Baskın Oran

Sakala mı tüküreceğiz, bıyığa mı?

Sakala mı tüküreceğiz, bıyığa mı

Sakala mı tüküreceğiz, bıyığa mı

Uzun ismi: “Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele”. Kısaltılmışı, bir kâbusun adı: JİTEM. İlk defa, 93’te öldürülen Cem Ersever telaffuz etti. Soruşturulmasına ilk defa, E. Alb. Arif Doğan’ın “J. Gn. Kom. Burhanettin Bigalı’nın izniyle [1988’de] ben kurdum. 10.000’lik çekirdek kadro var” demesiyle 2011’de başlandı.

Resmi cinayet şebekesi. İki şeytan üçgeninde “çalıştı”: Adapazarı-Sapanca-Bolu ve Mardin-Batman-Diyarbakır. İşkencede şöyle denirdi: “Burada Allah yok. Sadece biz varız”. Özellikle 1990’larda evinden alıp katlediverdiği ve yol kenarlarına atıverdiği insanların sayısı binlerle hesaplanıyor. Bu arada en az dört generali (Hulusi Sayın-1991, İsmail Selen-91, Eşref Bitlis-93, Bahtiyar Aydın-93), en az üç albayı (Rıdvan Özden-95, Kazım Çillioğlu-94, Abdülkerim Kırca-09) ve en az üç kendi adamını (Tarık Ümit-95, E. Bnb. Cem Ersever-93, Murat Demir-93) öldürdüğü de bir “açık sır” (ör. bkz. N. Düzel’in E. Asb. Hüseyin Oğuz’la röportajı, Taraf, 15.07.10).

Bütün bu rezalete rağmen resmi ve özellikle de askeri makamlar örgütün varlığını hep reddettiler. Kamuoyunda üzerine sürekli gidilince, 24 yıl sonra geçen hafta resmen kabul ettiler, ama akıllara seza bir biçimde. Fakat önce bu makamların, Kürt hareketini ortadan kaldırmak yerine devasa boyutlara nasıl ulaştırdığını özetleyelim.

İnkârlar ile ikrarlar iç içe 

1) 1 Aralık 1990’da Korg. Hikmet Köksal imzasıyla J. Gn. Kom.’a gönderilen gizli yazının Bnb. Harun Uysal imzalı eki: “Tahliye olanlardan asker olup, Jandarma sınıfına nasb edilen 9 kişi J. Asyş. K.lığı emrinde ve JİTEM Grup K.lığı kontrolunda görev yapmakta olup…” (B. Ekinci, Taraf, 01.01.10).

2) 1984-92 arası Diyarbakır Emniyeti İstihbarat Şb. Md. Hanefi Avcı: “Diyarbakır Asayiş Kolordu Kom. ve Diyarbakır Alay Kom. içinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunmaktaydı” (Taraf, 01.01.10). Diyarbakır’da görev yapmış ayrı ayrı iki polisten benim kendi kulağımla dinlediğim: “Alayda, kapısında JİTEM yazılı bir yer vardı. Biz giremezdik. Arkadaşlar, ‘Dağdan inenler giriyor, biz giremiyoruz!’ diye bozulurlardı”.

3) 1995’te ODTÜ’de yakalanan bir sivilden tabanca ve JİTEM kimliği çıktı. Ankara DGM durumu Genelkurmay’a sordu, böyle bir birim olmadığı yanıtını aldı (Radikal, 27.03.09).

4) Kasım 1996’ya ilişkin olarak, TBMM Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: “Her taşın altından JİTEM çıkıyordu. Dönemin jandarma komutanı Teoman Koman’ı davet ettik, gelmedi, ‘TSK bünyesinde JİTEM diye bir kuruluş yoktur’ diye yazı yolladı. Genelkurmay’a yazdık, İkinci Başkan Çevik Bir, tek cümleyle yanıtladı: ‘TSK mensuplarının bu gibi konularda hiçbir dahli yoktur’. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği’ne yazdım, cevap bile vermediler”. (Taraf, 05.09.08).

5) 18.12.1996’da MGK’ya sunulan gizli rapor, JİTEM’i MİT ve Emniyet’le birlikte devletin üçüncü istihbarat teşkilatı olarak zikretti (K. Tayiz, Taraf, 10.07.11).

Maaş bordrosunda JİTEM 

6) 16.02.1997 tarihli Milliyet’te, dönemin CHP Gn. Sekr. Yd. Sinan Yerlikaya: “İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken JİTEM’in bütçesine sadece askerî yetkililer ve milletvekilleri katıldı. Hatta bize görüşme ve rakamları kamuoyuna sızdırmamamız için namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettirdiler. Dosyada hiçbir bilgi yoktu, sadece rakamlar vardı” (Taraf, 10.07.11).

7) 2004’te Ülkede Özgür Gündem, İsveç’te yaşayan PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını yayınlayınca, Genelkurmay sorulara cevap verdi: “2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda teşkilat, görev ve sorumlulukları belirtilen J. Gen. Kom. bünyesinde JİTEM adıyla bir birim teşkil edilmemiştir. Halen bu isimde faaliyet gösteren birim de mevcut değildir” (Radikal, 27.03.09). Aygan’a ait “JİTEM” yazılı maaş bordrosu 17.12.2008 tarihli Taraf’ta yayınlanacaktır (N. Çiçek imzalı haber ).

8) Birinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza, 19.11.09’da J. Gn. Kom’a yazıp sordu. 19.01.10’da ulaşan iki sayfalık cevap: “Kasım 1988’de bazı birimlerin isimleri değiştirildi. Ör. ‘J. İstihbarat Grup Komutanlığı’nın ismi ‘J. İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’ oldu. Bu birim geçici olarak deneme mahiyetinde uygulamaya sokuldu. Uygulamaya Nisan 1990’da son verildi”.

Terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara C. Savcısı Hakan Yüksel, 2011’de İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay, J. Gn. Kom., MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazdı ve sordu. Bu sefer gelen cevaplarda JİTEM’in varlığı kabul ediliyordu. Savcı bunları şöyle özetledi: “JİTEM vardır, ama İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay’a haber vermeksizin Jandarma Gn. Kom. tarafından kurulmuştur. Faaliyetleri de 1990’da sonlandırılmıştır” (Radikal, 10.07.11). Bu ilk resmi sonuç karşısında insanın aklına ilk planda iki olasılık geliyor:

Aşağı tükürsen… 

1) Bu özetin yanlış olması durumu. Yani JİTEM’in, Genelkurmay’ın bilgisi ve emriyle kurulduğu olasılığı. Bu durumda vaziyet korkunçtur. İnsanlar kaçınılmaz olarak şöyle düşüneceklerdir: “Bizi düşmandan korumak için kurulmuş bir TSK, resmi bir cinayet şebekesi oluşturmuş ve işletmiştir. Esas cinayetler 1992-95 arasında işlendiğine göre, öyle 1990’da sonlandırma falan da yoktur. Kendi devletine ve milletine yalan söylediği tespit edilirse, böyle bir TSK’nın bundan sonra artık hiçbir şeyine asla güvenilmez. Böyle bir ordu düşman başınadır”.

2) Bu özetin doğru olması durumu: Yani JİTEM’in, gerçekten, İçişleri ve Genelkurmay’dan habersiz kurulduğu olasılığı. Bu durumda vaziyet korkunçtur. İnsanlar kaçınılmaz olarak şöyle düşüneceklerdir: “TSK hem istihbarat hem disiplin açısından sıfırı tüketmiştir. Burnunun dibinde ne hainlikler yapıldığını anlamayan bir ordu Türkiye ’yi nasıl korur? İşgalciler Ankara’ya ulaşsa ruhu duymaz. Böyle bir ordu düşman başınadır”.

Lütfen düşünüp başka olasılıklar bulun çünkü ben ordumdan nefret etmek istemiyorum.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı