Baskın Oran

Otobüsün havalandırma boşluğuna saklanıp Türkiye’ye göç etmek

Geçenlerde Bulgaristan’dan gelen bir otobüsün havalandırma boşluğunda Türkiye’ye kaçak girmek isteyen on kadar çocuk yakalandı. Geri yollandı.  Cümle Türkiye Avrupa’ya kaçak göç etmeye savaştığından olacak, büyük gazetelerimizinde günlerce birinci haber oldu.

Bu konuda ve Bulgaristan Türkleri konusunda ora göçmenleriyle konuştum. Anlattıklarını derledim, size aktaracağım. Geçen gün Mülkiyeli abem Hıncal Uluç, gene ben kardeşine bi kıyak yapmış, benim “Cumhur Kaptan’ın balık buğulaması” hakkındaki yazıyı okumuş, “Türkiye’nin en radikal  dergisinde böyle şeyler de çıkıyor, helal olsun” türünden bir övgü döktürmüş, Allah razı olsun, sırf onu  gene şaşırtmak için Aydınlık’ta bir de Dış Türkleri yazmış olayım.

Bilin yada bilmeyin, 1980’lerin ikinci yarısında (Jivkov dönemi) ad değiştirme kampanyası rezaletini yaşadıktan sonra, Bulgaristan şimdilerde en özgürlükçü ülkeler arasında. Geçenlerde karakolda birine dayak attılar, ilgili polis memurlarının burnundan getirildi. Darısı, yaklaşık 90 yıllık demokrasi deneyimi olan Türkiye’nin başına.

Peki, neden insanlar hâlâ kapağı buraya atmaya çalışıyorlar? Şunları dinledim:

Birincisi, Bulgaristan Türklerinin ekonomik durumu  durmadan kötüye gidiyor.

Yeni rejim gelince, komünist dönemde toprağı kamulaştırılanların topraklarını geri verdiler. Krallık sırasında çoğu Türklerin toprakları ellerinden alınmıştı. Bu yüzden, Türklerin çoğunluğu, toprağını geri alamadı. Fiyatların alabildiğine yükseldiği “özgür girişim” ekonomisinde iki eli böğründe kaldı. Kuzeyde toprağına kavuşan bir bölümünün durumu ise daha iyi değildi, çünkü İMF reçeteleri sonucu tarıma sübvansiyon kalkmıştı. Toprak rantının artış oranı, hem Türklerin yetiştirdiği tütünün fiyatının artış oranından fazlaydı, hem de gübrenin fiyatı müthiş artmıştı.

Bu durumda, 1989’da Türkiye’ye akın akın gelip de rejim değişince geriye dönenler bu sefer de turist vizesiyle gelip yerleşmeye başladılar.

Bunun üzerine Türk yetkilileri  tüm haneye vize vermeyi bıraktılar. Babaya veriyorsa, çocuklara vermemeye başladılar. Bulgaristan’daki soydaşlar da Mısır’a gitmeye  koyuldular… İstanbul’dan transit geçerek ve tabii,  kalıvererek.

Turist vizesiyle Türkiye’de kalan bu soydaşlar bugün Çerkezköy-İstanbul-Çorlu üçgeninde kaçak çalışıyorlar ve işverenler tarafından müthiş sömürülüyorlar.

İkincisi, Bulgarlar Türklere tepki göstermeye başladı.

Türklerin bir kısmı Türkiye’ye yerleşti ama,  yasa gereği topraklarını geri alıyorlar. Sonra da Türk vatandaşlığına geçiyorlar. Bulgarların kafasında bu, Bulgaristan’daki toprakların Amerika’nın eline geçmesi anlamına geliyor.

Bunun yanısıra, yeni rejimde işsizlik dizboyuna varınca, özellikle işsiz kalan Çingeneler yasadışı işler yapmaya, polisle çatışmaya başladılar. Balkan ülkelerinde Çingeneler, Müslümanlıkları dolayısıyla, Türk olduklarını söylerler. Tepki, Türklere fatura ediliyor.

Üçüncüsü, Bulgarlar arasında nüfus artış oranı negatif, Türkler arasında ise alabildiğine. Eskiden Türkler, Bulgar ordusunun sanayie yönelik kesimlerinde askerlik yaptırılırdı. Şimdi normal asker yapılıyor. Bu da, Bulgaristan’ın ulusal güvenliğini etkiler olarak düşünülüyor.

Bulgaristan göçmenlerinin söylediği ilginç şeyler arasında, son Bulgar seçimlerine ilişkin sözler de var.

90 yıllık demokrasi deneyimi olan Türkiye’nin 3 milyon yurttaşı yurtdışında oy veremiyor ama, dünkü Bulgaristan, “Türk partisi” Hak ve Özgürlükler Hareketi’ne (HÖH) oy atacaklarını bile bile Türkiye’deki Türk kökenli vatandaşlarına konsolosluklarında oy verdiriyor.  Bu konuda ilginç olan iki nokta var:

Önce, konsolosluklarda yapılan bu oylamaya katılma oranı son derece düşük oldu. Tüm Türkiye’de yalnızca 3700 oy verildiği söyleniyor. Sonra, bu oylar arasında önemli oranda Sosyalist Parti’ye (eski Komünist Partisi) oy çıktı.

Bunun nedeni şöyle anlatılıyor: Gerçi insanlar konsolosluklara taşınmayı göze alamadı ve  bir bölümü de korktu ama, esas iki sebep yüzünden oy vermedi ve verdiyse de önemli oranda HÖH’e değil, Sosyalist Parti’ye verdi: 1) Sosyalist Parti tarımı tekrar desteklemeye başladı, 2) Bulgaristan Türkleri bölünüyor ve bu bölünmeye Türkiye’deki bitakım çevrelerin politikaları büyük katkı yapıyor. Bu ikincisi önemli.

HÖH’ün yanısıra Türkler iki parti daha kurdu. Bunlardan biri, Adem Kenan’ın partisi, MHP tarafından destekleniyor. Diğeri ise,  eski başmüftü Nedim Gencev’in partisi. Bunun da, Başbakanlıkta görevli, Balkan kökenli, namazında aptesinde olan önemli bir başdanışman tarafından desteklendiği söyleniyor. HÖH’ün milletvekili sayısının 24’ten 15’e düşmesi, partinin 110.000 oy yitirmesi bunlara bağlanıyor.

Ayrıca, Romanya ve Bulgaristan’ın, Hazine Müsteşarlığının öncelikler listesinden çıkarıldığı, Eximbank’ın artık buralara yatırım yapacak Türk girişimcilerine kredi vermediği, bu yüzden Yunanlı girişimcilerin Bulgaristan’da çok mesafe aldığı, bunun, Türkiye’nin Balkanları gözden çıkarması anlamına geldiği söyleniyor.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı