AKP projesi çok fena batağa saplandı. Bataklığın özelliğidir: debelendikçe batışın hızlanır. Parti battıkça, “metal yorgunluğu” deyip kendi evlatlarını fiilen yiyor (afiyet bal olsun) ama son örneğini Osman Kavala’da gördüğümüz gibi bi yandan da adaleti katlederek demokrasi savunucularını yok etmeye çalışıyor.
AKP bu adalet katlini iki biçimde icra ediyor: “PKK’cidir!” ve “FETÖ’cüdür!”. Hatta, sen aklımızı koru Yâ Râb, Cumhuriyet’te de görüldüğü gibi her ikisini birden kullanılıyor. Bu “azıcık” fazla kaçıyor. Erdoğan’ı götürecek olan bu azıcık olacak; yazın bi kenara.
AKP’yi gömülmeden çürüten bu iki suçlamayı otopsiye yatıralım.
***
Önce, “PKK’cidir” suçlaması. Sadece son 2 aydan bikaç örnek:
Muğla’da PKK’lidir diye asfalta yatırılıp ters kelepçe vurulan gençlerin donları indirildi, öyle fotoları çekilip servis edildi; sapıklığın derecesini düşünebiliyor musunuz? Şimdi de bu rezilliği yapanlara değil fotoları yayanlara soruşturma açıldı; adaletin seviyesini düşünebiliyor musunuz?
HDP’ye oy verdiğini söyleyen kadın öğretmene terör örgütü propagandasından 10 ay hapis hükmedildi.
Büyükada’da bir otelde kapı açık vaziyette tercümanlarla alenen toplantı yapan insan hakları savunucularına silahlı terör örgütüne yardımdan ve üye olmak’tan 15 yıl istendi.
12 Eylül’de kollarından biri iş makinesiyle kopartılan ve şimdi de işinden KHK’le atılıp sırtından onlarca plastik mermiyle vurulan Veli Saçılık’ın annesi Kezban’a (70) toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet’ten soruşturma açıldı.
Aysel Tuğluk’un annesinin mezarına saldıranlar ilk duruşmada serbest bırakıldı.
Şemdinli’de Kasım 2005’te Seferi Yılmaz’a ait kitabevini, bagajından kroki, bomba ve tüfekler çıkan jandarmaya ait bir araçla gelip bombalayan, zamanın KKK Org. Büyükanıt’ın da “Tanırım, iyi çocuklardır” diye arka çıktığı, o zaman 39 yıl alan astsubaylar yeniden yargılandılar ve “suç işlemek için örgüt kurmak”tan beraat ettiler. Şemdinli Belediye Başkanı seçilen Seferi Yılmaz ise Aralık 2016’da “örgüt üyeliği”nden tutuklandı.
Beyaz Show’a telefon edip “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe Öğretmen’e PKK terör örgütünü övmek’ten 15 ay verildi, cezayı Yargıtay da onadı.
14 avukat, açlık grevinde tutuklu Nuriye ve Semih’i savunmaktan tutuklandı.
Manisa Cumhuriyet Savcılığı HDP’li yöneticileri “Örgütün taban kazanma faaliyetleri çerçevesinde düğünlere giderek takı takma”la suçladı ve 10 Ekim Ankara Katliamında ölenlerin cenazesine katılmayı “doğrudan terör örgütünün talimatları doğrultusunda tertiplenen eylem” saydı. Ağrı Patnos’taki bir düğünde de sarı-kırmızı-yeşil mendil sallayanlar “PKK/KCK propagandası yapmak”tan tutuklandı.
***
“FETÖ’cüdür” suçlamalarında mahkeme kararı az çünkü AKP bu işi KHK’lerle hallediyor: Mahkemesiz, delilsiz, sorgusuz, sualsiz, savunmasız. Löp.
Burada KHK maddesi sıralayamayacağımız için daha anlamlı bişey yapalım, iktidarın önüne geleni FETÖ’cülükle suçlamasının kamuoyu ve hatta resmî kurumlarda ne trajikomik durumlara yol açtığına bikaç örnek verelim. Kahkaha ve/veya gözyaşlarınızı hazırlayınız:
7 Ağustos Yenikapı Mitingine katıldığı için kendisinin de “FETÖ gazisi” olduğunu ifade eden türkücü İbrahim Tatlıses, vurulması olayına göz yummakla suçladığı idari ve adli görevlilerin “FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği”nden cezalandırılmalarını talep etti.
Şarkıcı Nihat Doğan, Ahmet Altan’ın oğlunun evinde rahatsızlanıp ölen Defne Joy Foster’in FETÖ adını ilk koyan olduğunu, bu yüzden FETÖ tarafından öldürülmüş olabileceğini söyledi.
Fenerbahçe’nin şike yaptığıyla ilgili dava Aziz Yıldırım’ın 6 yıl almasıyla sonuçlanmış ve ceza Yargıtay’da onanmıştı. Davanın yeniden görülmesine karar verilince A. Yıldırım beraat etti. Yeni iddianamede 1 numaralı şüpheli: Fethullah Gülen .
Kayseri Belediyesi, köpek katliamı iddialarını FETÖ’ye bağladı: “15 Temmuz darbe girişimi sonrası gündem değiştirme gayretinin bir ürünü olarak değerlendiriyoruz”.
Tuncay Özkan, 28 Şubat döneminde Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin’in basılması olayının arkasında FETÖ mensubu polis müdürlerinin olduğunu söyledi ve ”Bana sorarsanız 28 Şubat’ta Erbakan hükümetini deviren Fethullah Gülen ve adamlarıdır” dedi.
Osman Gökçek ATO seçimlerini kaybedince Melih Gökçek, oğlunu rakip gören Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun FETÖ’cülerle işbirliği yaptığını söyledi.
T.C. yasalarına göre suç olmayan misyonerlik faaliyetinden sınırdışı edilmesi (şimdi de F. Gülen’le takas edilmesi) istenen İzmir Diriliş Kilisesi Pastörü A. C. Brunson gizli tanık ifadesiyle FETÖ’den tutuklandı.
Aydın Germencik adliyesinden bir zabıt katibi, evlenme teklifini reddeden meslektaşı kadını FETÖ’cü olarak ihbar etti.
İstanbul Esenyurt’ta paralarını gasp ederken baba-oğulu öldüren kişi adliyeye götürülürken, “FETÖ’cü müyüz yani?” dedi.
3 cinayetten 2 tane ağırlaştırılmış müebbet alan seri katil Atalay Filiz, öldürdüğü kişilerden birinin FETÖ’cü olduğunu ileri sürdü ve ekledi: “Halkımız hainlerin idamını istiyor. Ben bir anlamda halkımızın isteğini yerine getirdim” .
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Savcı Bharara’nın FETÖ ile sıkı bağları var” dedi .
Akdeniz Üniversitesinden karı-koca iki profesör, aynı üniversiteden yüz ve kol nakilleriyle isimlerini dünyaya duyuran 4 profesörün FETÖ üyesi olduğunu açıkladı.
Kadın yolcu şehirlerarası otobüsü durdurup namaz kılmak istedi, şoför ancak acil tuvalet için durabileceğini söyleyince de bağırdı: “Namazın tuvalet kadar değeri yok mu!” Olayın videosu sosyal medyaya yansıyınca Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk, “Kaptanımızla bir ablamızın tartışmasını görüntüleyerek yayınlayan FETÖ’cü vatan haini pislik! Şirketimiz kaptanın işine son verdi, FETÖ’cü pisliklerin şerrinden korunmak için yerli ve milli olan kardeşlerimden dua istiyorum!” diye tvit attı.
Çankırı Cumhuriyet Başsavcısı “FETÖ tam bir Yahudi örgütlenmesi” dedi. Türkiye Yahudi toplumu buna tepki göstererek, “Nefret suçlarına karşı teminatımız olması gereken savcının nefret söylemini kınıyoruz” açıklamasında bulundu.
Sabah gazetesi yazdı: “İstanbul Pendik’te bir minibüste üniversite öğrencisi kızı şort giydiği gerekçesiyle darp eden kişi olayında provokasyon belirlendi. Kişinin yakın görüştüğü isimler arasında sadece FETÖ değil, PKK bağlantılı kişiler de var”. Yine Sabah gazetesinden: “Teknede yeğeniyle ilişkiye giren kişinin kayınpederi FETÖ’yle yakın ilişki içinde ve mallarını damadına devredip Kanada’ya kaçtı” . Yine aynı gazeteden: “Cem Yılmaz, Sezen Aksu ve Tarkan FETÖ’ye bulaşmış durumda”.
Şanlıurfa’da tarihî binanın terasına yaptığı kaçak kat yıktırılınca pankart asıp belediyeyi FETÖ’cü ilan etti.
Jet Fadıl, kendisini Hac’da görmüş olan şikayetçi kişi mahkemede “Utanmıyor musun!” deyince, “Paralel yapı yüzünden” diye cevap verdi .
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 15 yaşındaki bir oğlanla yakalanan arkadaşının görüntüleri internete düşünce, “LGBT’yi de Fethullah Gülen’in kurduğu ortaya çıktı” dedi.
***
Biliyor musunuz, bütün bunlar orijinal değil. Orhan Veli daha 40’lı yıllarda kediler hakkında yazdığı Kuyruklu Şiir’de söylemişti: “(…) demek bütün binaları yakan sensin / istanbul’dakileri sen / ankara’dakileri sen / sen ne domuzsun sen!