Baskın Oran

Erdoğan ile Trump

Çok farklı iki lider, tamam da, insanlar genellikle benzeştikleri için birbirlerini tutarlar. Bu benzeşmelere çok özetle bakalım.

Temelde çok farklı iki lider.

Erdoğan ölümüne İsrail karşıtı ve İslamcı. Trump ölümüne İsrail koruyucusu ve Müslüman karşıtı. Erdoğan ise, Müslüman ve potansiyel seçmen oluşları, ‘bırakıveririm haaaa!’ diye Avrupa’yı ürkütme imkanı gibi nedenlerle mültecileri seviyor. Trump mültecilerden nefret ediyor.

Fakat Erdoğan, kendisine “Sert ayaklara yatma. Aklını başına topla” diye Türkçeleştirilebilecek bir mektup yollayan Trump’a hiç laf etmiyor. Trump da Netanyahu’yla görüşmesinde bile “Ben Erdoğan’ı seviyorum. O da beni seviyor” diyor.

Çok farklı iki lider, tamam da, insanlar genellikle benzeştikleri için birbirlerini tutarlar. Bu benzeşmelere çok özetle bakalım.

***

İktidara Geliş:

AKP, Cumhurbaşkanı A. N. Sezer ile Başbakan B. Ecevit arasındaki anayasa kitapçığı fırlatma tarafından tetiklenen ve bankalar arası gecelik faizi %6200’e fırlatarak 24 bankanın batmasına yol açan 2001 ekonomik krizi sonucu iktidara geldi. Ardından da Erdoğan, çok ironiktir, ulusalcıların “367” saçmalıkları sayesinde cumhurbaşkanı oldu.

Trump, 1929’dan beri benzeri görülmemiş, ABD’de 8,7 milyon kişinin işini kaybettiği 2007-2009 mali krizi sonunda iktidara geldi.

***

Temel İdeoloji ve Yöntem:

İkisinde de, din faktörüne vurgu yapan bir milliyetçi söylem. Erdoğan’da “Türkiye Yüzyılı”. Trump’ta: “MAGA” (Amerika’yı Yine En Büyük Yapacağız).

Yöntem olarak, gerektiğinde cidden sertlik kullanan bir popülizm. Erdoğan, ülkenin kuruluşundaki “Türk üstünlüğü” kavramını İslam’la birleştirerek, protestocu öğrencileri ve haberleri yazan gazetecileri tutuklatarak.

Trump ise ABD’nin kaba gücünü ve ortalama Amerikalının dindar muhafazakarlığına seslenen “Dini her zamankinden daha güçlü şekilde geri getirmek istiyoruz” sloganını da içeren Çin düşmanlığını kullanarak. Açıkça hakaret ettiği Zelenski’yi B. Saray’dan kovarak.

***

Dış Politika:

1) Yayılmacılık:

Erdoğan, klasik Kürt karşıtlığını Suriye’de sürekli operasyonlarla ve üs arayışlarıyla sürdürerek, Yunanistan’a karşı “Mavi Vatan”cıları kullanarak.

Trump, fazlasıyla malum, apaçık bir emperyalist saldırganlıkla: Kanada, Meksika, Panama, Grönland, Gazze hezeyanları.

Tabii, Baba Diyalektik, ikisi de karşıtlarını tahrik etmiş oluyorlar. Yunanistan silahlanmaya başladı ve ayrıca üyesi olduğu AB’nin Güney Kıbrıs’a büyükelçi atamasını sağladı . İnanılmaz gümrük vergilerine (“tarifler”) tabi tutulan Çin, nadir toprak elementlerinin ihracatını yasaklayıp ABD’yi telefondan savaş uçağına kadar felce uğrattı. Son darbeyi, Boeing uçaklarının alımını durdurarak ağır vurdu. Vergi getirilen diğer ülkelerle de dayanışmaya girdi.

2) Uluslararası taahhütlerden cayma:

Erdoğan, Türkiye’nin 2011’de ilk imzacısı ve onaylayıcısı olduğu, kadınlara evde şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nden 2021’de çekildi.

Trump ise iktidara gelir gelmez inanılmaz şeyler yaptı ve yapıyor. Tüm dış yardımları durdurdu. Ülkesinin Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP), UNESCO, Paris İklim Anlaşması, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA), İran’la Nükleer Anlaşma (JCPOA) gibi belgelerle bağlı olmadığını ilan etti. ABD’yi BM İnsan Hakları Konseyi’nden, BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’ndan (UNRWA) çıkardı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) yaptırım kararı aldı. Göçmenleri Küba Guantanamo’daki üssüne yolladı. Trans sporcuların kadın spor müsabakalarına katılmasını yasakladı. “Hıristiyanlık karşıtı ön yargılarla mücadeleye” yönelik görev gücü kurulmasına ilişkin kararname imzaladı.

Tabii, kendi seçim kampanyasına para veren Elon Musk gibileri kilit yerlere getirdi.

***

Yargı’yla ilişkiler:

Erdoğan, 13 üyesinden 6’sını doğrudan, 7’sini de dolaylı olarak atadığı Hâkim ve Savcılar Kurulu (HSK) eliyle Yargı’ya egemen oldu. Fakat adalet konusundaki mevcut skandallar daha ne kadar böyle sürdürülebilir bilinmez, çünkü tepkiler büyüyor.

ABD’de Yargı’ya saygı geleneksel olduğu halde Trump başkanlık dönemine ait gizli belgeleri evine götürmekten tutun, parayla ilişki kurduğu iki kadına sus payı vermek ve Georgia eyaleti seçimlerine müdahale gibi çok sayıda davaya karışmış vaziyette. Öyle ki, “şüyuu vukuundan beter” vaziyetler. Trump, ABD tarihinin sabıka fotoğrafı çekilen ilk başkanı olarak 200.000 dolar kefalet karşılığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış birisi. Hatta, federal suçlarda kendini affedebileceği, fakat eyalet suçlarında böyle bir yetkisi olmadığı bile konuşuldu.

***

Üniversiteyle İlişkiler:

Erdoğan, rektör atamalarını Kanun Kuvvetinde Kararname yöntemiyle yaparak üniversitelere de egemen olmuştu. Fakat AYM bunu anayasaya aykırı bularak iptal etti. Mevcut atanmışları yerine bırakan bu hüküm bugünden yaklaşık 1,5 ay sonra yürürlüğe girecek ve liselilerin bile isyan halinde olduğu ülkede bakalım neler olacak.

Trump’a gelince, Harvard gibi bir üniversiteye bile bulaştı. Filistin yanlısı protestolar gerekçesiyle üniversitenin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gözden geçirmesini talep etti. Üniversite reddetti. Bunun üzerine ABD Eğitim Bakanlığı, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık Sözleşme bedelinin dondurulmasına karar verdi. Bakalım çiçeği burnunda Trump mı Harvard’ı yiyecek, 1636 yılında kurulmuş Harvard mı Trump’ı.

Önceki Yazı
Sonraki Yazı