Baskın Oran

Ne yazı yazarmışım ya hû!

Geçen haftaki yazım üzerine aldığım mektuplardan birkaçını aşağıya kopyalıyorum. Daha çok, meseleyi anlamış olanları veriyorum; onların da çoğu uyardıktan sonra uyandılar. Fazla naif olanları koymuyorum. 85’ten beri her hafta yazarım, hiç böylesi olmamıştı. Feyhan “Yazma, yanlış anlaşılır” dedi, yazdım. Karı lafı dinlemeyen beter olsun.

***

“Boş simgelere odaklanmış aptallık ve kör milliyetçilik her halde bütün bu toprakların önemli ortak yanlarından biridir. Yani bu açıdan okudum son yazınızı… Demek ki hiç ama hiç bir şey anlamamıştım. Aslında bir şeyi yeni fark ettim: Ekinizi hiç okumamıştım. Yararlı olabilirdi. Artık bu yazıyı yazmanızın nedenini daha iyi kavrayabilirim.”

“Okuma alışkanlığı var mı ki sonuna kadar okuma alışkanlığı olsun? Asıl şimdi “Türk bayrağıyla Yunan bayrağını bir tutarak Türk milletine 301 defa hakaret etti” diye Kerinçsiz bir dava açarsa, kusura bakmayın ama kahkahalarla güleceğim. Gülme hakkım engellenemez.”

“İlk okuduğumda dipnotlarına dikkatle bakmadığım için Elefterotipia’da haberi gerçekten aradım. Bir yandan da geçen gün çıkan haberdeki unsurlara ne kadar da benziyor diye kendi kendime söyleniyordum.”

“Baskın Bey, hiç utanmadan söyleyeyim, ben de aldananların sırasındayım. Kabul ederim. Düşünüyorum da, günlük acele içinde geçen hayatımızda kimbilir nasıl böyle yanlış haberlere inanıp geçiyoruz? Teşekkür ederim. Bana iyi bir ders oldu.”

“O hadise gerçekten Dedeağaç’ta cereyan etmiş ve sen kinayeli teşbih yoluyla bizdeki mediocriteyi teşhir ediyorsan iyi. Yok, İbrahim Şerif hadisesi tamamen kurgu ve diğeri gerçek ise belden aşağı vuruyorsun derim.”

“Daha yazının en altında yer alan karşılaştırmalara gelmeden iki tarafın milliyetçileri ne kadar da birbirlerine benziyorlar
diye düşünmeye başlamıştım. Aşağısındaki karşılaştırmaları okuyunca www.sabah.com.tr/2006/10/25/gnd118.html adresinden hemen haberi bulup bir daha okudum.”

“Bir daha okudum. Yazi=madde 38 / Düzeltme=madde 45. Anlamayanlar kimlermiş yahu? Neyi anlamamışlar?”

“Birkaç sene önce Fransa’da bir derste sosyal ilişkilerde sembol konusunu işliyordum. Dedim ki bakın mesela Müslüman ülkelerde saatin sağa mı sola mı takıldığının bile anlamı vardır. Biraz Türkiye’de sembollerden bahsettim, Mustafa Kemal dedim vs.
Sınavda en az dört kağıtta Atatürk saatlerin sağ kolda taşınmasını yasaklamıştır gibi bir örnek geldi. O gün bu gündür, kinaye yapmıyorum.”

“Evet yazıyı bir kez daha okudum. Ve aynı şeyi düşünüyorum. Yani azınlık olmanın sanki yer farkı yok gibi. Ha Yunanistan’daki Türk azınlığı, ha Türkiye’deki Rum veya Ermeni azınlığı. Hepsi aynı baskı ve işkencenin altında”.

“Hayırdır? Başına tuğla mı düştü? Yoksa arabanın kaportasına mı çarptın? Yunan aleyhine yazı nasıl yazdın len? Darısı Ermenilere.!!!”

“Bu haftaki makaleniz mükemmeldi. “Duzeltme” ise harika bir fikir. Anlamam biraz zaman aldı ama tesiri pek yaman oldu.”

“Yazıklar olsun insanlığımıza. Acaba ne zaman birbirimizin kıymetini anlayabileceğiz? Hepimiz de bir Allahın kuluyuz ama birbirimizi rahatsız etmekten, birbirimizi üzmekten, zarar vermekten başka bir şey düşünemiyoruz.”

“Müthiş bir yazıydı. Okuduktan sonra haberi buldum ve şoke oldum. Galiba okuyan herkesi de benim gibi ters köşeye yatırdınız. Türkiye’de olup bitenleri ve dünyayı anlamamıza yardımcı oluyorsunuz. Eski bir öğrenciniz olarak teşekkür ederim.”

“Daha önce denendiyse bile ben bu yöntemi bilmiyorum. İlginç. Ne tepki alacağını gerçekten merak ediyorum.”

“Yazını hemen Batı Trakyalı dostlara ilettim. Eminim yararlanacaklardır.”

“Sen bir âlemsin Baskın! Senin için bir ceza maddesi bulunmalı. Bu maddeyi Kerinçsiz’e yazdırmalı. Ama yurtsever bir vatandaş olarak benim bir taslak önerim var: ‘Türk halkını ve onun bayrak, cami, din ve milliyet duygusu gibi kutsal ve  yüce değerlerini kullanarak, bu duyguları ima yoluyla da olsa istihfaf edenler 18 ay, suç basın yoluyla yapıldığı takdirde 36 ay hapse mahkum edilirler. Geçmiş yazılarındaki gizli amaçlarına bakılarak suçlunun iflah olmaz bir kişi olduğuna kanaat getirilirse, hapisten çıktıktan sonra, ıslah-ı nefs ettiğine kanaat getirilene kadar yazı yayınlaması ve dostlarına e-posta yollaması yasaklanır’.”

***

İnsanların bu yazıyı algılamakta zorlanmaları üzerine bir test yapalım. Şu şıklardan birini işaretleyiniz: a) Bu olayı Türkiye’ye yakıştıramadılar; b) Kimse yazıları sonuna kadar okumuyor, hele dipnot okuma alışkanlığı sıfır; c) Sabah’taki haberi görmemişler; d) Olayın ayrıntılı anlatılması etkiledi; f) Türkiye ile Yunanistan’ın bu işlerde burun farkı yaptığı kanısındalar; g) Hepsi.

 

Önceki Yazı
Sonraki Yazı