Baskın Oran

Frankenstein 301’in “mânâ ve ehemmiyet”i

Filmi bin defa yapıldı. Dr.Frankenstein bir canavar icat eder, nasıl durduracağını bilemez. Zaten sonunda da öldürülür icadı tarafından. 301’i icat eden zihniyet sakal ve bıyık vaziyetleri karşısında zor durumda. Dava açıyor, sonuçlanmasın diye düşürüyor, yine de yetişemiyor.

Mânâ’yı şöyle anlatayım: İnsanlar arasında “birlik ve beraberlik” sağlatmanın en kolay yolu, onlara bir düşman göstermektir. Toplumların bu özelliğini bilen kişi ve kurumlar halkı korkutarak hakimiyet sürdürürler. 301, Türkiye’de bu olayın “Üçüncü Kuşak” temsilcisidir.

Birinci Kuşak korkutmanın sloganı: “Din düşmanları geliyor!” idi. Şeriat’ın şerrinden 1923’te Kemalizm sayesinde kurtulduk.

İkinci Kuşak’ın sloganı: “Komünizm geliyor!” oldu. Giden kâfir’in yerine, Soğuk Savaş ortamında komünist’i geçirerek düşmansız kalmaktan kurtulduk.

Sovyetlerin yıkılmasıyla Md. 141-142’den kurtulunca, yine düşmansız kaldık. Üçüncü Kuşak başladı: “Türklük düşmanları geliyor!”. Ne oldum demeyecekmişsin, ne olacağım diyecekmişsin; bu sloganı en fazla sahiplenenler Kemalistler şu anda. Hele de, CHP.

Bu üçüncü kuşağın üç tane çok önemli müttefiki var: 1) PKK terörü. (O kadar önemli ki, PKK bomba atmadığı zaman kimi korgenerallerimiz attırıyor. Ben söylemiyorum, Altay Tokat paşa söylüyor); 2) “Her mahalle parkına bir cami” zihniyeti; 3) Densiz AB yetkilileri tarafından temsil edilen küreselleşme.

***

301’i yaratan zihniyetin ehemmiyetine gelince. Çok mühim: 1) Irkçı ve ırk ayrımcısı; 2) Dinci ve din ayrımcısı; 3) Türkiye’yi aşağılayıcı ve yıkıcı; 4) Türkiye’yi bölücü.

Irkçı ve ırk ayrımcısı çünkü: Irkçı, çünkü maddenin gerekçesine göre Türklük=Dünyadaki bütün Türkler; “Türk Milletinden geniştir” diyor. Irk ayrımcısı, çünkü yalnızca Müslüman dininden ve Türk soyundan vatandaşlara hakaret yasak. Örneğin, siz hiç, 301’in (eski adı: 159) Kürtlere veya Ermenilere vs. sövenlere uygulandığına rastladınız mı? Hatta bir kadın bakan (neydi adı?) Apo’ya “Ermeni Dölü” diyerek bir taşla iki kuş vurmuştu. 1934 İskan Kanununda “Türk Irkı” 6 kere geçiyordu. 1940’larda bile Hava Harp Akademisi ilanları “TC tebasından ve Türk Irkından” erkek daktilo arıyordu. Avrupa’ya giden talebelerin “Türk Irkından olması” isteniyordu (A.Yıldız, “Ne Mutlu Türküm Diyebilene”, s.327-333).

Şimdi de “mütekabiliyet” diye tutturanlar, bilmem farkındalar mı, insan haklarında bu ilkenin yasaklandığını bilmemenin yanı sıra, dışarıdaki “soydaş” için içerideki “vatandaş”ı rehin alıyorlar.

Dinci ve din ayrımcısı çünkü: Bu zihniyet Müslüman olmayanı Türk saymıyor. 1942 Varlık Vergisinde gayrimüslimlere ve “dönme”lere ayrı vergi  kategorisi (8 misli) uyguladı. Ünlü Prof. Hirsch, hatıralarında,  vatandaşlığa geçmek isteyince “Müslüman olursanız daha kolaylaşır” dendiğini yazdı. Yargıtay 1971 ve 74’te Rum vatandaşlara “Türk olmayanlar” dedi. 1988’de çıkarılan kararname, sabotaj yapabilecekler arasında “Memleket içindeki yerli yabancılar (Türk tabalı)” diye bir kategori saydı. 1996’da İstanbul 2 Numaralı İdare Mahkemesi bir Rum vatandaşa “Yabancı uyruklu TC vatandaşı” dedi ve karar Danıştay 12. Dairesi tarafından onaylandı. Azınlık okullarındaki müdür başyardımcısının “Türk asıllı ve TC uyruklu” olmasını isteyen 625 s. yasa md.24/2 şu anda yürürlükte. Şubat 2006’da Devlet Denetleme Kurulu gayrimüslim vakıflarını “Yabancı vakıflar” olarak sınıflandırdı.

TSK, Emniyet, Dışişleri’nde hiç gayrimüslim duydunuz mu?

Türkiye’yi aşağılayıcı ve yıkıcı, çünkü: Reformları demokrasi için değil, AB istedi diye yapıyor. Sevr’e Cevap’ta Babıali’nin fark ettiğini bile fark edemiyor (Bkz. TDP, cilt I, s.123). Aydınlarını mahkeme kapılarında süründürerek tahrip ediyor ve “Cezayir savaşı Fransa’yı çürütüyor” diyen Sartre’ı içeri atmak isteyenlere koyu milliyetçi de Gaulle’ün “O Fransa’dır, hapsedemeyiz” demesinin yanına varamıyor.

Bölücü, çünkü: Vatandaşları “devlete sadık” ve “vatan haini” diye bölüyor. Devamlı korku salarak milli morali bozuyor, insanları tedirgin ediyor. Bu açıdan, daha “Şeref ve haysiyetiyle oynanan insanlar devlete zarar vermekten kendini alıkoyamaz. Tersi durumda, insanlar sadakat yolundan ayrılmaz” diyen 1839 Tanzimat Fermanı seviyesine yaklaşamıyor. Sokaklarda linçi önlemiyor; kendi aydınlarını linç eden bir zihniyet önler mi? Bir general, en hassas bölge Hakkari’de 24 Eylül 2006 günü komando erlerini sivil giydirip ellerine pankart veriyor: “Bölücü olma, temiz ol”. Yani, Kürtlere “Sen pissin!” diyor. Bu zihniyet, Demokrasi olmadan bir Cumhuriyet’in yaşamaya devam etmesinin bu devirde mümkün olmadığını göremiyor.

***

301’i kaldıralım mı, değiştirelim mi diye soruyor Türkiye. 301 hiç önemli değil. Yukarıda anlattığım zihniyet önemli. O zihniyet itlaf edilmedikçe, 301 olmasa başka maddeler yavrulayacak.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı