AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana dönem dönem tartışmaya açtığı Ayasofya Müzesi yine gündemde.
Türkiye’de siyasal İslam’ın zaman zaman ibadete açılması gerektiğine vurgu yaptığı kilise, 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa ettirildi. Ortodoks dünyası tarafından büyük önemi olan kilise, Sultan II. Mehmed’in İstanbul’u 1453’te fethetmesiyle camiye dönüştürüldü.
Takvimler Kasım 1934’ü gösterdiğindeyse Ayasofya’ya, Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla müze statüsü verildi.
Ayasofya, son dönemde yine Türkiye’nin gündeminde. Önce 29 Mayıs’ta, İstanbul’un Fethi’nin 567’nci yıldönümünde, Ayasofya’da Fetih Suresi okundu. Ardından iktidar kanadından müzenin yeniden ibadete açılması yönünde tartışma yaratacak açıklamalar geldi. Yunanistan’dan gelen tepkiler üzerineyse Erdoğan, 2 Temmuz’da Danıştay’ın, 1934’teki imzayla ilgili vereceği son karara işaret ederek noktayı şu cümlelerle koydu: “Sakın ha! Ayasofya ile ilgili ‘Orayı camiye çevirmeyin’ diyorlar. Türkiye’yi siz mi idare ediyorsunuz, biz mi? Danıştay’ın vereceği kararı bekliyoruz. Kararı verdikten sonra atılması gereken neyse o adımlar atılır.”
“Atatürk, hassasiyetleri parmaklarında hissederdi”
Bugün yine Türkiye gündemini meşgul eden Ayasofya’nın 1934’de müzeye dönüştürülmesini, 81 yaşındaki Türkiyeli Rum gazeteci Mihail Vasiliadis şu sözlerle anlatıyor: “Kemal Atatürk’ün zamanında bu yönde bir karar alması zannediyorum ki tesadüf değildir. O dönem Türkiye’nin özellikle Batı’ya yanaşma, bir Batı ülkesi olma arzusu ve gayesi vardı. Bu karar o saiklerle alındı.”
Azınlıklar üzerine çalışmaları bulunan sosyolog Ayhan Aktar da Ayasofya’nın müzeleştirilmesini milliyetçilik perspektifinden değerlendiriyor. Aktar’a göre Yunanistan’daki milliyetçiler için Ayasofya ile İstanbul’un alınması aynı anlama geliyor. Bu hassasiyetin farkında olan Türkiye’deki milliyetçilerse, Ayasofya üzerinden siyaset yaparak haçlılara gol atmaya çalışıyor.”
Aktar sözlerine şöyle devam ediyor: “Atatürk akıllı adamdı. Bu hassasiyetleri parmak uçlarında hissederdi. Ayasofya’yı müze yaparak milliyetçilerin oyuncaklarını, en azından bir süreliğine ellerinden geri aldı.”
Peki, ne oldu da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya’nın ibadete açılmasını yeniden gündeme getirdi?
“İktidar, Ayasofya ile dikkat dağıtıyor”
DW Türkçe’ye konuşan siyaset bilimci Baskın Oran, Ayasofya’nın yeniden gündeme getirilmesi için “İktidar, burnunu hiç olmazsa bir deliğini suyun üstünde tutumaya çalışıyor” yorumunda bulunuyor. Ekonominin kötü durumda olduğunu, tüm muhalefet ve özellikle Kürtlere baskıların had safhaya geldiğini, Gürcistan hariç tüm komşularla ve bütün büyük devletlerle ilişkilerinse felaket bir hale dönüştüğünü savunuyor.
Siyaset bilimci sözlerine şöyle devam ediyor: “Böyle şeylerle dikkat dağıtmaya çalışıyorlar. Panik başka bir şey. Ancak insanlar eve ekmek götüremezken ideolojik bombardımana uğrarlarsa, ters tepki verirler. Buna siyaset biliminde ‘ideolojinin olumsuz işlevi’ denir.”
Türkiye’nin gündemi son günlerde bir başka konuyla da meşgul: Erken seçim.
Baskın Oran’ın bahsettiği “Ayasofya hamleli sıkışmışlık hali”, kimileri tarafından bir erken seçim atağı olarak da yorumlanıyor. Peki Ayasofya ibadete açılmasının iktidara oy getirir mi?
Türkiye’de toplam dokuz Ayasofya Kilisesi bulunuyor. Bunlardan biri de Trabzon’da. Şehrin, Ortahisar ilçesindeki Ayasofya, Temmuz 2013’te cami olarak ibadete açıldı.
Bugün Cumhur İttifakı çatısında ortak adaylar çıkaran AKP ve MHP, 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde ayrı adaylarla seçime girmişti.
2009 yılında yani Ayasofya camiye dönüştürülmeden önce AKP ile MHP’nin Trabzon’da aldığı toplam oy yüzde 52,89’du. 2014’teyse iki parti toplam oy oranını yüzde 70,53’e yükseltti. Özellikle 2015 ile 2017 yılları arasında, Türkiye medyasında belirli aralıklarla “Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi nedeniyle Trabzon’da esnafın zor duruma düştüğü çünkü yapının müze statüsünden çıkarılmasıyla yerli ve yabancı turist ilgisinin azaldığı” yönünde haberler çıktı.
2019 yerel seçimlerinin sonuçlarına bakıldığında ise bu defa ortak aday çıkaran AKP ile MHP’nin toplam oy oranının yüzde 64,61’e düştüğü görülüyor.
“Ayasofya, Hristiyanları da Müslümanları da aşmıştır”
Ayasofya’nın ibadete açılacağı yönündeki tartışma devam ederken siyaset bilimci Oran, “İbadete açılırsa Türkiye ne ile karşı karşıya kalır?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Türkiye’nin siyasi ve ekonomik prestiji dibe vurmuş vaziyette. Bu da tuzu biberi olur, ‘dadından’ yenmez.”
Türkiyeli Rum Vasiliadis ise politik sonuçlarından çok iki ülke halkları arasındaki ilişki üzerinden yanıt veriyor: “Bir Hristiyan doğal olarak Ayasofya’nın kilise olmasını isteyebilir. Bir Müslüman’ın da fetih üzerinden cami olmasını istemesi doğaldır. Ancak Ayasofya, artık Hristiyanları da Müslümanları da aşmış, dünya mirası olmuştur. Bunlar tehlikeli hamleler. Yunanistan’da pek çok cami var. Bu tür açıklamalarla iki ülkedeki insanları birbirine karşı doldurmak doğru değil. Türkiye’de yalnızca 600 Rum aile kaldı. Bunun sebebi Rumlar değil.”
İktidarın Ayasofya hamlesine muhalefet sessiz de kalmadı, karşı da çıkmadı. Önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak “Tek adamın kararına bakar iş. İstismar etmeyin, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın” dedi. Ardından da Meclis’te Ayasofya’nın ibadete açılması için araştırma komisyonu kurulmasını öneren İYİ Parti’nin lideri Meral Akşener bir açıklama yaptı ve “İnsana böyle ayna tutarlar. Önergemiz AKP’nin hayır oyuyla reddedildi” dedi.
Ayasofya, Danıştay’ın 2 Temmuz’da vereceği kararı bekliyor. Ancak kaderi Danıştay’ın kararına bağlı değil. Ayasofya üzerinden siyaset yapan iktidar da iktidarın oyununu bozma çabasındaki muhalefetin de dilinde tek cümle var: “Ayasofya cami olsun.”
Tunca Öğreten