli akademisyenleri boykot kararı almıştı. Bu karar, Yahudi çevrelerce yine “antisemitizm” diye suçlanınca, sendikanın genel sekreteri şöyle dedi: “İsrail’i eleştirmek beni anti-Semitik yapmaz; tıpkı Bush ile Blair’i eleştirmenin beni anti-Anglosakson yapmadığı gibi”. (Radikal, 30 Mayıs).

***

Gelelim benim öyküye. Dünya Ermenileri ile Türkiyelilerin yoğun olarak yazıştığı geniş bir eposta grubu var. Geçenlerde oraya özetle şöyle yazdım:

Fransa’daki sansürcü yasayı tartışırken, başka bir mesele daha var: Prof. Guenter Lewy’nin, 1915 katliamını tamamen kabul eden ama ona jenosit adını vermenin doğru olmayacağını söyleyen kitabı ABD’de Utah Üniversitesi Yayınlarından çıktı ya, editörün başına gelenleri duydunuz mu? Ermeni diasporasının yoğun protesto mektupları üzerine rektör soruşturma açıyor, sonuçta kitabın bütün kurallara uygun olarak yayınlandığı anlaşılıyor, ama editör bunu kendisine hakaret sayarak 30 Haziran 2006’dan geçerli olmak üzere istifa ediyor. Bu, ‘etnik-olmayan bir temizlik’tir ve ‘Ermenilerin Yahudileşmesi’dir”.

Kimisi ne dediğimi anlamadığını, kimisi bu haberin doğru olamayacağını yazdı. Bazıları da Ermenilere hakaret ettiğimi, diğer bazıları ise antisemitizm yaptığımı söyledi; içlerinde Türkiyeliler de vardı. Onun üzerine, 31 Mart tarihli Radikal’in haberine atfen özetle şunları yazdım:

Hakaret diyorsanız, demek ki Yahudilik sizce kötü bir şey. Antisemitizm derseniz, pes derim. Anlamadık diyorsanız, iki hafta önceki olayı duymadınız: Harvard’dan Prof. Walt ve Chicago’dan Prof. Mearsheimer, ABD’deki Yahudi lobisi yüzünden bastıramadıkları 83 sayfalık bir makaleyi Harvard’ın veb sitesinde yayımladılar. Uzun uzun örnekler vererek diyorlardı ki; 40 yıllık ABD politikası ulusal çıkarlar yerine İsrail’e desteğe adanmıştır, bu ABD dış politikasını çöküşe sürüklemektedir, İsrail Amerika’nın Ortadoğu politikasında bir kamburdur, üstelik ABD’ye karşı casusluk yapan ülkelerin başında yer almaktadır’.

“Bunları bu kadar açıkça söylemeye ilk defa cesaret eden makalenin yayını üzerine gelen lobi protestoları o dereceye ulaştı ki, Harvard Üniversitesi logosunu ve desteğini çekmek zorunda kaldı. Prof. Walt da dekanlıktan istifa ediyor.

“Şimdi de, Ermeni lobisi Utah’ta aynı durumu yarattı; dediklerime inanmadıysanız 30 Haziranı bekleyin. Akademik yayınlara müdahale Ermeni davasına hizmet etmez, tam tersine ona büyük darbedir. Bu hatayı Yahudi lobisi durmadan yapıyor ve İsrail’e hizmet yerine kötülük ediyor. ‘Yahudileşmeyiniz’ diye bu nedenle söyledim”.

***

ABD’deki İsrail lobisinin İsrail’e iyilikten fazla kötülük yaptığı tartışma götürmez. Çünkü bu yaptıklarını daha önce de birçok profesöre yaptı ve sonunda bilim adamlarını İsrail’i eleştiremez hale getirdi. İnsanları susturdu. Absürde giden her şey, bumerang etkisi yapar. Amerikalı Yahudiler bu işi artık absürde götürdüler, cıcığını çıkardılar. Sonuçta, milliyetçi Yahudiler dışında ve İsrail’i eleştirmeyi antisemitizm sanan bir avuç kafiyeci muhterem dışında herkes İsrail’e antipati duymaya başladı. İsrail için bundan kötüsü olur mu?

Ermeni lobisi de aynı yolu izlerse, bilim adamlarını susturmaya kalkarsa, aynı antipatiyi onlar da çekmez mi? 30 Haziran’ı bekleyin, Utah University Press editörünün bu yüzden istifası açıklandığı zaman Ermeni davası daha mı güçlü olacak, ona bir bakın. Batı’nın temelinde Yahudi veya Ermeni davası yatmaz; ifade özgürlüğü ve özellikle de akademik özgürlük ilkesi yatar.

Acayip bir trenttir gidiyor. Türkiye bütün magandalıklara rağmen (Ermeni Konferansına yapılanlar yeter) bu konuda normalleşmeye başlarken, demokrat devletler yasakçılığa başlıyor. Diasporadaki dostları bir kere daha uyarıyorum: Yasakçılık hep bumerang etkisi yapmıştır.

***

Türkiye’de iyiye gidiyorsak, bunu kimseciklerin ihsan ettiği yok; söke söke alıyoruz. Bizdeki yasakçı muhteremler oralarda bunlar oluyor diye hiç ellerini ovuşturmaya falan kalkmasınlar, yoksa, dilin kemiği yoktur, onlara da bir deyim yapıştırıveririm: “Ermenilerin Türkleşmesi”. Yahudilerinkinden bile daha iyi oturabilir.

 

Önceki Yazı
Sonraki Yazı