Siyaset bilimci Prof. Baskın Oran, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a razı ettiler. Birileri bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’la verdik. Kıta sahanlığı ne olacak, havada ne olacak, karada ne olacak hâlâ bunun mücadelesini veriyoruz. İşte bunun nedeni, o anlaşmada masaya oturanlar. O masaya oturanlar bunun hakkını veremediler, veremedikleri için onun sıkıntısını şimdi biz yaşıyoruz” ifadesini eleştirdi.
“Adalar 1913’te Osmanlı imparatorluğu tarafından verildi. Ve öyle Yunanistan’la falan karşı karşıya değil 6 tane büyük Avrupa devleti karar verdi” diyen Prof. Oran, “Önce 1913 Londra Antlaşması’yla büyük devletlerin kararı, sonra da Osmanlı ile Yunanistan arasında yapılan Atina Antlaşmasıyla 12 Ada İtalya’ya verildi. Geri kalan adaların, İmroz ve Bozcaada hariç, Yunanistan’a verilmesi kararlaştırıldı. Ancak bu antlaşma resmileşemeden I. Dünya Savaşı patladı ve mesele Lozan’a kaldı” ifadesini kullandı. Oran altı büyük devleti İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, İtalya ve Avusturya – Macaristan olarak sıraladı.
Atina Antlaşması nedir?
Atina Antlaşması, 14 Kasım 1913’te Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalandı.
Bu antlaşmaya göre;
– Yunanistan’daki Türklerin hakları güvence altına alındı.
– Yanya, Girit ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı.
– Ege Adalarının durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı. (Osmanlı Devleti, Ege Adaları’nı fiilen kaybetti)
Baskın Oran’ın dikkati çektiği Lozan Antlaşması’nın 14. maddesi şöyle:
“Türk egemenliği altında kalan İmroz ve Bozcaada, yerel yönetim ile can ve mal güvenliği bakımından, gayrimüslim yerli halka gerekli bütün güvenceyi sağlayan, yerel unsurlardan kurulu bir özel yönetim örgütünden yararlanacaktır. Bu adalarda düzenin korunması, yukarıda öngörülen yerel yönetim örgütünün aracılığıyla yerli halktan seçilmiş ve bu örgütün emrinde bulunan bir polis kuvvetince sağlanacaktır”
“Madde ayrıca, bu iki ada halkının Lozan’ın 37 ilâ 43’üncü madelerinde gayrimüslimlere getirilmiş haklardan yararlanacağını da belirtiyor” diyen Oran “Yani, nüfusları Rum diye Lozan’da önce Yunanistan’a verilmesi planlanmış bu iki ada, sonra Ankara’nın güvenlik itirazlarıyla Türkiye’ye bırakılıyor. Bir koşulla: Gayrimüslim halka özel bir özerk yönetim kurmak. 14. maddenin sebep-i hikmeti işte bu” ifadesini kullandı.
“Ankara adaları istemedi”
Baskın Oran “Lozan Antlaşması’nda nüfusu yaklaşık yüzde 90 oranında Rum olan adaları Ankara almak istemedi” bilgisini verdi. Oran “Lozan onaylanacağı zaman yalnızca Musul’un elden çıkmasına itiraz geldi Meclis’ten. Musul’u Atatürk bilinçli olarak almadı. Türkiye’deki Kürtlerin akıbeti belli değilken bir de Irak’taki Kürtler gelirse ne olur diye” diye konuştu.
“Milliyetçi duyguları tetiklemeye çalışıyor, ikinci aşama savaş”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Lozan Antlaşmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamaların “milliyetçi duyguları tetikleme amacı güttüğünü” iddia eden Oran şöyle konuştu:
Erdoğan, Türkiye’nin üzerinden ölü toprağının yavaş yavaş kalktığını görerek paniğe kapılıyor ve milliyetçi tahriklere başlıyor. Şimdi bu milliyetçi tahriklerin ilk aşaması olarak Lozan’a laf ediyor, bu çok klasik bir olaydır. Türkiye’deki bütün sağcılar Lozan’a laf ederler. Esasen adalar üzerinden değil de Kürt sorunu ve Musul konusunda laf ederler. İkinci aşama, savaş olacaktır. Erdoğan’ın Türkiye’de otoritesinin sarsıldığını gördüğü zaman başvuracağı ikinci provokasyon savaş olacaktır. Suriye, İran, Irak ve özellikle Rusya, Türkiye’nin oralara girmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylemeye başladılar. Yani çok ciddi bir direniş var. Amerika, oradaki YPG’nin vurulmasına razı gelmiyor çünkü esas müttefik YPG orada.
“Ölü toprağı kalkmaya başladı”
“Suriye’de milli bir ordu kurmak istiyoruz'”dedi. Yunanistan “Türkiye’de milli bir ordu kurmak istiyoruz'” diye çıksa ne olur? Başkasının topraklarına milli ordu kurmak ne demek? Resmen oraları işgal etmek demek.
Bütün bunlar o tek adama giden korku imparatorluğunun sarsılması. Ayın 8’inde Ankara’da toplantı var, birçok ilde yapılıyor bu toplantılar. İstanbul’da büyük toplantı yapılacak. Devamlı bir örgüt kurulacak özgürlüklerin saldırıya uğramasını engellemek için. Eğitim- Sen direniyor, Kocaeli’de üniversite dışında akademi açıldı. KESK Ankara’ya yürüyüşlere başlıyor bir sürü koldan. Bunlar yoktu, ölü toprağı kalkmaya başladı.