Baskın Oran

Öncü sarsıntılar: “…başbakanım sen anla”

Muhalefet namevcut. AKP içinde ise yağcı/ korkak çok ama, şükür ki onların yanı sıra, polemiğe girişme havası vermeden ama büyük siyasal risk alarak, uçuruma gidişi ilan eden dürüst/cesur birkaç kişi mevcut.

İnsan ölümleri ve devlet

Erdoğan, Uludere’yi unutturmaya çalışıyor, bizzat seçtirdiği CB Gül uyarıyor: “Görev alanına girseydi, Uludere için DDK’yı görevlendirmekte bir an bile tereddüt etmezdim” (28.05.2012). Genç Müminler bildirisi: “Roboski’nin köylüleri, Berkin Elvan, Soma’nın işçileri. Ekmeğe gittiler. Öldürüldüler. Devlet ne dedi? Kaçakçı dedi, Gezici dedi, fıtrat dedi” (16.05.2014).

Erdoğan, Allah’ı suçluyor: “Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok” (05.11.2013). Bizzat getirdiği DİB Başkanı Prof. Mehmet Görmez ilk Cuma hutbesinde “Kader ve ecel insanoğlunun ihmal ve sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” diye okutturuyor (15.05.2014), müftüler toplantısında da “İnsanın suç ve sorumluluğunu İlahi Kudrete yüklemek yanlıştır” diyor (02.06.2014).  Aleviler için de konuşuyor: “Kimse kendi tanımını, devletin ya da kurumların tanımını başkasına giydirmesin” (02.06.2014)

Yasaklar , sözlü saldırılar

Bakan Hayati Yazıcı, bazı illerde konan içki yasaklarına ilişkin, “Şayet bu şekilde bir yasaklama varsa bu hukuk dışıdır” diyor (28.03.2013). Henüz istifa etmemiş olan AKP Ankara MV Haluk Özdalga, “Basın özgürlüğünün işlemediği bir ülkede, seçimler yapılsa da demokrasi olmaz” diye uyarıyor (20.12.2013).

Erdoğan, “TÜSİAD Başkanı ‘Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez’ diyemez. Diyorsa, bu vatana ihanettir” (24.01.14) deyince, CB Gül kalkıyor, TÜSİAD’ın davetine gidiyor (17.04.2014), Erdoğan “Tvittırın mvittırın kökünü kazıyacağız” deyince tweet atmaya başlıyor (21.03.2014), Youtube kapatılınca da “Böyle platformlar dünyanın her tarafında geçerli olan şeyler ” diyor (07.03.2014).  Erdoğan, Twitter’ı açan AYM kararı için “Milli bulmuyorum” deyince (04.04.2014), AİHM yargıcı Işıl Karakaş izah ediyor: “Anayasa Mahkemesi gayri milli olmak zorundadır zaten” (11.05.2014).

Yasadışı resmî müdahaleler

AKP Burdur MV Hasan Hami Yıldırım, henüz istifa etmemiş, yolsuzluk soruşturma dosyasının savcıdan alınmasının “yargıya ve hükümetimize güveni zedeledi”ğini söylüyor (26.12.2013). Başbakan, HSYK başta olmak üzere yüksek yargının yapısını değiştirmeye soyunuyor, CB Gül’den “Kuvvetler ayrılığı demokratik hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır” uyarısı geliyor (08.01.2014). TBMM Adalet Komisyonu AKP’li Başkanvekili Hakkı Köylü, “HSYK üye soruşturmalarının, HSYK daire başkanları ve tetkik hakimi atamalarının adalet bakanı tarafından yapılmaması lazım” diye itiraz ediyor (12.01.2014).

Erdoğan, özerk Merkez Bankası’nın kendi atadığı başkanı faizi düşürmedi diye “Ama artık yetti” (27.05.2014) diyor, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (görev alanlarına dikkat!) bankanın özerkliğini savunuyor.

Ev tutup oturan üniversite öğrencilerine Erdoğan kapalı parti toplantısında, “Bu evlerde nelerin olduğu belli değil” biçiminde hakaret ediyor, hatta “Gerekirse yasal düzenleme de yaparız” diyor (05.11.2013). AKP Kurucu Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçınbayır bunun “düşünce açıklaması ötesinde bir baskı” olduğunu söylüyor (08.11.2013). Başbakan Yardımcısı B. Arınç haberi basın toplantısında “asparagastır” diye geçiştirmeye uğraşıyor.  Bir de azarlanıyor bu yüzden.

En az 3 çocuk diyen başbakan, CB Gül’den “Nüfus vasıfsızsa o zaman da yüktür” cevabını alıyor (26.10.2013). Erkek eli sıkmayan AKP kurucusu Fatma Bostan Ünsal konuşuyor: “Dekolteli bir kadına yapılan ihlal bana da yapılmış demektir” (14.10.2013). Başbakanın “Kadın kadındır erkek erkektir. Bunların eşit olması mümkün mü?” (31.07.2010) diyebilmesi üzerine de, dürüstlüğünü tekrar konuşturuyor: “Buna o zaman herkesin karşı çıkması gerekiyordu” (07.11.2013). Gezi’yi algılayamayan başbakana DİB Başkanı Görmez izah ediyor: “Gençler, özel yaşamına müdahale edilmesini istemiyor. Saçına, sakalına, küpesine, dövmesine kimse karışsın istemiyor ve aslında bunlarla da uğraşmak gerekmiyor”(04.05.2014).

Ve yolsuzluklar…

17 ve 25 Aralık rezaletlerini örtbas için Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilince AKP İzmir MV Erdal Kalkan, “Hırsız hırsızdır. Koruyanı kamu vicdanı affetmez ve cezalandırır. Kimse bu ülkede şah değil padişah değil” (23.12.2013) diye bayrak açıyor ve istifa ediyor. Bakan Erdoğan Bayraktar “İmar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatı ile yapılmıştır. Kendisi de istifa etmelidir” (25.12.2013) deyip istifa ediyor, sonra fena halde özürler diliyor (03.02.2014).

Maliye Bakanı Şimşek’ten de dürüst, ama daha ihtiyatlı bir demeç: “Kim yolsuzluk yaparsa, mutlaka cezasını görmeli. Allah belasını versin,  hem de öbür dünyaya kalmaması lazım” (19.12.2013). Babacan dürüst çizgisini sürdürüyor: “Yolsuzluğun üstünün örtülmemesi bir hükümetin görevi” (22.03.2014). AKP’li müstafilerden Ertuğrul Günay, “Rüşvette zaten kasadan para çalınmaz” diyor (31.12.2013). B. Arınç her zamanki gibi gidip-geliyor: “Kolundaki saati ve çocuğunun parasını sorarsanız bana, ben mahcubiyetten cevap veremem. [Ama] soruşturmaları yapanların asıl niyetlerinin yolsuzluk olmadığı, hükümeti düşürmek olduğu ortaya çıktı” diyor (03.03.2014). Yer bitti; daha neler var…

Önceki Yazı
Sonraki Yazı